Yalnız Adam Recep Tayyip Erdoğan Türkiye, ilerledikçe, büyüdükçe, bölgesinde ve dünya Devletleri arasında kamuoyunda güçlendikçe ve söz sahibi oldukça Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın yalnızlaştırılması hızlandırılıyor. Recep Tayyip Erdoğan, âklını kullanamayanların veya onu kiraya verenlerin bol olduğu bir ortamda, Mantığını her daim kullanmasını bilmiş, en zor ve imkânsız süreçlerde dahi, bir Dâ’vâ Adamı olduğunu ispatlarcasına, her türlü cendereden mantığı ile kurtulmayı, çıkmayı başarmıştır. Türkiye, eski Türkiye olmaktan çıkıyor, kendi rotasını çiziyor, düştüğü cenderelerden ve girdiği girdaplardan kendi imkân ve kâbiliyetlerini kullanarak çıkıyor, Bâtılın görüşü ile EKSEN KAYMASI yaşıyor.   Ülke Yönetimini Ele Geçirmek Siyonun Ehl-î Sâlîp’inin TERÖRİST ve HAYDUT DEVLETLERİ ile embeddedleri ve dahi, istibdât kalıntısı olan İT’çilerin zihniyetini taşıyan veya onların genlerinden gelen dâhîlî Bedhâhları, kontrol edemedikleri Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ı yalnızlaştırmak, itibarsızlaştırmak için, oyun üzerine oyun kurduruyorlar. Daha da acı olan ise, İstibdâtçıların, kâmûfle olabilmeleri için, bu yâftanın öznesi olan DİKTATÖRLÜK gömleğini seçilmiş Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a giydirmek için, çok şiddetli ve yoğun bir algı ve manipülasyon operasyonundan da bir an olsun geri durmamaktadırlar.   Parlamenter Sistem Özlemi Siyonun Ehl-î Sâlîp’inin TERÖRİST ve HAYDUT DEVLETLERİ, kendilerinde olmayan ve olmasını arzulamadıkları sitemi nedense, yıkmaya çalıştıkları Osmanlı’da uygulamaya aldırttıkları ve koskoca imparatorluğun yıkılmasına, parçalanmasına ve mandacı zihniyetler tarafından yönetilmesine sebebiyet veren Parlamenter Sistemin Türkiye’de ilelebet var olmasını savunmaktan, desteklemekten, bunun için taraftar devşirmekten de geri durmamaktadırlar. Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ı kontrolleri altına alamayanlar, etrafını boşaltmaya, yalnızlaştırmaya, olmazsa da kendindenmiş gibi gözüken bir zümrenin teşekkül ettirilerek kontrol altında tutulmasını istemekte ve bunun için hiçbir engel de tanımamaktadırlar. Cumhurbaşkanlığı Sitemine geçilmesinin, Türkiye’nin asırlardır var olan Dâ’vâsının peşinde olduğunu ve dünyanın hûzûr, birlik, dirlik merkezinin de Kâdim Anadolu Topraklarının ve kâim İslâm dininin yaşatılmasıyla mümkün olduğunun bilincinde olduğunun farkında olanlar, Mağribin de kontrollerinden çıkacağını biliyorlar. Bu nedenle de, Genelde Türkiye’nin, özelde ise, şaşamaz Hedefin Recep Tayyip Erdoğan olduğu gerçeğini asla göz ardı etmemektedirler.   Tek Çare Erdoğan’ın Yalnızlaştırılması Seçilmiş Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, İslam Birliği’ni kurmaması, Turân’ı oluşturmaması, Mağrip Başta olmak üzere, Coğrafyasında ve bölgesinde hâkim olmaması için, etrafındaki âkîldane olarak gördüklerini çekip almaya veya onlar üzerinden tuzak kurmaya yeniden başladılar. İşgâl Kalkışması 15 Temmuz ile Başaramadılar Finâlleri, hatta tüm zamanların rövanşıydı, 15 Temmuz İşgâl Kalkışması; Siyonun Ehl-î Sâlîp’inin TERÖRİST ve HAYDUT DEVLETLERİ ile embeddedleri ve kalıntıları olan Bitleri ile İT’lerin teşekkül ettirdikleri dâhîlî Bedhâhlarının.   