Kahve Kitap
Veysel Tepeli
Köşe Yazarı
Veysel Tepeli
 

Herkes Yardım Derneği Kurmak Zorunda mı?

Maalesef, güzel şeyleri berbat etmeyi çok güzel başarıyoruz. Potansiyelimize, gücümüze, yeteneğimize, ihtiyaca bakmadan herkes popüler olanı, ilgi odağı olanı yapmak istiyor. Bir zamanlar “tebliğ/davet” popülerdi; herkes tebliğci oldu. Sonra “öğrenci evleri ve eğitim” popüler oldu; bu sefer de herkes öğrenci evi açmaya, eğitim derneği kurmaya başladı. Bugün ise “Yardım İşi” popüler oldu. Neredeyse cemaati/hoca efendisi olmayan yardım derneği veya diğer deyişle yardım derneği olmayan cemaat/hoca efendi/şeyh kalmadı. Diyeceksiniz ne kadar çok o kadar iyi değil mi? Eğer her biri farklı yerlere ulaşıyorsa; diğerlerinin yapmadığını yapıyorsa kesinlikle iyidir tabii ki. Ama kazın ayağı öyle değil: İstisna birkaçı hariç büyük çoğunluğu aynı yere toplanmış; aynı yerlerden yardım almaya çalışıyor ve aynı kişilere/bölgeye aynı yardımı yapıyorlar. Hal böyle olunca; bir şehirde yardım toplama ve dağıtma işini 1-2 dernek çok rahat yapabilecekken bir bakıyorsunuz 20-30 yardım derneği olmuş. 1-2 derneğin kirası, personel gideri, elektriği-suyu, araç alımı, lojistiği, ulaşımı, konaklama maliyeti ile 20-30 derneğin maliyeti bir midir? Birilerinin hevesi için 20-25 yardım kurumunun gideri bu ümmetten çıkıyor. 2016 Kurbanında, Kurban kesimi için Burkina Faso’ya gitmiştim. Benim kaldığım otelde 5-6 farklı yardım kuruluşu ekibi vardı. Her ekipte en az 3-4 kişi vardı. Neredeyse hepimiz aynı yerlerde kurban kestik. Herkesin kestiği kurbanları, yine aynı yerde kesim ve dağıtım işini 1 bilemedin 2 ekip/yardım kuruluşu çok rahat yapardı. Bugün bu tip organizasyon için kişi başı (uçak, konaklama, ulaşım vs) maliyet 30 bin liradan aşağı olmadığını düşünürsek; varın ümmetin fuzuli harcanan parasını siz düşünün. Bir yardımı, gitmeden de birilerinin aracılığıyla göndermesi mümkünken; o yardım için gerekli paradan daha fazlasını yol parasına veren organizasyonları biliyorum. Biliyorum; bu yazıdan dolayı birçok kişi/yardım kuruluşu bana çok kızacak. En doğrusunu Allah bir ama benim gördüğüm bu. Yıllardır bu furyadan rahatsızım. Yanlış anlaşılır diye susuyorum ama gidişat iyi değil. Depremde de gördüm; yardım kurumlarının eskisi gibi insanlar üstünde bir ağırlığı/saygınlığı yok. Bireysel yardımlar her geçen gün artıyor. İşin teselli tarafı; yardım organizasyonları içinden biri olarak şimdiye kadar herhangi bir yardım kuruluşunun bilinçli suiistimaline şahit olmadım. 3 kıtada 10’dan fazla ülkede 15 yıldır fiili olarak birçok yardım organizasyonuna katıldım. (İlk gidişim hariç diğer gidişlerimin masraflarını kendi cebimden karşıladım) Heba edilen birçok yardıma şahit oldum. Bangladeş’te Arakan kamplarına gidenler bilir; adım başı kuyu var. Bangladeş gibi Muson yağmurlarının eksik olmadığı yerlerde her taraf suyla kaplıyken hala buralarda su kuyusu için para toplayanlar var. Oysaki buralarda kuyu değil temiz su ihtiyacı var. Afrika’da “Kabilecilik” anlayışını bilmeyen bir yardım kuruluşu, yardımları hakkıyla dağıtamaz. Herkes aynı işi yapmak zorunda değil (sadece yardım için değil). Aynı işi yapmak yerine; o işi en güzel kim yapıyorsa, kim hakkını veriyorsa işi ona emanet edip destek vermek zorundayız. Lütfen; kimse bu yazdıklarımı bir yöne çekmesin. Öküz altında fil sürüsü aramasın; niyet okumasın. Lehte veya aleyhte herhangi bir yardım kuruluşunu işaret etmiyorum. Özetle diyorum ki: Diğer yardım kuruluşlarından farklı bir işler/projeler yapmayacaksa; farklı insanlara ulaşmayacaksa; diğerlerinin yaptığının tekrarını yapıp aynı insanlara ulaşacaksa; yardım derneği kuran herkes yanlış yapar, vebal altına girer.  
Ekleme Tarihi: 21 Mart 2023 - Salı

Herkes Yardım Derneği Kurmak Zorunda mı?

