Kahve Kitap
Mustafa BAYGIN
Köşe Yazarı
Mustafa BAYGIN
 

MUHALEFETE DERT OLAN

  Yazmak, zor zanaat diyorum ya hep, işte yine kaç zamandır yazmamanın nedeni de bundandır. Yazıyı hazırlarken, konunun bayatlayıp, yeni bir gündemin içinde buluyoruz kendimizi. Konu bir anda bayatlamış oluyor. Şimdilerde, son iki yılın olmazsa olmazı durumundaki “ÇÖZÜM SÜRECİ” üzerinden Türkiye ve iktidarı hizalamaya çalışanlar gözden kaçırılıyor. “Görenedir görene, köre nedir köre ne!” Muhalefet, Türkiye’nin kendine özgü kalıplaşmış politik yapısından bir türlü kurtulamıyor. Yapıcı değil, yıkıcı olmayı muhalefet addedenler, ülkenin maddi manevi kaybını umursamaz tavı içinde yer alıyorlar. Basit bir örnek; yeni yapılan hava alanı ile alakalı yer seçimi. Alanın bataklık oluşunu günlerce manşet haberleri için gündeme taşımaya çalışmışlardı. Hâlbuki bataklık olmayan, ağaçlı bir alana yapılsa bu kez de ağaçlar katlediliyor denilecektir, muhalifler tarafından. Maksat “istemezük”çülük yapmak! Oyun, desise, hile ile iktidarı hizalamaya çalışanlar, boyun eğilmediğini gördükçe daha da dertleniyorlar, hatta neredeyse iktidarı devirmek için demokrasi oyunlarından vaz geçilip tedhişçilik yoluna başvurulmasını isteyecek kadar muhalefet etmeyi kendilerine görev bilen üfürükçüler peydahlanıyor. Tecavüzcüsüne Âşık Olan İktidarın, son dönemlerde Cizre’de takındığı tavırla tokatlanmaya çalışılması. (güvenlik açısından, iktidarın bürokratları eliyle de olsa zaafları, eksikleri, yanlışları vardır.) İyide, yapılacak tek şey, dersim olaylarında olduğu gibi, son 30-35 yıldır Güneydoğu bölgesinde yaşanan, PKK ve benzeri yapılanmalara karşı uygulamalar mıdır? “Alevi Devleti Kurmak isteniyor” safsatası ışığında yaşanan, Dersim’deki gibi, bu gün bile girilemeyen “Memnu’” alanların oluşturulmasını mı istiyorsunuz? O günkü resmi açıklamalarda, Asilere bir hayli kayıp verdirilip yüzlerce küçük ve büyükbaş hayvanlarının ganimet(!) olarak alındığından söz ediliyor. Dikkat buyurun “GANİMET” deniliyor. (Ganimet kimden alınır, düşünmeniz temennisi ile.) O gün katledilenlerin geride kalanları adeta vahşet uygulamasını yapanlara âşık olduruldu, sindirildi. Amerika’ya kızdığımız, askeri harekât marifetiyle, Medeniyet Götürme(!) işini kim, nasıl, nerede, niçin yaptı diye baktığımızda bunun dersimde gerçekleştiğini görürüz. Evet, şimdi de son çeyrek asırdan fazladır uygulana gelen medenileştirme çalışmaları için, çözüm üretmek, dertlerine derman olmak yerine silahlı kuvvet ile çözüm bulunamamıştır. Çünkü asıl olaylara bakılmamış, birileri ülkenin bölüneceği(!) korkusu ile ülke yönettirmeye çalışmışlar ve bunda da başarılı olmuşlardır. Muhalefet, iyi- kötü, doğru-yanlış her şeye muhalefet etmek, yıkmak – bozmak demek değil, aksine eksiklikleri tamamlatmak ve daha iyi hale getirtmektir. Bizde ise böyle bir uygulama ve anlayış, tabandan tavana unutturulmuş, toplum ve millet olarak insanlar adeta ayrıştırılmaya çalışılmıştır. Öyle ki, gıdıklandıklarını saklamak adına, karşısındakilerin gıdıklanma tikleri olduğu üzerinden yol almaya çalışıyorlar. Provokatörlerin olduğu, dikey, yatay, paralel, kare, dikdörtgen, velhasıl her türlü geometrik şekil yapısı ile ülkenin geleceğini ipotek altına almaya, kukla yönetim biçimi oluşturmaya çalışanlara karşı birlik olması gerekenler, “rakibimin rakibi benim partnerim” dir dercesine işbirliği içine girebiliyor. Genelde Türkiye, özelde İstanbul Dünyanın merkezi olduğu için; büyümesin, kukla kalsın, masallarla uyutulsun, sporla afyonlansın diyen dâhili ve harici bedbahtlara karşı bu millet ferasetini ortaya koymaya başlamış, birlik olmuştur. Muallimlik, danışmanlık, ulemalık, hatta daha da ötesi tedhişçilik adı altında; algı marifeti ile bu milleti iş bilmez, yobaz, sakat, düşünmez, aklı ermez olarak görüp/gösterip kendilerini ileri düzeyli zekâlı(!) göstermeye kalkanlar ile işbirliği hatasına düşen olursa, iki cihanda da âbâd olamaz. Hatta ki, zulüm ile âbâd olanın Âkıbeti hayrolmaz. Muhalefet etmek adına, ülkenin ali menfaatlerini önüne geçmeye çalışan hainleri dost tutmak bir yana, onlara karşı koymak muhalefetin en asli görevleri arsında olsa gerek.   Hz. Ali (kv)’den inciler: 1-        İlim alçaktakileri yükseltir. Bilgisizlikse yüksektekileri alçaltır. 2-        Dünyada hiçbir şeye minnet etme, özgürlüğünü ancak bu şekilde koruyabilirsin. 3-        Haksızlık önünde eğilmeyiniz. Çünkü hakkınızla beraber şerefinizi de kaybedersiniz.  
Ekleme Tarihi: 01 Ocak 2015 - Perşembe

