Bugün sokaktaki insanlara mikrofonu uzatıp “Birkaç yıl önce Karaman’da öğrenci yurdunda yaşanan çocuk tacizini/istismarını biliyor musunuz?” diye sorsanız; sanırım 10 kişiden 7-8’i hatırlayacaktır.
Hatırlayanların tamamı, İmam-hatip veya kuran kursunda okuyan çocukların tacize uğradığını ve bu yurdun İslami bir camiaya ait olduğunu söyleyecektir.
Hatırlayanların en az yarısı bu yurdun/evlerin Ensar Vakfına ait olduğunu söyleyecektir.
Ama bu ahlaksızlığı yapan kimdi veya kimlerdi diye sorsanız hiçbiri bilmeyecektir.
Oysaki işin faili/öznesi olan kişidir bu bilmedikleri.
Niye hatırlamıyor/bilmiyor bu insanlar?
Zaman geçti diye unutmuş değiller; zaten olayın yaşandığı anda sorsaydınız da bilmezlerdi o failin ismini.
Çünkü haberi verenler, failin ismini değil failin ait olduğu camiayı özne olarak sunuyorlardı:
“Kuran kursu/İmam-Hatip öğrencilerinin kaldığı Ensar Vakfına ait yurtta bir öğretmenin tacizi…” diye manşete taşıyorlardı.
Haberin veriliş şekli aslında niyetleri ortaya koymaktaydı.
Onların öfkesi faile değildi (bence bir kısmı için taciz bile o kadar mühim değildi).
Öfkeleri sırayla; orada dini bir tedrisat yapılmasına, sonra o organizasyonun sorumlusu olan camiaya (Ensar Vakfına) ve en sonunda tacizin kendisineydi.
Bu vurgu yüzünden insanlar, bu vakada en çok İslami bir yurt olduğunu, ondan sonra Ensar Vakfını bildiler ama hiç kimse faili bilmedi, faille ilgilenmedi.
Siyasi kimlik sahiplerinin karıştığı suç ve ahlaksızlıklarda da durum aynı:
“Falanca partili/falanca partinin belediye başkanı, uygunsuz bir şekilde yakalandı…”
Bu tip haberlerle vurdukları özneden ziyade ait olduğu parti veya camiadır.
Partisi/camiası o suçu/ahlaksızlığı tasvip ediyorsa, savunuyor veya destekliyorsa eyvallah, vuralım o camiaya vurabildiğimiz kadar.
Partisi veya camiası o cürme/ahlaksızlığa karşıysa, partinin/camianın ismini zikrederek o suçu/ahlaksızlığı dile getirmek en az o ahlaksızlık kadar ahlaksızca değil midir?
Bir durumlardaki diğer ahlaksızlığımız da sessizliğimizdir:
Karşı taraf yaptığında en ağır eleştirilerde bulunurken; kendini ait hissettiği camiadan birinin karıştığı aynı suça/ahlaksızlığa sessiz kalanlar (hatta üstünü örtmeye çalışanlar) o ahlaksızlığı yapanlardan daha az ahlaksız değillerdir.