4 yıl önce Hindistan'a gitmek istediğimde vize başvurusu için Hindistan Büyükelçiliğine gitmiştim.
Vize vermeden önce bir ülkeler listesi önüme koydular; "Son 5 yılda bu ülkelerden herhangi birine gittin mi?" diye soruyorlardı.
Eğer gittiysen mimli birisin demek; vizen zora giriyor.
Sordukları ülkeler, kendi komşu ülkeleri (Çin, Pakistan, Bangladeş, Nepal vs).
Bir ülke tüm komşularıyla düşman olabilir mi?
İngiltere'nin sömürüp yönetimini belirlediği bir ülkeyse pekâlâ olur.
İngilizlerin zamanında sömürdüğü/yönetiminde etkin oldukları ülkeler bakın (Irak, Mısır, Tayland, Myanmar, Çin, Türkiye vs.); hepsi hem komşularıyla kavgalı hem de içte çatışma yaşıyorlar.
Bunlar tesadüf değil; İngilizlerin sinsi bir siyasetidir.
Kızılderililer bile bunu zamanında anlayıp atasözü olarak kullanmışlar:
"Eğer bir derede iki balık kavga ediyorsa, bilin ki az önce oradan uzun bacaklı bir İngiliz geçmiştir..."
İngilizlerin en şeytani uygulaması, zihinleri manipüle/iğfal etmesidir.
Sömürdükleri/işgal ettikleri hiçbir ülkede bugün bile İngiliz'e karşı bir düşmanlık göremezsiniz.
Kurtuluş Savaşında ülkeyi işgal edenler İngilizler, Fransızlar ve kısmen İtalyanlardı.
Yunanistan, İngilizlerin desteği ve gazıyla Ege'ye girdi.
Ve bugün bizde İngiliz'e, Fransız'a veya İtalya'ya karşı en ufak bir öfke/düşmanlık yok. Bilakis derin bir hayranlık var.
Tüm öfkemiz ve düşmanlığımız İngiliz piyonu Yunan'a ve Fransız piyonu Ermeni'ye yönelik.
Her ne kadar fiili bir İngiliz sömürgeciliği yaşamadıysak da 1950'lere kadar İngilizlerin etkisi altındaydık.
Türkiye bürokrasisini İngilizlerin istediği şekilde kurduk.
İngilizlerin kurduğu/kurdurttuğu/etkilediği bürokrasi sistemlerinde bakın; neredeyse tamamında birbiriyle çelişen uygulamalar; tıkanık bir hukuk/eğitim/sağlık vs sistemi görürsünüz.
Çünkü o bürokrasi sistemleri iş yapmak üzere değil iş yapmamak/sorun çıkarmak üzere kurulmuştur.
Özetle; biz Amerika ve İsrail'i şeytan görüyoruz ama onlardan daha şeytan olanı İngiltere'dir. Çünkü Amerika ve İsrail'i bile emellerine alet edebiliyor.