Kahve Kitap
Murat Çakmak
Köşe Yazarı
Murat Çakmak
 

Putlar Ülkesi 2

  Gençler için hikayeler Abdullah Ali ve babasını memleketine yerleştirdikten sonra tekrar ticaret için Bharat'a gitmek zorunda kaldı bu sefer nasıl bir ülkeye gideceğini nelerin kendisini beklediğini biraz anlayabiliyordu. Beyaz atı ile günler süren yolculuğun ardından Bharat'a varmıştı. Ali'nin babası, mücahit olan Muhammed Talha'dan bahsetmiş ve onunla buluşmasını ve kendisine yardımcı olacağını söylemişti ve bir uyarıda bulunmuştu: ‘’Sakın onların renkli batıl dünyalarına nazar bile etme.’’ demişti. Abdullah beyaz atı ve beyaz elbisenin tam üstüne oturduğu iri yapısı ile ahalinin hemen dikkatini çekmişti. Abdullah yine ahalinin bir telaş içinde olduğunu anladı. Kalabalık çılgınlar gibi alışveriş yapıyor ve bu alışverişin akşama bir hazırlık için olduğunu anlayabiliyordu. Getirdiği malları kendi gibi Müslüman olan tüccarlara sattı ve buralarda Muhammed Talha adında bir mücahit olduğunu onu nasıl bulacağını sordu. Tüccar, geniş omuzlu, sakallı esmer, saçlarına ve sakalına biraz aklar düşmüş orta yaşı biriydi. -Talha ha… dedi tüccar. Abdullah tüccarın nerde olduğunu ve neden sorduğunu hemen anladı ve açıklamaya başladı. İkinci defa buraya geldiğini Ali'nin babasından bahsetti onun vesilesi ile burada azınlık olarak Müslümanların yaşadığını ve o yüzden tekrar geldiğini söyledi. Tüccar Muhammed Talha’nın cihat emri olduğunu ve buradaki Müslümanların tek bir cemaat olduklarını ve Talha’nın ne kadar büyük bir komutan olduğundan bahsetti.  Kendilerinin nasıl birleştirilip tek bir vücut haline getirildiğini, burudaki putperestlere karşı nasıl bir hal aldıklarını anlattı Abdullah. Anlattıkça daha da çok merak etmeye başladı ve akşama kendisinin Talha’nın yanına götürebileceğini söyledi. Abdullah Müslümanların burada nasıl yaşadıklarını bu kavmin nasıl putperest olduklarını sordu. Tüccar Müslüman olmadan önce kendisinin put satıcısı olduğundan, putlara inanmadığını hatta hiçbir batıl dine bile inanmadığını, sadece para ile olan rabıtasını söyledi. Devam ederek yine bir sabah putları satmak üzere sergilediğini ve bir adamın geldiğinden bahsetti o adamdan sonra çok değiştiğini o adamın hidayetine vesile olduğunu söyledi. ‘’Sabah tezgahını açmış müşteri bekliyordum orta boylu yakışıklı genç bir delikanlı karşımda bunların ne olduğu sordu. Tek tek putların isimlerini neler yapacağını anlatıyor iken delikanlı kahkaha atmaya başladı sen bu dediklerine inanıyor musun diye sordu ve bunların kendisine bile faydası olmadığını söyledi.’’ İlk başta ne demek istediğini anlamadım ve tezgâhın önünden gitmesini ve başımıza bir felaket geleceğini söyledim. Delikanlı eline bir put aldı ve yere doğru fırlattı put paramparça oldu benim nefesim kesildi ve o an bir felaket geleceğinden korktum ama genç Allah' dan başka ilah olmadığını Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemin onun peygamberi olduğunu söyledi.