BAŞARAMADILAR! Yeni plânları, etrafına yerleştirdiklerini çekerek çevresini boşaltmak, yönetim, idâre, otorite zâafiyeti oluşturmak, toplum nezdinde itibarsızlaştırmaktı. Yaptıkları her hâreket tersine döndü ve vücutta biriken cerâhatları boşaltma âmelesi hükmüne geçti, vücut kendini yenilemeye, sîhhâtine kavuşmaya başladı, âdetâ! Yeni icrââtları! Düşükler ve istisnâî olarak da düşkünler cemiyetinin fertlerini kullanmakta gördüler, son çâre olarak!   Plândemi Tiyatrosu Uygulama Alanları Kullandıkları son enstrümânları ise, Bill’in Adamları ve onlardan müteşekkil Filim Kurullarının sahnelediği PLÂNDEMİ TİYATROSU! Başkan Recep Tayyip Erdoğan, asla ve kât’a istemeyeceği uygulamaları, icrââtları bu tiyatro üzerinden, hem de Başkan Erdoğan Onaylı olarak, sahnelemeye başladılar ki, en çok güvendiği, olmazsa olmaz dediği MİLLETİN sinir uçları tahriş edilmeye, yumuşak karnına vurulmaya, yürekleri dağlanmaya çalışıldı. Bu oyunda, kriptolaştırdıkları figüranlar da rollerini hakkıyla icrâ etmekten geri durmadılar. Erdoğan’ın gençlik yıllarından itibaren aynı dâ’vâyı savunmuş, bedeller ödemiş, Gazeteci - Yazar Abdurrahman Dilipak’a, Parti ana kademesinden, 81 vilayette, eş zamanlı, açtırtılan davalar da ekmeklerine sürülmüş ballı kaymak olmuştur. Son uygulama olan, 21 Günlük TAM KAPANMA süreci ve bu süreçte, özellikle kolluk kuvvetlerinden bazılarının, aşırı ve baskıcı, bazen despotizme varan uygulamaları ile Başkan Erdoğan’ı Etten Duvar gibi saran Millet’te gedik açtırmayı başardılar. Yine son yaşanan, Sedat Peker’in evinin aranmasının ûsûl ve yöntemlerinin ihlâl edilerek gerçekleştirilmesi! İmzâsına ihânet edercesine, TV ekranlarında, ballandıra ballandıra ihânetini anlatan, Ali Babacan vakası!   İşin Sağlamasını Yapamamak Merhûm Turgut Özal, Millet ve Devlet için icrââtlarında, projesinin yarar ve zarar dengesini Muhâlif Parti tepkisi üzerinden sağlama yaparak doğruluğunu kontrol etmiş ve genellikle de doğru sonuçlar elde etmiştir. Özellikle, yaklaşık 1,5 yıldır yaşanan plândemi sürecinde Muhâlif Parti ve yönetim kademesinin tavrı hiç test edilmemiştir.   Her şeyden önce dünyada, özellikle MS 600’lü yıllarda baş gösteren salgınlarda, o günün şartlarında çok çok yüksek olan, on binlerce ölümlerin yaşandığı salgınlarla günümüze kadar binlerce salgın hastalık olmuş, Türkiye’de bundan fazlasıyla mâğdûriyetler yaşamış ama hiç birinde, “TEDBİR” adı altında, “KAPANMA” söz konusu olmamıştır. Ak Parti ve de Özellikle Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın her yaptığına, icrââtına en büyük tepki koyan Muhâlif Parti Grup Başkanvekili olan Engin Altay, TBMM’de, “Bu hükûmet, dünyanın en doğru işini bile yapsa, bizim bu hükûmeti alkışlayacak halimiz yok, Milletin bize verdiği görev bu kardeşim” demiştir. Yani, yaptığınız iş dünyanın en iyi ve doğru işi olsa da, asla ve kât’â “hükûmeti alkışlayacak halimiz yok” demesine râğmen, plândemi le ilgili alınan hiçbir uygulamaya neden, niçin karşı çıkmamıştır, düşünülmez mi? ….