ABD, AB’ye Rusya ile Saldırdı
Saldırıya uğrayan Ukrayna değil!
Özellikle, 2022 yılının ilk aylarındaki son üç yazımız, ABD’nin NATO ile birlik olup, Avrupa Birliği (AB) ülkelerini tırpanlamak istemesi üzerine idi.
Daha önce BREXIT gerçeğinin da, görünen değil, görünmeyeni olduğunu yazdığımız mâkâlede de, ABD’nin hedefinin AB’nin güçsüzleştirmek, kendisine bağımlı hâle getirmek için, İngiltere’nin AB üyeliğinden çıkmasının zemini oluşturduğuna vurgu yapmıştık.
Son, 24 Mart 2022 günü, Brüksel’de yapılan, olağanüstü NATO Liderler Zirvesi, toplantısı da, bunun gerçekliğini ortaya koymuştur.
ABD, Polonya Bloğunu Oluşturmaya Başladı Başlıklı yazımızda da, Rusya –Ukrayna gerginliğinin perde arkasını analiz etmeye gayret etmiştik.
ABD, NATO üyesi olmayan Ukrayna için, Neden bir NATO Müttefiki imiş gibi, sözde Barışın Tesis edilmesini istiyormuş gibi, bir tavır içine giriyor, düşündünüz mü?
ABD’nin derdi ne Ukrayna, Ne Kırım, Ne Gürcistan. ABD kendi silahlı gücü gibi kullandığı NATO’nun beyin ölümünden çıkıp güçlenmesini sağlamak ve en büyük ekonomik rakibi olarak gördüğü AB’nin budamak için son koz olarak Ukrayna’yı, anlaştığı Rusya’nın önün yem olarak atmıştır.
Rusya, ABD’nin haberi olmadan, bilgilendirmeden, onayını almadan Ukrayna’ya saldıracak kadar gözü dönmüş, ülkesine düşman bir lider değildir.
ABD, AB ülkeleri üzerinden Ukrayna’nın, kuklaları olan, Başkan Zelensky’i kullanarak, Avrupa Birliği ve NATO üyeliği için ortam oluşturdu, sonrasında da oyalama taktiği ile, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı elini güçlendirmesini, saldırı bâhânesi oluşturmasını sağladı ve plânan gün ve saatte Rusya işgal plânını hayata geçirmiş oldu.
ABD, İngiltere ile birlikte tertip ettiği, plânları ile NATO’yu beyin ölümünden, Komadan çıkartmış olurken, Rusya’nın da dağınık gücünü ülkesi içinde toplamasını ve de dolayısıyla zayıflamasına neden olan görünürde Ukrayna’ya ama gerçekte Avrupa Birliği’ne saldırıyla onu da başardı.
Bir diğer önemli, ki ABD için hayati öneme hâiz, ülke olan Türkiye’ye “gel yeniden beraber olalım” minvâlli kapı aralamış oldu.
ABD ve İngiltere, Rusya’ya hangi yaptırımları uygularlarsa uygulasınlar, Ekonomik, sosyolojik veya stratejik olarak ülkelerinin bu yaptırımlardan etkilenme oranı %3 ilâ %5 arasıdır, daha fazlası olamaz.
AB üyesi ülkelerin tamamına, Rusya’ya, hava sahası dâhil olmak üzere, yaptırımlarını genişletmeleri tâlimâtı veren ve uygulattıran ABD, Türkiye’ye karşı bu konuda toleranslı davranmaktadır.
Toleransının amacı, Türkiye’nin dostluğunu (aslında kendisine bağımlı hale gelmesi için) yeniden kazanmak istemesidir.
Nihâi hedefteki asıl ülke elbette ki, TÜRKİYE’dir.
NATO Olağanüstü Liderler Zirvesi öncesinde, Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in ve sonrasında hem ortak bildiriye bakıldığında hem de ABD Başkanı Biden’in açıklamalarına bakıldığında, söylemek istediklerimizin tamamına yakını, diplomatik dil çerçevesinde, söylenmiştir.