‘’Şimdi putunu kırdım ve tüm putlar benim başıma felaket getirsin’’ diye tehdit ederek devam etti.Delikanlı hızla uzaklaşırken ben düşünmeye başladım putlar niye müdahale etmedi diye. Günler geçti delikanlı çıkageldi bu sefer ben şaşkın bir ifade ile delikanlının oturmasını söyledim. Dediklerinin ne anlama geldiğinin sordum. Delikanlı kendisinin Müslüman olduğunu ve Tevhit inancını anlatmaya başladı bende kelimeyi tevhidi söyledim ve Müslüman oldum.  O delikanlı ise Muhammed Talha olduğunu ve nasıl putperest topluluğa karşı dimdik durduğunu anlattı. Abdullah Allah-u Ekber, Allah-u Ekber, Allah-u Ekber diye bağırmaya başladı ve akşamı iple çekmeye başladı. Tüccar: ‘’Gel biraz seni gezdireyim sonra akşam ezanına yakın mescide gideriz.’’ dedi. Abdullah şaşkın şaşkın ahalinin ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordu. Tüccar: ‘’Bunların büyük putunun doğum günüymüş. Onun için hazırlık yapıyorlar.’’ dedikten sonra etrafta bir aydınlık oldu. Kavak ağacına benzer bir ağacı süslüyorlar, onlara bir sene şans getireceğine inanıyorlar, bugünü nasıl geçirirlerse bir sene boyunca öyle olacaklarına inanıyorlardı. Bugüne özel kaz dolması, ve mor giyinirler ilerleyen saatlerde tek ayak üstünde doksandan ,yüze kadar sayarlar sonrada barutu ateşliyorlardı. Abdullah: ‘’İnsanoğlu haktan saptığında beyinsizlikte sınır tanımaz." dedi.  Akşam ezanına yakın mescide vardılar. Abdullah’ın içi bir anda huzur buldu. Şirk merasimi ve putperestlerden sonra Müslümanlarla buluşacaktı ve cemaat halinde namaz kılacaktı. Dışardan sade görülen bir mescitti duvarları sadece kireç vurulmuş sade süslemeden uzak bir mescit. Ve kalabalık içinde içerden ezan okundu ve Muhammed Talha öne imam olarak geçti. Namazdan sonra Talha beni tanıttı tüccar olduğumu başka bir ülkeden geldiğimi Ali'den babasından bahsetti. Abdullah: ‘’Ey Emir, Allah Azze ve Celle senden razı olsun.’’ diye söze başladı ve nasıl meraklandığını gözlerinden belliydi. Talha: ‘’Babam gariban bir tüccardı, oğlu olduğunu duyunca adını Muhammed Talha koyun demiş.’’. O dönemlerde çok az sayıda Müslüman yaşarmış buralarda babam çok dua edermiş oğlum cihat emri olsun diye. ‘’Babam gariban bir adam fazla ilmide yok kendinin yapamadığı oğlu için dua ediyor.’’ diyerek sözlerinin devamına hazırladı gözleri dolu dolu. ‘’Benim küçük yaşta diğer ülkelerin âlimlerinden ders almama vesile oldu. Nerede iyi bir âlim var diye duysa beni oraya götür ve ders almama vesile olurdu. Hep Allah'ın dini yeryüzü hakim oluncaya kadar durmak yok karınca misali çalışacağız evlat derdi ve dilim dönmeye başlayınca ilk öğrettiği şey olan; Sahabe-i Kiram’ın (radıyallahu anh) çocuklarına ilk öğrettiği kelimelerden biri; Amentü billahi ve kefertü bit-tağut.  Allah’a iman ettim, tağutu (Allah’tan başka tapınılan her şey) ret ve inkar ettim. (İbn Şeybe, Sünen: 1/348) Babamda ilk öğrettiği kelimelerden biri idi. Tekrar ailemin yanına dönünce ilmimin şükrünü eda etmemi ve ne olursa olsun Allah’a şirk koşmamamı söylerdi. Dükkan dükkan, kapı kapı gezdim anlattım ben kimim Allah nasip etti bende anlattım yorulmadan.’’ Abdullah ağlamaklı oldu gözleri dolmuş şekilde dinliyor, -Allah'ın dini yeryüzü hakim oluncaya kadar durmak yok- diyor kendi kendine söyleniyordu. Abdullah Talha ve cemaat ile vedalaştı ve yola koyulduktan sonra böyle bir mücahit ile tanıştığına Allah'a şükretti.