MUHALEFETE DERT OLAN

 

Yazmak, zor zanaat diyorum ya hep, işte yine kaç zamandır yazmamanın nedeni de bundandır.

Yazıyı hazırlarken, konunun bayatlayıp, yeni bir gündemin içinde buluyoruz kendimizi. Konu bir anda bayatlamış oluyor.

Şimdilerde, son iki yılın olmazsa olmazı durumundaki “ÇÖZÜM SÜRECİ” üzerinden Türkiye ve iktidarı hizalamaya çalışanlar gözden kaçırılıyor.

“Görenedir görene, köre nedir köre ne!”

Muhalefet, Türkiye’nin kendine özgü kalıplaşmış politik yapısından bir türlü kurtulamıyor. Yapıcı değil, yıkıcı olmayı muhalefet addedenler, ülkenin maddi manevi kaybını umursamaz tavı içinde yer alıyorlar.

Basit bir örnek; yeni yapılan hava alanı ile alakalı yer seçimi. Alanın bataklık oluşunu günlerce manşet haberleri için gündeme taşımaya çalışmışlardı. Hâlbuki bataklık olmayan, ağaçlı bir alana yapılsa bu kez de ağaçlar katlediliyor denilecektir, muhalifler tarafından.

Maksat “istemezük”çülük yapmak!

Oyun, desise, hile ile iktidarı hizalamaya çalışanlar, boyun eğilmediğini gördükçe daha da dertleniyorlar, hatta neredeyse iktidarı devirmek için demokrasi oyunlarından vaz geçilip tedhişçilik yoluna başvurulmasını isteyecek kadar muhalefet etmeyi kendilerine görev bilen üfürükçüler peydahlanıyor.

Tecavüzcüsüne Âşık Olan

İktidarın, son dönemlerde Cizre’de takındığı tavırla tokatlanmaya çalışılması. (güvenlik açısından, iktidarın bürokratları eliyle de olsa zaafları, eksikleri, yanlışları vardır.)

