Kasım'da Hedef Türkiye
Küresel bazda yaşananları çok parçalı bir PUZZLE üzerinde yerleştirmeye çalışıldığında, sonuçta ortaya, Türkiye’nin çıkacağı net olarak görülecektir.
Öncelikle, Ukrayna üzerinden yeni bir Dünya Düzeni şekillenmesi, neş’û nevâ bulması için Rusya’nın savaş silahlarını ateşlemesi temin ettirildi.
Siyonun Ehl-î Sâlîp’inin Başatı, Yeni Dünya Düzeni senaryosunda başrol oyuncusu olan ABD, Azerbaycan’ın, Ermenistan’ın elinde bulunan, Esâretteki topraklarını kurtarması, önceki plânları boşa çıkarttığı için, yeni bir rota oluşturmaya başladı.
Yeni Rotanın başlangıç noktası ise Ukrayna olarak belirlendi.
ABD, Geçen yıl Yunanistan ile 5 Yıllık Savunma Anlaşması gereğince diyerek, Tatbikât bâhânesiyle, Yunanistan’a, yüzlerce, Zırhlı Araç ve Tank göndermişti. Tatbikâtın sona ermesiyle birlikte ABD’ye götürülmesi gereken tüm askeri teçhizâtları ve cephânelikleri, geri götürülmesi Yüksek Mâliyet teşkil ettiği bâhâne edilerek, Yunanistan ordusuna bağışladığını açıklamıştı. Bu konuda da kendi kendini tekzip eden bir ABD ile karşılaştık.
ABD, Şimdi de Yunanistan’a bu ay içerisinde, saldırı helikopteri ağırlıklı olan, 1. Ordu Havacılık Tugayı’nı Dedeağaç Limanına konuşlandırmak üzere sevk edeceğini açıkladı.
Bunlara ek olarak da, Fransa, 8 Kasım’da, Hava Savunma, Önleme, Keşif, Kara ve Denizde Nokta Atışları, Nükleer Bomba Taşıma Kapâsitesine ve kendi ağırlığının 1,5 katı yük taşıma özelliklerine sahip olan 2 âdet Rafale Savaş uçağını Yunanistan’a teslim edecektir.
ABD ve Fransa, Almanya ve İngiltere’de dâhîl olmak kaydıyla, neden Yunanistan’a bu kadar askerî yığınak yapıyor dersiniz?
Anadolu İşgâl Edilmek İsteniyor
Söz konusu askeri yığınaklar nereye konuşlandırılacağına bakıldığında, 1919 ve 1922’de Yunan Ordusunun Anadolu’yu işgâle kalkıştığı yerler, Midilli, Sakız ve Sisam adalarıydı.
İtlâf Devletleri içinde yer alan İtalya’da, İstanköy, Meis ve Rodos adalarına askeri yığınak yaparak, Anadolu’ya saldırılarına buradan kalkışmıştır.
Bu tehlike bilindiği içindir ki 1923 Lozan ve 1947 Paris Ântlaşmaları’yla, Eğe Denizi’nde bulunan 23 Ada’nın, “Gayrî Askerî Stâtüde Kalması” şartları konulmuştur.
ABD’nin önceden Tâtbikât amaçlı ve şimdi de Kasım Ây’ı içerisinde göndereceği 1. Ordu Havacılık Tugayı’nı sadece Dedeağaç Limanı’na değil, Midilli, Sakız ve Sisam adalarını da üs olarak kullanmak üzere yerleştirmektedir.
ABD, 2022’nin Ağustos Ây’ında da, İtalya’nın Napoli Limanında bulunana Savaş Gemisi’ni Girit Adası’na demirlemişti.
Tıpkı, Kurtuluş Savaşı Mücâdelesine neden olan, 1919 ve 1922’de Yunanistan’ı kuduz köpek misali kullanarak Anadolu’yu işgâle kalkışan İtlâf Devletleri bugün de aynı tâktik ve yöntemi kullanıyorlar. Bir farkla;
O gün Göğüs Göğse Mücâdele ve Donanmayı kullananlar, bugün Siber Savaş saldırıları ve Uzay araçları ile saldırılarını tâhkîm etmeye çalışacaklardır.
Türkiye’nin Gücünü, öncelikle, Besledikleri Terör örgütleri ve Teröristleri, mayın eşeği olarak, Irak ve Suriye Topraklarında Türkiye’ye karşı saldırttırdılar. Sonra Libya’da, bir Başka mayın eşekleri olan Hafter’i sahaya sürdüler. Yetmedi, diğer bir cephede de Ermenistan’ı Azerbaycan’a saldırttılar.
Türkiye, tüm bunlara karşı nasıl, hangi teknoloji, strateji, lojistik destek ve teknikle mücâdele edeceğini test etmeye kalkıştılar.
