Kahve Kitap
Turgay Başboğa
Köşe Yazarı
Turgay Başboğa
 

HAYAT BİR GEMİ, DÜNYA BİR LİMAN

Hayat bir gemi, dünya bir liman, Her limanda inen de olur binen de olur, inan ki…(Şarkı sözü) Gemi. Bir anlam okyanusunda yıkanan metafor. Efsanelerden, mitlerden, kutsal kitaplardan sıyrılıp gelen,dünyanın en güzel şiirlerinin ve şarkılarının içinden kuğu gibi süzülen bir kelime. Her şeyin sonu ve/ve ya her şeyin başlangıcı. “Esasen İnsan yaşamını karada sürdürür ve tüm kurumlarıyla karaya yerleşmiştir.” Deniz her zaman bir sınır olarak vardır. Deniz yolculukları da birer sınır ihlalidir. Gemiler bu nedenle her zaman kullanışlı metaforlardır; kimi zaman ulus, kimi zaman devlet, kimi zaman tarih, kimi zaman yolculuk, kimi zaman da yaşamın ikamesi olarak karşılanır. Varoluşun hareketi sabit bir zeminden, kaygan ne idüğü belirsiz bir zemine doğru geçiş olarak sıklıkla gemicilik terimlerinden türetilir. Hatırlanırsa kimi mitolojik öyküler, destanlar, bir nehir ile ayrılan öteki dünyaya kayıkla geçildiğinden bahsederler. Tufan gibi bir cezalandırmadan sonra yaşamı kuracak olan mekân yine bir gemi olur, mesela Nuh’un gemisi. Geriye gidilirse bu anlatının Gılgamış Destanı’nda da olduğu görülebilir. Varoluş yolculuğu, tehlikeli yollar, hareketler veya değişimler ürkütücü deniz yolculuğu eğretilemelerini çağırır bu yüzden: “İnsan, karada yaşayan bir canlı olduğu halde, hayatı deniz yolculuğu imgeleriyle anlatmayı yeğler, bu da kendine özgü bir karşıtlık anlayışıdır.” Deniz her zaman tekinsizdir, kontrol edilemeyen, ele avuca gelemeyen, kendi yasalarını dayatan gizemli bir varlık gibidir. İnsanlık tarihi boyunca en fazla kullanılan metaforlardan biri de şüphesiz “gemi” metaforu.Zor durumların ve karşımızdakini ikna etmenin yollarından biri bu gemi metaforudur. Sanırım ironiden ve genellikle iktidar,lider,yönetici,patron vs tarafından tedavüle sokulan yaşadığımız şartların ve başımıza gelmesi muhtemel senaryoların bertaraf edilmesi için öne sürülen ve en net ifadesi’’(Güya) Hepimiz aynı gemideyiz,batacaksak beraber batacağız’’ olan söylem… Yani aslında işin vahim olan tarafı; Berbat, sömürgen kapitalistler başları sıkıştığında, kâr oranları azaldığında, alıştıkları ölçüde sömüremeyeceklerini gördüklerinde ‘gemi’ metaforuna başvurur. Hepimiz aynı gemideyizdir ve değil mi ki büyük patronlar zordadır, ayağına giyecek ayakkabısı olmayan halk yığınları el birliğiyle o sömürgenleri kurtarmak için fedakârlık yapmalı ve ellerinden gelen/ellerinde kalan ne varsa onu da feda etmelidir. Gemi güzel bir