Bize başkası için yaşamak öğretildi.
Kendine istemek ayıptır. Kınanır.
En fedakâr olan en takdir edilendir.
O yüzden hayatımız vermek üzere inşa oldu.
...
Yaşadığımız coğrafyalarda zulüm eksik olmaz.
Bizde, haksızlığa karşı hep bir isyan ruhu vardır.
Bu yüzden başkaldırı ve mücadele, bir parçamız olageldi.
Yorulanlar, yarı yolda kalanlar çok oldu.
Dünya malına tamah edip dönenler de oldu.
Nesli tükenen bir avuç insan olsak da hala buradayız.
Modern bencil dünyaya galip gelemedik.
Mağlup bir ordunun savaşmış birer ferdi olarak elimiz kelepçeli.
Yorgun ve moralimiz kırılmış olsa da; izzetimizle bir köşedeyiz.
Biliyoruz, zor.
Ama umutsuzluk bize haram.
Allah azze ve celle nasıl ki diriden ölüyü çıkardı; aynı şekilde ölüden de diriyi çıkaracaktır.
Bencilliğe, kaypaklığa baş gelemedik.
Devir; bencilliğin, çıkarın, lüks ve şatafatın devri.
Şatafat ve debdebe genç neslin gözünü kör etmiş.
Müslümanı bile cenneti bu dünyada yaşama derdinde.
Mutfak, tuvalet ve yatak odası üçgenine hapsolmuş bir nesil var.
Konfor, rahatlık çürütür.
Çürüme başladı zaten.
Çürümenin sonu yeşermedir, biliyoruz.
Yeni yeşermenin içinde olamamanın hüznünü yaşıyoruz sadece…