Bu konuda, kendilerince, belli bir fikir ve strateji sâhibi oldular.
Câlût (Goliath)’u Dâvûd ile Savaştırmak
Biraz alan değiştirerek PUZZLE’ı tamamlamaya çalışalım.
İran’da, Fars Baharı başlatılması için aranan bâhâne, 16 Eylül’de, âhlâk Polisi tarafından gözaltına alınan Mahsa Amini’nin, Rahatsızlanarak, hastahâneye kaldırılması ve âkâbinde hâyâtını kaybetmesi ile bulunmuş oldu.
İran, içeriden yakılmaya başlanınca, ateşi söndürecek yangın tüpünü bir türlü bulamadı veya kullanamadı. Bunun iki müsebbibi var; ABD ve İsrail!
ABD, yıllardır plânladığı zemine İran’ı çekmeyi başarıyor gibi. (2001 Eylül’ünde, “ABD AB(D)'yi Vurdu" başlıklı mâkâlemde, İkiz Kulelerin Vuruluş senaryosunun nihâî amacının Türkiye olduğunu, amma velâkin âsıl hedefe giderken yollardaki dikenlerin temizlenmesi gerektiğini. Bu dikenlerden biri olan Irak çok daha önce yoldan alınmış sırada Suriye ve İran’ın yoldan kaldırılması gerektiğini, bundan sonra Türkiye’nin kolay lokma olması plânlaması yaptıklarını yazmıştım.)
İran, özellikle Humeyni’nin koltuğa oturtulması ile birlikte, İsrail’in güdümünden dışarı adım atabilecek bir yapıya sahip olabilmiş midir? Bence HAYIR!
Azerbaycan, Ermenistan’dan topraklarını âzâd ederken, İran kimin sâfında yer aldı diye bakıldığında, elbette ki Ermenistan’ın.
Zengezur koridorunun açılmasında destek değil köstek olan kim, İRAN!
Azerbaycan’ı karıştırmak üzere, Azerbaycanlı vatandaşlardan devşirilmiş, 19 Casusu yakalayan Azerbaycan İstihbaratı, casusların İran Devrim Muhafızları tarafından eğitilip gönderildiğini tesbit etmiştir.
Türkiye, İsrail ve ABD (Siyonun Ehl-î Sâlîp’inin, İŞGÂLCİ, SOYKIRIMCI YAYILMACI, ÂSÎMİLÂSYONCU TERÖRİST ve HAYDUT itlâf DEVLETLERİ tarafından, Doğu’da İran, Batı’da Yunanistan, Güney’de Terörist yapıları ile Âsîmetrik saldırı altına alınmaya çalışılmaktadır.
Söz konusu itlâf devletleri, Türkiye’yi Câlût (Goliath) olarak değerlendirilirken, İranı’da Dâvûd diye kullanmaya çalışmaktadırlar.
Câlût (Goliath)'a karşı savaştırılacak olan Dâvûd'un askerleri ise, Embeddedleri ve Dâhîlî Bedhâhlarıyla tekmil edilecektir.
İç Mûhâlefet
Türkiye, içeriden de, Siyonun Ehl-î Sâlîp’inin DOST kâbûl ettikleri Mûhâlefet ile de terbiye edilmeye çalışılmaktadır.
Ana Mûhâlefet Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 9-13 Ekim Tarihleri arasında ABD’yi ziyârete gitti. Ziyârette âkllarda kalan en belirgin konu, “kayıp 8 sâât”’in sırrı ve yediği hamburger!
Hemen Âkâbinde İP Genel Başkanı Meral Akşener’in Yardımcısının ABD Ziyâreti gerçekleşti.
Ekim Âyı’nın son haftasında ise, HDP’nin görünür olmadığı ve 6’lı masa olarak tanımlanan Mûhâlîf Parti temsilcileri, Brüksel’de bir araya geldiler.
Meral Akşener, “HDP ile aynı masaya oturmayız” dediği hâlde, Brüksel’deki toplantıya, HDP’den Diyarbakır mv Hişyar Özsoy, İP’den Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Erozan ile birlikte katıldılar.
Ana Mûhâlefet Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu kez de, 2-3-4 Kasım Tarihleri arasında İngiltere’yi ziyârete gitti. Burada paylaştığı Bir Twitter’ı ile de kendi kendisini tekzip etmiş oldu.
Bir yıl önce, 10 Temmuz 2021’de, ‘her gün Londra’daki bir avuç tefeciye faiz ödeniyor, bu ülkeyi Tefecilerden kurtaracağım’ demiş iken, Aynı Kılıçdaroğlu, 2 Kasım 2022 tarihinde bir başka Twitter’ında, ‘Temiz paranın girdiği sokaktan, kirli para hemen kaçar. Ben bu parayı bulup getireceğim. Bunun için Londra’dayım.., halkımdan ricam, sabırla KASIM SONUNU bekleyin." demekten kendini alamamıştır.