İyide, yapılacak tek şey, dersim olaylarında olduğu gibi, son 30-35 yıldır Güneydoğu bölgesinde yaşanan, PKK ve benzeri yapılanmalara karşı uygulamalar mıdır?

“Alevi Devleti Kurmak isteniyor” safsatası ışığında yaşanan, Dersim’deki gibi, bu gün bile girilemeyen “Memnu’” alanların oluşturulmasını mı istiyorsunuz?

O günkü resmi açıklamalarda, Asilere bir hayli kayıp verdirilip yüzlerce küçük ve büyükbaş hayvanlarının ganimet(!) olarak alındığından söz ediliyor. Dikkat buyurun “GANİMET” deniliyor. (Ganimet kimden alınır, düşünmeniz temennisi ile.)

O gün katledilenlerin geride kalanları adeta vahşet uygulamasını yapanlara âşık olduruldu, sindirildi. Amerika’ya kızdığımız, askeri harekât marifetiyle, Medeniyet Götürme(!) işini kim, nasıl, nerede, niçin yaptı diye baktığımızda bunun dersimde gerçekleştiğini görürüz.

Evet, şimdi de son çeyrek asırdan fazladır uygulana gelen medenileştirme çalışmaları için, çözüm üretmek, dertlerine derman olmak yerine silahlı kuvvet ile çözüm bulunamamıştır. Çünkü asıl olaylara bakılmamış, birileri ülkenin bölüneceği(!) korkusu ile ülke yönettirmeye çalışmışlar ve bunda da başarılı olmuşlardır.

Muhalefet, iyi- kötü, doğru-yanlış her şeye muhalefet etmek, yıkmak – bozmak demek değil, aksine eksiklikleri tamamlatmak ve daha iyi hale getirtmektir.

Bizde ise böyle bir uygulama ve anlayış, tabandan tavana unutturulmuş, toplum ve millet olarak insanlar adeta ayrıştırılmaya çalışılmıştır.

Öyle ki, gıdıklandıklarını saklamak adına, karşısındakilerin gıdıklanma tikleri olduğu üzerinden yol almaya çalışıyorlar.

Provokatörlerin olduğu, dikey, yatay, paralel, kare, dikdörtgen, velhasıl her türlü geometrik şekil yapısı ile ülkenin geleceğini ipotek altına almaya, kukla yönetim biçimi oluşturmaya çalışanlara karşı birlik olması gerekenler, “rakibimin rakibi benim partnerim” dir dercesine işbirliği içine girebiliyor.

Genelde Türkiye, özelde İstanbul Dünyanın merkezi olduğu için; büyümesin, kukla kalsın, masallarla uyutulsun, sporla afyonlansın diyen dâhili ve harici bedbahtlara karşı bu millet ferasetini ortaya koymaya başlamış, birlik olmuştur.

Muallimlik, danışmanlık, ulemalık, hatta daha da ötesi tedhişçilik adı altında; algı marifeti ile bu milleti iş bilmez, yobaz, sakat, düşünmez, aklı ermez olarak görüp/gösterip kendilerini ileri düzeyli zekâlı(!) göstermeye kalkanlar ile işbirliği hatasına düşen olursa, iki cihanda da âbâd olamaz.

Hatta ki, zulüm ile âbâd olanın Âkıbeti hayrolmaz.

Muhalefet etmek adına, ülkenin ali menfaatlerini önüne geçmeye çalışan hainleri dost tutmak bir yana, onlara karşı koymak muhalefetin en asli görevleri arsında olsa gerek.

 

Hz. Ali (kv)’den inciler:

1-        İlim alçaktakileri yükseltir. Bilgisizlikse yüksektekileri alçaltır.

2-        Dünyada hiçbir şeye minnet etme, özgürlüğünü ancak bu şekilde koruyabilirsin.

3-        Haksızlık önünde eğilmeyiniz. Çünkü hakkınızla beraber şerefinizi de kaybedersiniz.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve adanagundemi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler 2023 acotr.org https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler 2023 casino siteleri

siyahbet