Ekleme Tarihi: 07 Ocak 2023 - Cumartesi

Putlar Ülkesi 2

 
Gençler için hikayeler
Abdullah Ali ve babasını memleketine yerleştirdikten sonra tekrar ticaret için Bharat'a gitmek zorunda kaldı bu sefer nasıl bir ülkeye gideceğini nelerin kendisini beklediğini biraz anlayabiliyordu.
Beyaz atı ile günler süren yolculuğun ardından Bharat'a varmıştı.
Ali'nin babası, mücahit olan Muhammed Talha'dan bahsetmiş ve onunla buluşmasını ve kendisine yardımcı olacağını söylemişti ve bir uyarıda bulunmuştu: ‘’Sakın onların renkli batıl dünyalarına nazar bile etme.’’ demişti.
Abdullah beyaz atı ve beyaz elbisenin tam üstüne oturduğu iri yapısı ile ahalinin hemen dikkatini çekmişti.
Abdullah yine ahalinin bir telaş içinde olduğunu anladı. Kalabalık çılgınlar gibi alışveriş yapıyor ve bu alışverişin akşama bir hazırlık için olduğunu anlayabiliyordu.
Getirdiği malları kendi gibi Müslüman olan tüccarlara sattı ve buralarda Muhammed Talha adında bir mücahit olduğunu onu nasıl bulacağını sordu.
Tüccar, geniş omuzlu, sakallı esmer, saçlarına ve sakalına biraz aklar düşmüş orta yaşı biriydi.
-Talha ha… dedi tüccar.
Abdullah tüccarın nerde olduğunu ve neden sorduğunu hemen anladı ve açıklamaya başladı.
İkinci defa buraya geldiğini Ali'nin babasından bahsetti onun vesilesi ile burada azınlık olarak Müslümanların yaşadığını ve o yüzden tekrar geldiğini söyledi.
Tüccar Muhammed Talha’nın cihat emri olduğunu ve buradaki Müslümanların tek bir cemaat olduklarını ve Talha’nın ne kadar büyük bir komutan olduğundan bahsetti. 
Kendilerinin nasıl birleştirilip tek bir vücut haline getirildiğini, burudaki putperestlere karşı nasıl bir hal aldıklarını anlattı Abdullah. Anlattıkça daha da çok merak etmeye başladı ve akşama kendisinin Talha’nın yanına götürebileceğini söyledi.
Abdullah Müslümanların burada nasıl yaşadıklarını bu kavmin nasıl putperest olduklarını sordu.
Tüccar Müslüman olmadan önce kendisinin put satıcısı olduğundan, putlara inanmadığını hatta hiçbir batıl dine bile inanmadığını, sadece para ile olan rabıtasını söyledi. Devam ederek yine bir sabah putları satmak üzere sergilediğini ve bir adamın geldiğinden bahsetti o adamdan sonra çok değiştiğini o adamın hidayetine vesile olduğunu söyledi. ‘’Sabah tezgahını açmış müşteri bekliyordum orta boylu yakışıklı genç bir delikanlı karşımda bunların ne olduğu sordu. Tek tek putların isimlerini neler yapacağını anlatıyor iken delikanlı kahkaha atmaya başladı sen bu dediklerine inanıyor musun diye sordu ve bunların kendisine bile faydası olmadığını söyledi.’’
İlk başta ne demek istediğini anlamadım ve tezgâhın önünden gitmesini ve başımıza bir felaket geleceğini söyledim. Delikanlı eline bir put aldı ve yere doğru fırlattı put paramparça oldu benim nefesim kesildi ve o an bir felaket geleceğinden korktum ama genç Allah' dan başka ilah olmadığını Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemin onun peygamberi olduğunu söyledi.‘’Şimdi putunu kırdım ve tüm putlar benim başıma felaket getirsin’’ diye tehdit ederek devam etti.Delikanlı hızla uzaklaşırken ben düşünmeye başladım putlar niye müdahale etmedi diye.
Günler geçti delikanlı çıkageldi bu sefer ben şaşkın bir ifade ile delikanlının oturmasını söyledim. Dediklerinin ne anlama geldiğinin sordum. Delikanlı kendisinin Müslüman olduğunu ve Tevhit inancını anlatmaya başladı bende kelimeyi tevhidi söyledim ve Müslüman oldum.  O delikanlı ise Muhammed Talha olduğunu ve nasıl putperest topluluğa karşı dimdik durduğunu anlattı.