metafordur fakat hayra delalet etmez pek. Hayat ne zaman bir gemiye benzetilse, hep biraz daha ertelenmek istenen o son ve dönüşsüz yolculuk kelimelerin altından başını kaldırır. Vatan bir gemiye benzetildiğinde de tufan kapıda demektir. Zira ne zaman bir batma endişesi hasıl olsa şu dünyaya ebedi bir ömürle yerleşmiş vatan toprağı da birdenbire fırtınalı denizde fındık kabuğu gibi sürüklenen bir gemiye dönüşüverir. Olan şimdi de budur. Sular tekinsizleşti mi iktidarı da sözüm ona muhalefeti de ,yöneticisi de,patronu da aynı gemiye doluşuveriyor. Olağan zamanlarda ülke ya da vatan toprağını ifade etmek için kullanılan ve her biri en az gemi metaforu kadar yakından bakılmayı hak eden,ilim,irfan,hikmet,erdem,dürüstlük, ev, aile, yuva, anayurt, ana kucağı ve liman gibi diğer birçok metafor bir süreliğine gözden düşüveriyor. Dolayısıyla bu metaforların yaydığı korunaklılık hissiyatı da dağılıveriyor. Daha doğrusu tam da bu korunağa ve bu çatıya yönelen tehdidin altını çizmek için, ayağımızı sıkı sıkıya bastığımız vatan toprağı bir anda hırçın sular ve delirmiş dalgalar tarafından yutuluyor. Hep birlikte o çılgın sularda yolunu bulmaya çalışan bir gemide olduğumuzu hatırlamamız isteniyor. Ancak yaşanmakta olan adaletsizlikler,emanetlerin ehline değil de liyakatsiz olana verilmesi,adam kayırmacılık,iltimas,rüşvet vs gibi yanlış uygulamalar özellikle genç nüfusunun umutlarının ve bağlılıklarının gün be gün azalmasına,’’Ben artık doğduğum,doyduğum ve büyüdüğüm bu ülkeyi sevmekten vaz geçiyorum.İmkanım olsa bir dakika durmam’’noktasına getirilmiştir… Fakat yine de bu metaforu şöyle dosdoğru ışığa tutup neyi geçirdiğini ve neyi engellediğini yeniden ve yeniden anlamaya çalışmak lazım. Sorulması gereken İki önemli soru şu; Biz hangi gemideyiz? Ve sığındığımız limanlar bizi gerçekten kurtaracak mı? Sıradan insanlar olarak ruhumuzu güvertesinde küçük sevinçlere, esintilere, martılara ve simit parçacıklarına emanet ettiği şehir hatları gemisinde miyiz? Lüküs kamaralarında oturarak, hayalini bile kurmakta güçlük çekeceğimiz yaşam standartlarına tam yol ilerleyenlerin gemisinde mi? Ya da Bilcümle mahlukatı ve o mahlukatın rızkını her türlü tufandan korumaya çalışanların ezeli ve ebedi yükünü yüklenmiş bir gemide mi? Ve işte cevabı; ‘’(Nuh) dedi ki: «Gemiye binin! Onun yüzüp gitmesi de, durması da Allah'ın adıyladır. Şüphesiz ki Rabbim çok bağışlayan, pek esirgeyendir.’’(Hud Suresi 41) Selametle Kalın Aklı Selim,Kalbi Selim,Hissi Selim,Zevki Selim…
Ekleme Tarihi: 24 Ocak 2021 - Pazar

