İbrâhîm Hâlîlullah’ın şehridir Filistin.
Lâ’netli Kâvmîn soysuzları türedi, Ye’cüc, Me’cüc hâramîleri dadandı, Böldüler, parçaladılar, elbiseden, yen kadar bir yere hapsettiler Filistinlileri, soykırım bilinmesin diye de, toprakların adına da Batı Şeriâ dediler.
Yine, elbisenin, Kibrit Kutusu Cebi kadar bir bölgeye sıkıştırdıkları, Annelerini, Babalarını kâtlettikleri, Topraklarını işgâl ettikleri, insânlık dışı muameleye tâbî bıraktıklarını. Kimsesiz kalmış, gençleri, çocukları, eşsiz- evlâdsız kalmış mâsûm ve mâzlûmları doldurdu. Adetâ, açık bir yetimhâne olarak, terk-î diyâr ettirdikleri Çoluk- çocukları yerleştirdiler, Adına Gazze dedikleri âlâna.
Gazze ki, 45 km2’lik âlâna sâhîp, 1,1 Milyon nüfus bu dar âlânda, yaşayıp, barınmaya çalışıyor. Modern tâbîrle, AÇIK MÂPÛSHÂNE
Hârâmiler, Lâ’netli Kâvmîn soysuzlarınca Etrafı işgâl edilmiş, Çelikten duvarlarla çevreledikleri Gazze, toprağı ile nüfusu orantısız olan bir şehre dönüştürüldü. Tarîh ilerledikçe, yetimler büyüdü, Anne-Babaları, kardeşleri gözlerinin önünde kâtledilen çocuklar, içlerindeki gizli ve körüklenmiş öfkelerinin intikâm ateşi ile yetiştiler, büyüdüler.
Yeminleri, Âhdleri vardı, vatanlarını, yurtlarını kurtarmaya, Kâtîl sürülerinden İNTİKÂM almaya.
Gazze, Deniz ve işgalci, soykırımcı, Asimilasyoncu, yayılmacı, Haydut, Kâtîl, Terörist İsrail tarafından âblûkâ altında tutulmuş ve dünya ile âdetâ tüm bağları kopartılmaya çalışılmıştır.
Lâ’netli Kâvmîn soysuzları, işgâle, soykırıma kendileri uğramış gibi, Gazze’de yetişen her gençten, her bir fertten ölüm ile İNTİKÂM almaya kalkışıyor, tüm gâyr-î Hûkûkukî saldırılarını meşrulaştırmak için, algı ve manipülasyonlarla, Din, Peygamber ve Allah düşmanlarının mediâlarını kullanarak, işledikleri suçu Filistinliler üzerine yıkabilecek dezenformasyon haberleri yaptırıyorlar.
Öyleki, çocukların kâtledilmesi, yerlerinin, yurtlarının orantısız güçle yok edilmesi karşısında ki, feryâtlarını duyacak, acılarını görecek, gözyaşlarını silecek kimseleri yok etrâflarında.
Dünya ülkeleri, Ormandaki, Kurt veya çakal ulumasının sesini dahi duyarlarken, bu mâsûm ve mâzlûmların seslerini duyamıyorlardı.
Hâkîkâten Gazze’de Sonbahar Yaşanıyor
Evet, çocuklar büyümüş, ama soylarının ve nesillerinin kurutulmaya çalışıldığını çok daha derinden ânlâmaya başlamış ve fîrâsetleri artmıştı. Bu nedenle de bâsîretli davranmaya çalışıyor, Allah cc’ın verdiği Canlarını ve zor şartlara râğmen edindikleri mallarını korumaya âzmediyorlardı.
Gazze ve Ürdün halkları aynı anda yok edilmek, yerlerinden, yurtlarından sürülmek isteniyorlardı. Çünkü Lâ’netli Kâvîm oradan uluslararası yol açarak, akıttıkları kan ve gözyaşları ile sulanmış topraklardan para kazanmak istiyorlardı.
Sonbahar dedik ya! Bu kez, sonbahar olmaktan çıkmış, sânki Ağustos ve çöl sıcaklarının hükmü çökmüştü Gazze’nin üzerine.
Dünya ülkeleri mi, Derin sessizliğe gömülmüş, aç, susuz, yokluk içindeki Gazzelilerin yok edilmesini, soykırıma uğramalarını, topraklarının işgâl edilmesini, feryâd-û figânlarını duymaz olmuşlardı.
Türkiye, Ses veriyor, dünyadan tecrit edilmiş Gazze ve Gazzelilere erişmek, yarımlarına koşmak istedikçe, içinde bulunduğu BirLEŞmiş ya da birleşememiş milletler duvarını aşamıyordu.
Bombalarla Aydınlatılıyor, Kanla Sulanıyor
Gazze’de elektrikleri kesen, iletişim olmamasını sağlayan Lâ’netli Kâvîm vicdâna geliyor ve Gazze’yi geceleri bombaları ve füzeleri ile aydınlatıyordu.