Geride, bir de Almanya ziyâreti olacaktır. …
PUZZLE’ı Tamamlayalım
Dâvûd üzerinden güç birliği ile “Evrenin Koruyucusu Voltranı" oluşturarak, HEDEF düşman (TÜRKİYE) Câlût (Goliath)'u yenmek, mâğlûp etmek ve tâhâkkümleri altına almak için, mayın eşeği olarak Doğuda İran, Batı’da Yunanistan adı altında saldırıya geçme hazırlıkları tamamdır.
ABD tüm hazırlıklarını yaparken, Türkiye’ye her türlü desteği vereceğini açıklayan Pakistan’da Darbe Yaptırdı ve İmran Han’ı görevinden uzaklaştırdı Yazıyı kâleme aldığım dâkikâlarda, Mitingde ateş açıldı, İmran Han yaralandı bilgisi düştü ekranıma. Pakistan da Doğal Âfette etkili olunca, bu kez Gıda krizi ile boğuşmaya başladı ve ne enteresândır ki, insan hakları savunuculuğu iddiâsında bulunan ve medeni zânnedilen Avrupalılar bu insanlık drâmına seyirci kalmakla yetinmektedirler.
Bir diğer Dost ülke Katar’da, tıpkı Pakistan gibi, Türkiye’nin, ihtiyaç duyduğu her türlü desteği ve elindeki tüm askerî uçakları başta olmak üzere istediği ne varsa Türk Ordusunun emrine vereceğini açıklamıştı.
ABD önderliğinde hareket eden Siyonun Ehl-î Sâlîp’inin, İŞGÂLCİ, SOYKIRIMCI YAYILMACI, ÂSÎMİLÂSYONCU TERÖRİST ve HAYDUT itlâf DEVLETLERİ bunun da hesâbını yaparak tüm çalışmalarını tertip etmektedirler.
Katar, 2022 yılı Dünya Kupası'na ev sâhipliği yapmaktadır. 20 Kasım -18 Aralık Tarihlerinde Dünyanın gözü Futbol nedeniyle KATAR’da olacağından, KATAR tüm dikkâtini, Kupa’nın ev sahipliğine ve organizasyonun kûsûrsuz şekilde bitirilmesine verecektir.
Yine benzer Durum, İran – Ermenistan Müttefikliğinde, Azerbaycan’da savaş tamtamlarını çalacaklardır. Azerbaycan, gergin ve teyâkkûz hâli bir döneme girdirilmektedir.
Şimdi, Türkiye, üç önemli Dost ve Kardeş ülkelerin kendi iç işleriyle meşgul edildiği bir dönemde, Kuzey’de, Doğalgaz Boru hatlarına sabotaj ihtimali ile Kışı soğukta geçirmesi için de, TERÖRİST ve HAYDUT DEVLETLER boş durmayacaktır.
Böyle bir atmosferde Kasım sonu, Aralık başı Türkiye’yi savaşa çekmek Düşman DOSTlar için bulunmaz bir fırsâta dönüşmektedir.
Türkiye, Güney’den (Irak’ın ve Suriye’nin Kuzeyinden gelebilecek) Terör Saldırılarıyla, Batı’dan karışacak olan Balkanlar’da oluşacak güvenlik zââfiyeti ile oluşan keşmekeşten de beslenecek olan Yunanistan’ın saldırısıyla. Güney Batı’dan, Mısır – İsrail ortaklığı ve Girit’ten ABD desteğiyle Libya’nın karıştırılması, kaosa çekilmesiyle Türkiye’nin kıskaca alınmak istenmesi. Batı’da, Eğe Adalarında, 1923 Lozan ve 1947 Paris Ântlaşmaları’yla, Eğe Denizi’nde bulunan 23 Ada’nın, "Gayrî Askerî Stâtüde Kalması" şartına bağlanmış olmasına râğmen, Midilli, Sakız ve Sisam Adaları ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi altındaki topraklarda oluşturdukları askerî üslerden hassas güdümlü silahlar ve uzaydan sinyal karıştırma mâ’rîfetiyle saldırılara destek olacaklardır.
ABD Küresel güç olarak kalabilmek için, Dünya Ticaretinin, Pasifik ve Atlantik, iki yakasını da kontrol altında tutmak için Türkiye’nin kontrol altına alınmasını hâyâtî meselesi olarak görmektedir.
Diğer taraftan da, Çin’in Rusya’ya aç kurt gibi saldırmasını sağlayacak ortamın oluşmasını da plânına dâhil etmektedir. JAPONYA! SÜRPRİZ!
Sözün Özü;
“Düşmanların en büyüğü, düşmanlığını gizleyendir.” (Hz. Âlî kv.)