HAYAT BİR GEMİ, DÜNYA BİR LİMAN

Hayat bir gemi, dünya bir liman, Her limanda inen de olur binen de olur, inan ki…(Şarkı sözü) Gemi. Bir anlam okyanusunda yıkanan metafor. Efsanelerden, mitlerden, kutsal kitaplardan sıyrılıp gelen,dünyanın en güzel şiirlerinin ve şarkılarının içinden kuğu gibi süzülen bir kelime. Her şeyin sonu ve/ve ya her şeyin başlangıcı. “Esasen İnsan yaşamını karada sürdürür ve tüm kurumlarıyla karaya yerleşmiştir.” Deniz her zaman bir sınır olarak vardır. Deniz yolculukları da birer sınır ihlalidir. Gemiler bu nedenle her zaman kullanışlı metaforlardır; kimi zaman ulus, kimi zaman devlet, kimi zaman tarih, kimi zaman yolculuk, kimi zaman da yaşamın ikamesi olarak karşılanır. Varoluşun hareketi sabit bir zeminden, kaygan ne idüğü belirsiz bir zemine doğru geçiş olarak sıklıkla gemicilik terimlerinden türetilir. Hatırlanırsa kimi mitolojik öyküler, destanlar, bir nehir ile ayrılan öteki dünyaya kayıkla geçildiğinden bahsederler. Tufan gibi bir cezalandırmadan sonra yaşamı kuracak olan mekân yine bir gemi olur, mesela Nuh’un gemisi. Geriye gidilirse bu anlatının Gılgamış Destanı’nda da olduğu görülebilir. Varoluş yolculuğu, tehlikeli yollar, hareketler veya değişimler ürkütücü deniz yolculuğu eğretilemelerini çağırır bu yüzden: “İnsan, karada yaşayan bir canlı olduğu halde, hayatı deniz yolculuğu imgeleriyle anlatmayı yeğler, bu da kendine özgü bir karşıtlık anlayışıdır.” Deniz her zaman tekinsizdir, kontrol edilemeyen, ele avuca gelemeyen, kendi yasalarını dayatan gizemli bir varlık gibidir. İnsanlık tarihi boyunca en fazla kullanılan metaforlardan biri de şüphesiz “gemi” metaforu.Zor durumların ve karşımızdakini ikna etmenin yollarından biri bu gemi metaforudur. Sanırım ironiden ve genellikle iktidar,lider,yönetici,patron vs tarafından tedavüle sokulan yaşadığımız şartların ve başımıza gelmesi muhtemel senaryoların bertaraf edilmesi için öne sürülen ve en net ifadesi’’(Güya) Hepimiz aynı gemideyiz,batacaksak beraber batacağız’’ olan söylem… Yani aslında işin vahim olan tarafı; Berbat, sömürgen kapitalistler başları sıkıştığında, kâr oranları azaldığında, alıştıkları ölçüde sömüremeyeceklerini gördüklerinde ‘gemi’ metaforuna başvurur. Hepimiz aynı gemideyizdir ve değil mi ki büyük patronlar zordadır, ayağına giyecek ayakkabısı olmayan halk yığınları el birliğiyle o sömürgenleri kurtarmak için fedakârlık yapmalı ve ellerinden gelen/ellerinde kalan ne varsa onu da feda etmelidir. Gemi güzel bir metafordur fakat hayra delalet etmez pek. Hayat ne zaman bir gemiye benzetilse, hep biraz daha ertelenmek istenen o son ve dönüşsüz yolculuk kelimelerin altından başını kaldırır. Vatan bir gemiye benzetildiğinde de tufan kapıda demektir. Zira ne zaman bir batma endişesi hasıl olsa şu dünyaya ebedi bir ömürle yerleşmiş vatan toprağı da birdenbire fırtınalı denizde fındık kabuğu gibi sürüklenen bir gemiye dönüşüverir. Olan şimdi de budur. Sular tekinsizleşti mi iktidarı da sözüm ona muhalefeti de ,yöneticisi de,patronu da aynı gemiye doluşuveriyor. Olağan zamanlarda ülke ya da vatan toprağını ifade etmek için kullanılan ve her biri en az gemi metaforu kadar yakından bakılmayı hak eden,ilim,irfan,hikmet,erdem,dürüstlük, ev, aile, yuva, anayurt, ana kucağı ve liman gibi diğer birçok metafor bir süreliğine gözden düşüveriyor. Dolayısıyla bu metaforların yaydığı korunaklılık hissiyatı da dağılıveriyor. Daha doğrusu tam da bu korunağa ve bu çatıya yönelen tehdidin altını çizmek için, ayağımızı sıkı sıkıya bastığımız vatan toprağı bir anda hırçın sular ve delirmiş dalgalar tarafından yutuluyor. Hep birlikte o çılgın sularda yolunu bulmaya çalışan bir gemide olduğumuzu hatırlamamız isteniyor. Ancak yaşanmakta olan adaletsizlikler,emanetlerin ehline değil de liyakatsiz olana verilmesi,adam kayırmacılık,iltimas,rüşvet vs gibi yanlış uygulamalar özellikle genç nüfusunun umutlarının ve bağlılıklarının gün be gün azalmasına,’’Ben artık doğduğum,doyduğum ve büyüdüğüm bu ülkeyi sevmekten vaz geçiyorum.İmkanım olsa bir dakika durmam’’noktasına getirilmiştir… Fakat yine de bu metaforu şöyle dosdoğru ışığa tutup neyi geçirdiğini ve neyi engellediğini yeniden ve yeniden anlamaya çalışmak lazım. Sorulması gereken İki önemli soru şu; Biz hangi gemideyiz? Ve sığındığımız limanlar bizi gerçekten kurtaracak mı? Sıradan insanlar olarak ruhumuzu güvertesinde küçük sevinçlere, esintilere, martılara ve simit parçacıklarına emanet ettiği şehir hatları gemisinde miyiz? Lüküs kamaralarında oturarak, hayalini bile kurmakta güçlük çekeceğimiz yaşam standartlarına tam yol ilerleyenlerin gemisinde mi? Ya da Bilcümle mahlukatı ve o mahlukatın rızkını her türlü tufandan korumaya çalışanların ezeli ve ebedi yükünü yüklenmiş bir gemide mi? Ve işte cevabı; ‘’(Nuh) dedi ki: «Gemiye binin! Onun yüzüp gitmesi de, durması da Allah'ın adıyladır. Şüphesiz ki Rabbim çok bağışlayan, pek esirgeyendir.’’(Hud Suresi 41) Selametle Kalın Aklı Selim,Kalbi Selim,Hissi Selim,Zevki Selim…
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve adanagundemi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler 2023 acotr.org https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler 2023 casino siteleri

siyahbet