Abdullah Allah-u Ekber, Allah-u Ekber, Allah-u Ekber diye bağırmaya başladı ve akşamı iple çekmeye başladı.
Tüccar: ‘’Gel biraz seni gezdireyim sonra akşam ezanına yakın mescide gideriz.’’ dedi.
Abdullah şaşkın şaşkın ahalinin ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordu. Tüccar: ‘’Bunların büyük putunun doğum günüymüş. Onun için hazırlık yapıyorlar.’’ dedikten sonra etrafta bir aydınlık oldu.
Kavak ağacına benzer bir ağacı süslüyorlar, onlara bir sene şans getireceğine inanıyorlar, bugünü nasıl geçirirlerse bir sene boyunca öyle olacaklarına inanıyorlardı. Bugüne özel kaz dolması, ve mor giyinirler ilerleyen saatlerde tek ayak üstünde doksandan ,yüze kadar sayarlar sonrada barutu ateşliyorlardı.
Abdullah: ‘’İnsanoğlu haktan saptığında beyinsizlikte sınır tanımaz." dedi. 
Akşam ezanına yakın mescide vardılar.
Abdullah’ın içi bir anda huzur buldu. Şirk merasimi ve putperestlerden sonra Müslümanlarla buluşacaktı ve cemaat halinde namaz kılacaktı.
Dışardan sade görülen bir mescitti duvarları sadece kireç vurulmuş sade süslemeden uzak bir mescit. Ve kalabalık içinde içerden ezan okundu ve Muhammed Talha öne imam olarak geçti.
Namazdan sonra Talha beni tanıttı tüccar olduğumu başka bir ülkeden geldiğimi Ali'den babasından bahsetti.
Abdullah: ‘’Ey Emir, Allah Azze ve Celle senden razı olsun.’’ diye söze başladı ve nasıl meraklandığını gözlerinden belliydi.
Talha: ‘’Babam gariban bir tüccardı, oğlu olduğunu duyunca adını Muhammed Talha koyun demiş.’’. O dönemlerde çok az sayıda Müslüman yaşarmış buralarda babam çok dua edermiş oğlum cihat emri olsun diye. ‘’Babam gariban bir adam fazla ilmide yok kendinin yapamadığı oğlu için dua ediyor.’’ diyerek sözlerinin devamına hazırladı gözleri dolu dolu.
‘’Benim küçük yaşta diğer ülkelerin âlimlerinden ders almama vesile oldu. Nerede iyi bir âlim var diye duysa beni oraya götür ve ders almama vesile olurdu. Hep Allah'ın dini yeryüzü hakim oluncaya kadar durmak yok karınca misali çalışacağız evlat derdi ve dilim dönmeye başlayınca ilk öğrettiği şey olan;
Sahabe-i Kiram’ın (radıyallahu anh) çocuklarına ilk öğrettiği kelimelerden biri;
Amentü billahi ve kefertü bit-tağut. 
Allah’a iman ettim, tağutu (Allah’tan başka tapınılan her şey) ret ve inkar ettim.
(İbn Şeybe, Sünen: 1/348)
Babamda ilk öğrettiği kelimelerden biri idi.
Tekrar ailemin yanına dönünce ilmimin şükrünü eda etmemi ve ne olursa olsun Allah’a şirk koşmamamı söylerdi. Dükkan dükkan, kapı kapı gezdim anlattım ben kimim Allah nasip etti bende anlattım yorulmadan.’’
Abdullah ağlamaklı oldu gözleri dolmuş şekilde dinliyor, -Allah'ın dini yeryüzü hakim oluncaya kadar durmak yok- diyor kendi kendine söyleniyordu.
Abdullah Talha ve cemaat ile vedalaştı ve yola koyulduktan sonra böyle bir mücahit ile tanıştığına Allah'a şükretti.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve adanagundemi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler 2023 acotr.org https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler 2023 casino siteleri

siyahbet