Dünya Türkiye’siz Yaşayamaz Bundan önceki birçok yazımda, “HEDEF TÜRKİYE” diyerek, Türkiye’nin konumu ve özelliği dolayısıyla, Siyonun Ehl-î Sâlîp’inin, İşgâlci, Soykırımcı, Yayılmacı, Âsimilâsyoncu, Terörist ve Haydut Devletlerinin, embeddedleri ve Dâhîlî Bedhâhlârı ile yönetilmek ve kontrol altında tutulmak istenen bir Ülke, bir Devlet olmuştur, olmaya da devam etmekte olduğuna dikkât çekmeye çalıştım.    Bu yazımızda da, Türkiye’nin, neden Âsîmetrik Saldırılara bu kadar mârûz, kaldığını, “Türkiye Solarsa Sulayın, Uzarsa Budayın” denilmesinin temel nedenlerinin neler olduğuna dikkât çekmeye ve özellikle de, Türkiye üzerinden İslâm ve Müslümânların kontrol edilmek istendiğine değinmeye çalışacağız, İnşâAllah! Yazının detayına girmeden önce, 2022 Yılının ilk günlerindeki işgal edilmeye ve kaos çıkartılmaya çalışılan Kazakistan rastgele seçilmiş bir ülke olmadığı gibi, Nisan 2022’ye giden süreçte yeni hedefin, Macaristan olacağı da göz ardı edilmemelidir.   Siyonun Ehl-î Sâlîp’inin Gözünde Türkiye  Siyonun Ehl-î Sâlîp’i, Türkiye’nin geleceğini öncelikle, Rusya'nın bölünmesi, parçalanması ve de güçsüzleşmesi, gerilemesi üzerine konumlandırarak plânlarını oluşturmaktadırlar. Türkiye’nin, Rusya’nın zayıflaması üzerine, titizlik ve kararlılıkla Kuzey Kafkasya'ya yönünü çevirmekle kalmayıp, askeri olarak da bu bölgeye doğru ilerleyeceğini düşünmektedirler. Kuzey Kafkasya’ya ilerlemesi Muhtemel görülen Türkiye’nin, bu konuda siyasî ittifâklar kuracağını, ekonomik ilerlemelerle güçleneceğini, bu ilerlemenin ve güçlenmenin, Türkiye'nin oluşturacağı etkisiyle bölgenin geri kalanının da kendisini ekonomik olarak Türkiye ile güçlü bağlantı kurma ihtiyacında hissedeceklerini görmektedirler.   Kollar, İttifâklar Budanmalı Türkiye‘nin ve Türk gücünün, Orta Asya’da güçlenmesinin önüne geçmek için, Yıllar öncesinden, Rusya’nın güç gösterisine de sahne olması için, Gürcistan’ı işgâl kalkışması senaryosu hayata geçirildi. Türkiye’nin Kuzeye doğru ekonomik ve siyasi güç birliği oluşturmasına mâni olmak için, Ukrayna, Rusya’nın güçlü olduğu, iki kutuplu dünyada, ABD’nin karşısındaki diğer Kutup’un Rusya olduğu algısı oluşturulmak için oltaya yem olarak takıldı. Rusya Ukrayna'yı tehdit ve askeri sevkiyât yaptırılarak işgâl hâreketi ile NATO’nun, ABD’nin asıl emellerine de hizmet ettirilerek, Almanya ve Fransa’nın Doğu Avrupa üzerindeki emellerinin de önüne set çekilmek istenmiştir. Hem Büyük Avrupa’nın (Almanya- Fransa önderliğindeki) önüne Rusya tehdidi konuluyor, hem de Türkiye’nin Kafkasya ve Macaristan üzerinden Doğu Avrupa üzerinde hâkimiyet kurdurulmasının önüne engel olarak Rusya sürülüyor. Bu nedenle Nisan 2022’ye giderken Macaristan’a dikkât çekmeye çalışıyorum.   Bir Taşla Birkaç Kuş!  Müslümân Türkiye, Müslümân ve Türk Devletlerini Kazakistan üzerinden güçlü bir Türk Devletleri Birliği ve Türkiye Liderliği oluşturacağını, buradan da Orta Asya ve oradan Japonya’ya kadar, Türk gücünü Uzak Doğu’ya kadar yayacak güç ve imkânlara sahip olacağı biliniyor. Bu güçlenmenin doğal sonucu olarak, Rusya açısından hayati öneme sahip olan Karadeniz, Deniz hükmünden çıkıp, Türk gölü hâline geleceği de öngörülmüştür. Karadeniz’in iç göl olacağı korkusu ile Rusya’dan Avrupa’ya ulaştırılacak olan Gaz hattının da buradan Polonya’ya kaydırılması çalışmaları, hem Avrupa Birliği Devletleri, Hem de Rusya üzerinde korku ve baskı unsuru olarak kullanılmaktadır. Karadeniz ve Kuzey Kafkasya hâyalleri, plânları başlamadan önce kolu kanadı kırılmak istenen Türkiye’ye, yine Rusya eliyle, Kırım işgâli ve Odesa üzerinden yıllar önce gözdağı verilmek istenmiştir. Ne Kırım ve ne de Odesa’nın Türkiye ile ticaretini önemli oranda artırmasına ve bölgede yoğun Türk yatırımları olmasına Rusya’nın silahlı güç gösterisi ile engel olunmak istenmiştir.   Rusya ile çıkar ilişkisi kuran Türkiye, Rusya’nın, Suriye, Libya üzerinden zayıflatılmasını plânlayanlar, Doğu Akdeniz'den Afganistan’a kadar uzanan hatta istikrârsız bölge oluşturmakla, Hem Rusya’yı zayıflatmış, hem de Türkiye’nin yanlış dış politika uygulaması ile ülkenin bataklığa sürüklendiği algı ve manipülasyonu ile Devlet âleyhine kamuoyu oluşturmaya ve halkı sokağa çekmeye kalkışacaklardır.    Siyonun, Ehlî Sâlîp’in Terörist ve Haydut Devletleri, Türkiye'nin, Suriye ve Irak'taki istikrarsızlık nedeniyle doğrudan etkileneceği hesabı üzerine plânlar geliştirmektedirler. Böyle bir plânın hayata geçmesi durumunda, PKK&PYD&YPG&SDG Teröristlerini, “KÜRT DEVLETİ” kuracak özgürlükçüler olarak lânse ederken, Kurdukları DEAŞ Terör örgütü üyelerini de “CİHÂTÇI” olarak dünya kamuoyuna lânse ederek, Türkiye’yi Âsîmetrik olarak kıskaca almaya kalkışacaklardır. Kazakistan’daki plânlı Dârbe kalkışması bunun içindi! (Sonraki yazıda Devam etmek dileğiyle) "Haydi beni bir daha tutuklayın İngilizler! Ama görüldü ki tutuklama ve öldürmeyle iş bitmiyor! İşte Türkler, kendi cenaze merasimi için hazırlanan tabutlarını, sahiplerinin başlarına geçirdiler!" (Mohandas Karamçand Gandi, 1922 - Türk Kurtuluş Savaşı'nın Türklerin zaferiyle bitmesi üzerine.)