Kahve Kitap
Mustafa BAYGIN
Köşe Yazarı
Mustafa BAYGIN
 

SES KAYITLARI İLE ÜLKE YÖNETMEK

Tele Kulaktaki Amaç Ne? Türkiye, seçim sathı mailine girdi girmesine de, seçim meydanlarında konuşulanlar, ne yazık ki dinlemeler, tapeler. Türkiye’de dinlenenlerin sayısı verilmeye çalışılıyor. İyi de, sayıya gerek yok, Türkiye dinleniyor, üç beş kişi, eksik fazla, sayı vermek neyi değiştirir! Biz inananlar olarak biliriz ki, her daim, Yaradan tarafından izleniyor ve dinleniyoruz. No problem! Birileri, bugün çıkmış, ‘zaman manidar, taraf olmak/olmamak dengesini kurmak zor.  Birgün kaşımıza nerede olduğumuz önümüze sürülürse ne yaparız?’ minvalli planlarla hareket etmeye çalışsa da, asıl önemli olan ülkedir. Ev, işyeri, şahıs, devlet mensubu, kamu kurum – kurumları, vs, derken işin içine uluslararası dinlemelerinde girdiği görülüyor. Kimler kimleri, neden dinlemiş? Olay yolsuzluk gibi gösterilmeye çalışılsa da işin ayağı başka gözüküyor. Ortaya çıkan dinlemelerin amacı nedir? Dedik ya, sayı verilmeye çalışılsa da aslında neredeyse dinlenmeyen kimse kalmamış! Her dinlenenin konuştuğu, bağlantı kurduğu, ismi zikredilenlerin dinlenmeleri hesaba katılmak zorundadır. Bu kadar dinleme ve tapeleri kim, nerede, nasıl, ne zaman okuyacak, kimlere yarar sağlayacaktır, düşünmek lazım. Sanki kahvaltıya marmelat hazırlamak istenircesine, Elma, armut, üzüm, çilek, zeytin, bal, yağ, vs. vs. müştemilatlı bir marmelat. Ne alaka! Amaç, bağcıyı mı dövmek, yoksa üzüm yemek mi? Bana göre, asıl amaç birilerini hizaya çekmek adına ortaya garnitür sürmektir yapılanlarla. Maksat çay içmek, sofradakiler bahane. Devlete hizmet etmenin illaki yönetmekten geçtiğini bilenler(!) üst kademede hizmete talip olmuşlar. Haklılarda. O makamda olmazsa yönetmez. O halde iyi bir kahvaltı için komi ya da garson ile anlaşmaktansa, mekanın patronunu yönetme veya en azından patrona baş danışman olmak en garantilisi ve aç kalma tehlikesi olmayanıdır. Kurt kuzuyu yemeyi niyet etmiş. Boynuz da kulağı geçmek istiyor. O halde, başta olmalıdır ki, boynuzla meydan okuyabilsin. Kulak kesilse de, bir başka formül bulunur. Baş kesilirse hayat damarları biter, ölür beden. Kesilen kulak olunca, başı korumak için, kulak kesene ihtar verilir ki başın sınırlarına bir daha yanaşmasın istenir. Bunlar neden veya nasıl bir anda ortaya çıktı? Kulağı geçmeye çalışan ve başı idare etmeye kalkışan boynuz, dengeleri ele almak adına, kendini taşıyan, yaşatan başı derde koymak adına, birkaç düşman oluşturmak zorunluluğunu hissetmiştir. Kendisinin vazgeçilmez, “lâ yûsel” olduğunu ispat adına, etrafa zarar verirken, baş gördü ve anladı ki, boynuz kendi çıkarı için gövdesine zarar aldırıyor. Boynuz kendini geliştiriyor, ama gövdenin de zarar almasına, kontrolün tamamen kendisinde olmasını istiyordu. İki taraflı güç kendisinin olsun istiyordu. … Baş izin vermedi. Boynuzun hem başta durmasına, hem de vücuda zarar vermesine. Boynuza, ‘Kendini koru, üzerimden kendini geliştir ama gücümü elimden almaya kalkışma! Vücut benim! Zarar verdirmeye, kontrolü eline almaya izin vermem! Zaten başımda durarak, vücudumun her zerresinde olup bitenden haberdar oluyorsun. Daha öteye gitme!’ denildi. İkaz dinlenmeyince, baş boynuzları kırmak adına, bilerek, isteyerek kafasını sert kayalar vurmaya başladı ki, boynuz kırılsın, dağılsın, bedenin tüm gücünü ele geçirmeye kalkışmasın. … Asıl mesele, boynuzun çıkmasına, güçlenmesine, kurduğu oyunlara fırsat ve destek verenlerin, boynuzun istenilen kadar etkili olmadığını gördükleri için, kendi elleriyle boynuzu dağıtmak, kırmak isteme başlamalarıdır. ... “Ne hikâye anlatıyorsun, tele kulaktan boynuza nasıl geldin?” dediğinizi duyar gibiyim. Diyorum ki, bu işin yapı taşlarını örenler, kendi aralarında duvarlarını çatlatmaya başladılar. Yapılan hizmetin kişiye değil Devlete olduğunu zannedenler, kullanıldıklarını anlamaya ve görmeye başladıkça, kurulan oyunları, tuzakları ile birlikte kamuoyunda bu işin ifşa olmasını istemişlerdir. Tarihinde görülmemiş kaset olayları Türkiye’yi Nereye sürükler? Sonu nereye varır? Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük siyasi, içtimai kavgasıdır aslında yaşananlar. Mustafa Kemal Atatürk’ün söylemiyle, dâhili ve harici bedbahtlar, Türkiye’nin ekonomisine, coğrafi özelliğine, güçlenmesine, lider olmasına tahammül edemedikleri için, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan üzerinden vurmaya çalışıyorlar. Bu ülkenin kendi öz evlatları karşı karşıya getirilmeye çalışılıyor. İnançları üzerinden kardeş kavgasına götürmek isteyenlerin amaçları Türkiye’yi yönetmek, gücü ellerinde bulundurmaktır. Devlet ve iktidar bunu gördü, anladı, şimdi de karşı hamle ile atağa geçiyor. Süreç zor, meşakkatli ve de uzun soluklu. Bir o kadar da yorucu, yıpratıcı, aynı zamanda da itibarsızlaştırıcı bir durum. Başkaları da Kasetle Saldırmaya Zorlanıyor. Türkiye’de Başbakan Erdoğan’ın kaseti, Tele kulak skandalı, Numan Beye yapılan komplo kaseti, MHP’nin Milletvekilleri ve ilk versiyon olan Deniz Baykal kaseti. Tüm bunların ortaya çıkartılmasını, ülkenin kasetler savaşı ile dizayn edilmesini isteyen Dâhili ve Harici Bedbahtlar, iç veya T.C. Kimlikli destekçilerini belirlerken, onlarla alakalı önceden hazırlanmış şantaj kasetleri dahi olabilir. Saldırıyı gerçekleştirenlerin, “saldır” diyenlerin ellerinde kasetleri olabilir. Çünkü bu işi çok iyi bildikleri gerçeğini hepimiz yaşayarak görüyoruz. Kaset operasyonu, tele kulak skandalınınarkasındaki dâhili ve harici bedbahtların ellerinde bulundurdukları bilgilerle, Türkiye’de siyaseti dizayn edebileceklerini zannediyorlar! Halkı ayaklandırmaya çalışıyorlar. Başbakan Erdoğan'ı iktidardan düşürebilecek bilgi ve belgelerin ellerinde olduğunu düşünerek hareket ediyorlar. Filmin devamını çekiyorlar. Bakalım izleyici sayısını bindirilmiş kıtalarla da olsa sağlamaya güç yettirebilecekler mi? Sözün Özü: “Tanrı, iradesini hakim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır. Yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hâkim kılmak için Tanrı'yı kullanırlar.”                                              İtalyan filozof Bruno
Ekleme Tarihi: 05 Mart 2014 - Çarşamba

SES KAYITLARI İLE ÜLKE YÖNETMEK

Tele Kulaktaki Amaç Ne?

