AK Parti’ye oy vermeyin (mi deniliyor)!
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a rağmen mi, yoksa ona da mı yanlış bilgiler verilmektedir.
Kendisini fesh ederek AK Parti ile bütünleşen HAS Parti mensupları, AK Parti içinde yok edilmek, siyasi arenada sistematik olarak tasfiye edilmektedir.
AK Parti kongrelerini tamamladıktan sonra bütünleşme gerçekleştiğinden, HAS Partililer yönetimlerde yer alamamışlardı. Buna üzülen Başbakan Erdoğan, “Keşke bu bütünleşme kongreler öncesi olsaydı” demişti. Buna ürettiği çözüm ise, bütünleşme içinde yer alan HAS Parti’ İlçe ve İl başkanlarının, AK Parti teşkilatlarında, toplantılarda, adeta eş başkan, ya da il, ilçe başkan baş danışmanları gibi yer almalarını emretmişti.
AK Parti Adana il Başkanı Ziyaettin Yağcı, Belediye Başkan adaylarının belirlenmesinde kendilerinin fikirlerinin yok sayıldığını ifade ederek, yapılan uygulamaya tepki koyarak istifa etmişti. Yeni oluşacak il yönetiminin oluşturulmasında rahat hareket edilmesi için sonraki günlerde teşkilat üyelerinin tamamı istifalarını sunmuşlardı.
Teşkilatı kurmakla görevlendirilen il başkanı, münfesih HAS Parti il başkanını lütfedip masanın etrafında olması için çağırmadan, fikrini almadan, kendi istediklerini, aldatmaya matuf hareketle listeye yazarak, münfesih HAS Partililerin gönlünü kazanacaklarını zannetmişler.
ADAY ADAYLIĞINDA YOK SAYILAN HAS PARTİLİLER
Yerel seçimlerin olacağı 30 Mart 2014 için aday adaylığı için müracaat edenlerin aday yapılmaması için kimler kulis yaptı, genel başkana ve seçim işleri genel başkan yardımcılarına yalan, yanlış raporlar gönderdi? Hatta dosyaları gönderilmesin diye uğraşanların maksatları neydi? Bu harekette bulunanlar yeni oluşan il yönetiminde görev almışlar mıdır? Öyle olmuşsa Mükâfatlandırılmış mı oldular? Adana’da 30 Mart seçimleri için Münfesih HAS Parti’den değil davetle çağrılan, aday adaylığı müracaatında bulunanlardan aday gösterilen var mıdır?
Belediye meclis üyeliği için de aynı durum söz konusu olacak!
Ömer Çelik Ak Parti’nin Pazarlamacısı mı, Yoksa Satın Almacısı mı?
Adana Milletvekili ve Kültür Bakanı Ömer Çelik, adeta yerel hükümet başkanı gibi, listelere istediğini yazıyor, istediğini siliyor. Yazılmayan olursa da mutlaka davet ediyordur, müracaatında bulunsun diye.
AK Parti’nin ilk yerel seçimi 2004’te, Başbakan’ın dış ilişkiler baş danışmanı olan Ömer Çelik, işletmenin pazarlamacısı gibi görevini layıkıyla yaparak, hem Başbakan Erdoğan’ı, hem de AK Parti’yi dışarıya çok iyi pazarlamış, bu çalışması son yıllara kadar semeresini göstermiştir.
AK Parti’nin ikinci yerel seçimi 2009’da ise AK Parti ve Başbakan Erdoğan pazarlamacılığının yanı sıra, adeta Partinin (Adana’da) satın almacısı gibi davrandı ve sonuç hüsranla sonuçlandı. Parti içinde olup partiye küsenler olmuştur.
AK Parti’nin üçüncü yerel seçimi 2014’e gelindiğinde, Belediye Başkan Adaylarının kim olacağından sonra şimdi de belediye meclis üyeliği listelerini belirlemek için masanın başında kendileri oturmaktadır.
Ak Parti’ye Oy Vermeyin Deniliyor (Sanki)
Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik Adana Milletvekili hasebiyle, “buranın patronu benim, benden başka kimse karışamaz” der gibi bir durum sergilendiği inancı hâkim. Hem parti teşkilatında hem de AK Parti tabanında.
Bir işletmenin pazarlamacısı ile satın almacısı aynı kişi olursa o işletmenin zarar etmesi işten bile değildir.
Pazarlamacının tekniği ile satın almacının taktiği bir birinden farklıdır. Bu nedenle de iki ayrı işi aynı kişi yaptığında, pazarlamacı iken satın almacı, satın almacı iken pazarlamacı gibi davranıp yanlış yapabilir.
(Sayın Bakan Çelik, ben iki işi de aynı anda yaparım ve karışıklık oluşturmam demesinler.)
İl teşkilatının yapısına bakıldığında ne demek istediğim daha net anlaşılacaktır. Sanki parti için teşkilat değil. Adeta, bir pazarlamacı geldiğinde parası olan müşteriler topluluğu gibi bir yapı oluşturulmaya çalışılmış.
Bu çalışma göstermektedir ki, sanki özellikle münfesih HAS Partililere ve onların çevreleri ile küskünler ordusu oluşturulan AK Partililere, ”AK Parti’ye oy vermeyin de, gidin hangi partiye oy verirseniz verin. Burası, Başbakan Erdoğan’a rağmen, (Adana) yerelde paralel başbakan benim. Ben ne dersem o olur!” mu denmek isteniyor?
Başbakan tek başına hangi bir işi yapsın?
Görünen o ki, Prof. Dr. Numan Kurtulmuş’u, Türkiye’nin bu gün içinde bulunduğu durumu karşılıklı fikir teatisinde bulunarak ikna eden ve Türkiye üzerine oynanacak oyunlara karşı birlik oluşturmak için, muhalefet değil güç birliği oluşturmak için karar alan iki genel başkan, en azından Adana ölçeğinde aldatılmaya mı çalışılıyor?
HAS Parti’den bütünleşmeye onay verenlerden, ne il divanında, ne de AK Parti’den Aday adaylık müracaatında bulunanlardan seçilecek, hizmet yapacak bir yerde aday gösterilmedikleri gibi, Münfesih HAS Parti’nin il başkanını dahi “lütfen” karar mekanizması içinde yer aldırmayanlar AK Parti’nin kazanmasını mı, yoksa kaybetmesini mi istiyorlar? Hani Başbakan Erdoğan, “tek bir oy kaybetme/küstürme lüksümüz yok” diyordu.
Anlaşılan, Genel Başkan yardımcılarından Hüseyin Çelik doğru söylemiş te, boşuna kızmışız. Mealen ne demişti; “HAS Parti ile birleşme söz konusu değil. Biz böyle bir teklif yapmadık. Numan kendisi tek başına gelirse oturur istişaremizi yaparız.” Siz haklıymışsınız Sayın Çelik. Siz sadece Numan Bey gelsin derken, planın perde arkasında, HAS Parti teşkilatlarını ve seçmenlerini, gönül verenlerini tasfiye etmek olduğunu, beyanınıza rağmen anlamamışız. Kusura bakmayın!
Durum böyle ise, AK Parti Adana’da kazanacak iken, kaybetmeye namzet parti durumuna sürüklenmektedir.
SÖZÜN ÖZÜ:
Haksızlık önünde eğilmeyiniz. Çünkü hakkınızla beraber şerefinizi de kaybedersiniz. Hz. Ali (kv)