Yine Sususuz bıraktığı Gazze’yi, Öldürdüğü, Kâtlettiği, Teröristçe saldırdığı Gazzelilerin Kanları ve geride kalanların Gözyaşları ile suluyordu
Sonra yine aydınlatma için kullandığı. Özellikle de FOSFOR bombalarının ateşiyle Kan ve Gözyaşı ile ıslanan toprakları kurutuyorlar. Bu kez de, kan ve barut kokuları yayılıyordu ârzın her yerine
Gazze’deki Sonbahar’da, yapraklarını döken ağâçlar değil, İnsânların kolları bacakları, yâşâm alanları olan binaları kopuyordu.
Bu Sonbahar’da, Gazze’de otlar değil, insanlar kuruyordu.
Neden, nasıl mı?
Lâ’netli Kâvîm ve Dostlarının, Cehennem’in Zûmerâsı’na olan mûhâbbet ve sevdâlarının kabarması nedeniyle.
Yurtlarında Sığınak Arayan Millet Olmak
Gazzeliler, kendi yurtlarında, Lâ’netli Kâvîm’in vahşetinden, Teröristliğinden, Kâtliâmlarından, Ye’cüc ve Me’cüc’ün askerlerinin saldırılarından korunmak için, sığınaklar armaya başlamış olsalar da, onu dahi bulacak zâmânları kalmayabiliyor, cansız beden olarak toprağa düşüyorlar.
Çünkü KÂTLÎÂMCILIK, VÂHŞET, TERÖRSTLİK, HÂYDUTLUK, İŞGÂLCİLİK tâ ciğerlerine kadar işlemiş Lâ’netli Kâvmin.
Neydi Filistinlileri bu duruma düşüren?
Henüz, kundakta iken, Anne sütü içerken, yeni yeni yürümeye başlamışken, anne-babasıyla birlikte, veya onların ikisinden birisiyle, çarşıda-pazarda dolaşırken, evlerinin önünde oynarken, hayvanları veya oyuncakları ile eğlenirken, Lâ’netli Kâvîmden türemiş Ye’cüc ve Me’cüc’ün askerlerinin saldırıları ile ya anne babasını, ya kardeşlerini veya kendi uzuvlarını kaybetti çocuklar.
Kimin, anne – Babaları, Nineleri, Dedeleri, Ağabeyleri – Ablaları kaçırıldı, evleri, yerleri, yurtları yıkıldı, oyuncakları, hâyâlleri yok edildi, Terörist ve Haydutluk yapan, peygamber kâtliâmına susamış Lâ’netliKâvmîn askerleri tarafından.
Yapayalnız kalmaya başladılar. Öz yurtlarında.
Ne gârîptir ki, bu çocuklar, Kâtîl sürülüğü yapan, Lâ’netli Kâvmîn hizmetkârlıklarını yaparak geçimlerini sağlamaya çalışırlarken, çoğunlukla da, Ye’cüc ve Me’cüc lâ’netliklerin şamar oğlanları olmaktan kurtulamıyorlardı. Lâ’netli Kâvmîn bu davranışları, GAZZELİLERİN İNİTÎKÂM YEMİNLERİNİ daha da hârlâmaya yaradı.
Lâ’netli Kâvîm, Gazzelileri ezdiğini zannederken, aslında ÖLÜMÜN KUCAĞINA ATILMAYA HAZIR HÂLE GETİRDİLER.
Gazzeli bebekler, her uyandıklarında, hatta her nefes aldıklarında, Kâtîller sürüsünden intikâm alma yemini ederek büyüyorlardı.
İşte o Yemînlerini hâyâta geçirme plânlarını devreye girdirdi, Gazzeliler.
Lâ’netli Kâvîm ve ortakları, Gazzelilerin bu haklı davranışlarını TERÖRİSTLİK OLARAK YÂFTALADILAR.
Kedilerinin Terörist, Filistinlilerin Mâzlûm ve Mağdûr edildiklerini gizlemeye çalışsalar da, artık GÜNEŞ BALÇIKLA SIVANAMAZ HÂLE GELDİ.
Yâlân Söyleyen Târîh Utansın Demenin vâkt-î Sââti gelip geçmektedir.
Bir milletin Hikâyesi olmuşsa acıları, o acıları ile yeni bir medeniyet inşââ etmek için, kavurucu acılarının ateşinde hârlanarak pişip, çelikleşmesine zemin hazırlayanlar, onları Hunhârca, Vâhşice, Haydutluk yaparak, Teröristlik yaparak yerinden yurdundan edenlerdir.
Gazzeliler için bu zemin hazırlayan, kuşkusuz ki, TERÖR DEVLETİ İSRAİL ve ona pâyândalık eden Siyonist İTLÂF DEVLETLERİDİR.
Dünya yeniden inşââ edilirken, İsrail en fazla, bir Kukla ülke haline dönüşmüş olacaktır.
Ânlâyana;
Mûtlûluk, çarşı pazarda satın alınacak kadar ucuz değil. Korunmaya alınacak kadar değerli ve pahalıdır.
Mustafa Baygın