Türkiye, seçim sathı mailine girdi girmesine de, seçim meydanlarında konuşulanlar, ne yazık ki dinlemeler, tapeler.

Türkiye’de dinlenenlerin sayısı verilmeye çalışılıyor. İyi de, sayıya gerek yok, Türkiye dinleniyor, üç beş kişi, eksik fazla, sayı vermek neyi değiştirir!

Biz inananlar olarak biliriz ki, her daim, Yaradan tarafından izleniyor ve dinleniyoruz. No problem!

Birileri, bugün çıkmış, ‘zaman manidar, taraf olmak/olmamak dengesini kurmak zor.  Birgün kaşımıza nerede olduğumuz önümüze sürülürse ne yaparız?’ minvalli planlarla hareket etmeye çalışsa da, asıl önemli olan ülkedir.

Ev, işyeri, şahıs, devlet mensubu, kamu kurum – kurumları, vs, derken işin içine uluslararası dinlemelerinde girdiği görülüyor. Kimler kimleri, neden dinlemiş?

Olay yolsuzluk gibi gösterilmeye çalışılsa da işin ayağı başka gözüküyor.

Ortaya çıkan dinlemelerin amacı nedir?

Dedik ya, sayı verilmeye çalışılsa da aslında neredeyse dinlenmeyen kimse kalmamış!

Her dinlenenin konuştuğu, bağlantı kurduğu, ismi zikredilenlerin dinlenmeleri hesaba katılmak zorundadır. Bu kadar dinleme ve tapeleri kim, nerede, nasıl, ne zaman okuyacak, kimlere yarar sağlayacaktır, düşünmek lazım.

Sanki kahvaltıya marmelat hazırlamak istenircesine, Elma, armut, üzüm, çilek, zeytin, bal, yağ, vs. vs. müştemilatlı bir marmelat. Ne alaka!

Amaç, bağcıyı mı dövmek, yoksa üzüm yemek mi? Bana göre, asıl amaç birilerini hizaya çekmek adına ortaya garnitür sürmektir yapılanlarla.

Maksat çay içmek, sofradakiler bahane. Devlete hizmet etmenin illaki yönetmekten geçtiğini bilenler(!) üst kademede hizmete talip olmuşlar. Haklılarda. O makamda olmazsa yönetmez.

O halde iyi bir kahvaltı için komi ya da garson ile anlaşmaktansa, mekanın patronunu yönetme veya en azından patrona baş danışman olmak en garantilisi ve aç kalma tehlikesi olmayanıdır.

Kurt kuzuyu yemeyi niyet etmiş. Boynuz da kulağı geçmek istiyor. O halde, başta olmalıdır ki, boynuzla meydan okuyabilsin.

Kulak kesilse de, bir başka formül bulunur. Baş kesilirse hayat damarları biter, ölür beden. Kesilen kulak olunca, başı korumak için, kulak kesene ihtar verilir ki başın sınırlarına bir daha yanaşmasın istenir.

Bunlar neden veya nasıl bir anda ortaya çıktı?

Kulağı geçmeye çalışan ve başı idare etmeye kalkışan boynuz, dengeleri ele almak adına, kendini taşıyan, yaşatan başı derde koymak adına, birkaç düşman oluşturmak zorunluluğunu hissetmiştir.

Kendisinin vazgeçilmez, “lâ yûsel” olduğunu ispat adına, etrafa zarar verirken, baş gördü ve anladı ki, boynuz kendi çıkarı için gövdesine zarar aldırıyor.

Boynuz kendini geliştiriyor, ama gövdenin de zarar almasına, kontrolün tamamen kendisinde olmasını istiyordu. İki taraflı güç kendisinin olsun istiyordu. …

Baş izin vermedi. Boynuzun hem başta durmasına, hem de vücuda zarar vermesine. Boynuza, ‘Kendini koru, üzerimden kendini geliştir ama gücümü elimden almaya kalkışma! Vücut benim! Zarar verdirmeye, kontrolü eline almaya izin vermem! Zaten başımda durarak, vücudumun her zerresinde olup bitenden haberdar oluyorsun. Daha öteye gitme!’ denildi.