Maalesef, güzel şeyleri berbat etmeyi çok güzel başarıyoruz.

Potansiyelimize, gücümüze, yeteneğimize, ihtiyaca bakmadan herkes popüler olanı, ilgi odağı olanı yapmak istiyor.

Bir zamanlar “tebliğ/davet” popülerdi; herkes tebliğci oldu.

Sonra “öğrenci evleri ve eğitim” popüler oldu; bu sefer de herkes öğrenci evi açmaya, eğitim derneği kurmaya başladı.

Bugün ise “Yardım İşi” popüler oldu.

Neredeyse cemaati/hoca efendisi olmayan yardım derneği veya diğer deyişle yardım derneği olmayan cemaat/hoca efendi/şeyh kalmadı.

Diyeceksiniz ne kadar çok o kadar iyi değil mi?

Eğer her biri farklı yerlere ulaşıyorsa; diğerlerinin yapmadığını yapıyorsa kesinlikle iyidir tabii ki.

Ama kazın ayağı öyle değil:

İstisna birkaçı hariç büyük çoğunluğu aynı yere toplanmış; aynı yerlerden yardım almaya çalışıyor ve aynı kişilere/bölgeye aynı yardımı yapıyorlar.

Hal böyle olunca; bir şehirde yardım toplama ve dağıtma işini 1-2 dernek çok rahat yapabilecekken bir bakıyorsunuz 20-30 yardım derneği olmuş.

1-2 derneğin kirası, personel gideri, elektriği-suyu, araç alımı, lojistiği, ulaşımı, konaklama maliyeti ile 20-30 derneğin maliyeti bir midir?

Birilerinin hevesi için 20-25 yardım kurumunun gideri bu ümmetten çıkıyor.

2016 Kurbanında, Kurban kesimi için Burkina Faso’ya gitmiştim.

Benim kaldığım otelde 5-6 farklı yardım kuruluşu ekibi vardı. Her ekipte en az 3-4 kişi vardı.

Neredeyse hepimiz aynı yerlerde kurban kestik.

Herkesin kestiği kurbanları, yine aynı yerde kesim ve dağıtım işini 1 bilemedin 2 ekip/yardım kuruluşu çok rahat yapardı.

Bugün bu tip organizasyon için kişi başı (uçak, konaklama, ulaşım vs) maliyet 30 bin liradan aşağı olmadığını düşünürsek; varın ümmetin fuzuli harcanan parasını siz düşünün.

Bir yardımı, gitmeden de birilerinin aracılığıyla göndermesi mümkünken; o yardım için gerekli paradan daha fazlasını yol parasına veren organizasyonları biliyorum.

Biliyorum; bu yazıdan dolayı birçok kişi/yardım kuruluşu bana çok kızacak.

En doğrusunu Allah bir ama benim gördüğüm bu.

Yıllardır bu furyadan rahatsızım.

Yanlış anlaşılır diye susuyorum ama gidişat iyi değil.

Depremde de gördüm; yardım kurumlarının eskisi gibi insanlar üstünde bir ağırlığı/saygınlığı yok. Bireysel yardımlar her geçen gün artıyor.

İşin teselli tarafı; yardım organizasyonları içinden biri olarak şimdiye kadar herhangi bir yardım kuruluşunun bilinçli suiistimaline şahit olmadım.

3 kıtada 10’dan fazla ülkede 15 yıldır fiili olarak birçok yardım organizasyonuna katıldım. (İlk gidişim hariç diğer gidişlerimin masraflarını kendi cebimden karşıladım)

Heba edilen birçok yardıma şahit oldum.

Bangladeş’te Arakan kamplarına gidenler bilir; adım başı kuyu var.

Bangladeş gibi Muson yağmurlarının eksik olmadığı yerlerde her taraf suyla kaplıyken hala buralarda su kuyusu için para toplayanlar var. Oysaki buralarda kuyu değil temiz su ihtiyacı var.

Afrika’da “Kabilecilik” anlayışını bilmeyen bir yardım kuruluşu, yardımları hakkıyla dağıtamaz.

Herkes aynı işi yapmak zorunda değil (sadece yardım için değil).

Aynı işi yapmak yerine; o işi en güzel kim yapıyorsa, kim hakkını veriyorsa işi ona emanet edip destek vermek zorundayız.

Lütfen; kimse bu yazdıklarımı bir yöne çekmesin. Öküz altında fil sürüsü aramasın; niyet okumasın. Lehte veya aleyhte herhangi bir yardım kuruluşunu işaret etmiyorum.

Özetle diyorum ki:

Diğer yardım kuruluşlarından farklı bir işler/projeler yapmayacaksa; farklı insanlara ulaşmayacaksa; diğerlerinin yaptığının tekrarını yapıp aynı insanlara ulaşacaksa; yardım derneği kuran herkes yanlış yapar, vebal altına girer.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve adanagundemi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler 2023 acotr.org https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler 2023 casino siteleri

siyahbet