Yani saldırıya uğrayan Ukrayna değil, Avrupa birliği ülkeleri ve özellikle de Almanya ve Fransa olmuştur.
Almanya Şansölyesi neredeyse Brüksel’deki Toplantıya katılamayacaktı ki, aile fotoğrafında ve birçok oturumda yoktu çünkü yetişemedi. Ülkesinde son derece kritik oturumlar vardı.
Ukrayna’nın yem olarak sofraya sunulduğu Rusya gerginliğinde, AB ülkeleri NATO’ya ve ABD’ye göbekten bağımlı yapıldığı, yularlarını ABD’nin eline verdiklerini açıkça görmekteyiz.
Rusya saldıran taraf olarak ilan ediliyor. Saldırgan olduğunu ikrâr eden AB ülkeleri Petrol ve doğalgaz ambargosunu asla kabul etmiyorlar. Yetmiyor, Rusya’nın saldırıdan önceki fiyatlandırmasından daha pahalı halde gaz ve Petrol satın alıyorlar, hem de Rusya’nın milli parası ile ödeme mecburiyetini de kâbûl ederek.
Savaşan taraf ekonomik olarak çökertilmek istenirken, ekonomisini ayakta tutan cana damarlarına, “Saldırıyı kınıyoruz, yaptırım uyguluyoruz” diyen ülkelerce sürekli kan pompalanıyor, ne yaman çelişki!
AB üyeliğine almadıkları, kapısında dahi beklemesine tahâmmülleri olmayan Türkiye’nin, Bakanlarını ülkelerine girdirmemeye uğraşan, köpekleşmiş polisleri ile vatandaşlarına saldırdıkları, “DİKTATÖR, GİTMELİ, HEDEFİMİZDEKİ ADAM” diyerek, Türkiye Cumhuriyeti’nin Seçilmiş Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, nefret yüklü sözlerle bezenmiş afişleri, ülkelerinin çeşitli yerlerine asan, astıran, izin veren Siyonun Ehl-î Sâlîp’inin Terörist ve Haydut Devletleri ile Embeddedlerinin devlet Başkanları, peş peşe Başkan Erdoğan’ın kapısını aşındırmak için rândevu üstüne rândevu talep, ettiler, ediyorlar. ANLAŞILMAYAN???
Sözün özeti, ABD, satamadığı, çürümüş silahlarını satarak, çökmeye yüz tutmaya başlamış Silah sanayisini canlandırarak, Rusya’yı, Tabelada Ukrayna diye gösterilen, gerçekte Avrupa Birliği’ne saldırtarak kendisini ve NATO’yu yeniden dünyanın JANDARMALIĞINA taşımaya ve silah sanayisinin güçlendirmeye başladı.
AB korku toplumu olmaya yeniden mâhkûm ettirilirken, Çin’e de uzaktan uzaktan, endirekt olarak gözdağı verilmiş oldu.
ABD plânladığı bu savaş oyunu ile de, Rusya’nın silahlı gücünü Tırpanlarken, Rusya’nın NATO üyesi olan ama ordusu olmayan ülkelere ve özellikle de Türk Birliği Ülkelerine karşı Güçlü olduğu algısı da oluşturmak istemiştir.
Şimdi sırada asıl büyük oyun var.
Türkiye istediklerini mi alacak, yoksa içerideki dâhîlî bedhahlarının da destek ve kaotik hareketleri destekleyerek, Türkiye’ye de, Rusya üzerinden Yaptırım tehdidi ile “Verdiklerimize Râzı Olacaksın” mı denilecek.
Bekleyip göreceğiz, yakın tarihte.
ANLAYANA:
“Yanlış bildiğin yolda, herkesle yürüyeceğine, Doğru bildiğin yolsa tek başına yürü.”