İkaz dinlenmeyince, baş boynuzları kırmak adına, bilerek, isteyerek kafasını sert kayalar vurmaya başladı ki, boynuz kırılsın, dağılsın, bedenin tüm gücünü ele geçirmeye kalkışmasın. …

Asıl mesele, boynuzun çıkmasına, güçlenmesine, kurduğu oyunlara fırsat ve destek verenlerin, boynuzun istenilen kadar etkili olmadığını gördükleri için, kendi elleriyle boynuzu dağıtmak, kırmak isteme başlamalarıdır. ...

“Ne hikâye anlatıyorsun, tele kulaktan boynuza nasıl geldin?” dediğinizi duyar gibiyim.

Diyorum ki, bu işin yapı taşlarını örenler, kendi aralarında duvarlarını çatlatmaya başladılar. Yapılan hizmetin kişiye değil Devlete olduğunu zannedenler, kullanıldıklarını anlamaya ve görmeye başladıkça, kurulan oyunları, tuzakları ile birlikte kamuoyunda bu işin ifşa olmasını istemişlerdir.

Tarihinde görülmemiş kaset olayları Türkiye’yi Nereye sürükler?

Sonu nereye varır?

Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük siyasi, içtimai kavgasıdır aslında yaşananlar.

Mustafa Kemal Atatürk’ün söylemiyle, dâhili ve harici bedbahtlar, Türkiye’nin ekonomisine, coğrafi özelliğine, güçlenmesine, lider olmasına tahammül edemedikleri için, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan üzerinden vurmaya çalışıyorlar.

Bu ülkenin kendi öz evlatları karşı karşıya getirilmeye çalışılıyor. İnançları üzerinden kardeş kavgasına götürmek isteyenlerin amaçları Türkiye’yi yönetmek, gücü ellerinde bulundurmaktır.

Devlet ve iktidar bunu gördü, anladı, şimdi de karşı hamle ile atağa geçiyor. Süreç zor, meşakkatli ve de uzun soluklu. Bir o kadar da yorucu, yıpratıcı, aynı zamanda da itibarsızlaştırıcı bir durum.

Başkaları da Kasetle Saldırmaya Zorlanıyor.

Türkiye’de Başbakan Erdoğan’ın kaseti, Tele kulak skandalı, Numan Beye yapılan komplo kaseti, MHP’nin Milletvekilleri ve ilk versiyon olan Deniz Baykal kaseti. Tüm bunların ortaya çıkartılmasını, ülkenin kasetler savaşı ile dizayn edilmesini isteyen Dâhili ve Harici Bedbahtlar, iç veya T.C. Kimlikli destekçilerini belirlerken, onlarla alakalı önceden hazırlanmış şantaj kasetleri dahi olabilir.

Saldırıyı gerçekleştirenlerin, “saldır” diyenlerin ellerinde kasetleri olabilir. Çünkü bu işi çok iyi bildikleri gerçeğini hepimiz yaşayarak görüyoruz.

Kaset operasyonu, tele kulak skandalınınarkasındaki dâhili ve harici bedbahtların ellerinde bulundurdukları bilgilerle, Türkiye’de siyaseti dizayn edebileceklerini zannediyorlar! Halkı ayaklandırmaya çalışıyorlar. Başbakan Erdoğan'ı iktidardan düşürebilecek bilgi ve belgelerin ellerinde olduğunu düşünerek hareket ediyorlar.

Filmin devamını çekiyorlar. Bakalım izleyici sayısını bindirilmiş kıtalarla da olsa sağlamaya güç yettirebilecekler mi?


Sözün Özü:

“Tanrı, iradesini hakim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır. Yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hâkim kılmak için Tanrı'yı kullanırlar.”                                              

İtalyan filozof Bruno

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve adanagundemi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler 2023 acotr.org https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler 2023 casino siteleri

siyahbet