Kahve Kitap
Mustafa BAYGIN
Köşe Yazarı
Mustafa BAYGIN
 

BİZE NELER OLDU!

Hükümet üyelerine baktığımızda bize neler olduğunu anlamak hiçte güç değil. Hatırlayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, daha Soma faciasında kendi sağlığını, maden işçisinin canından önemli görüp tedavi için hastahaneye gitmiş tedavi sonrasında ameliyat olmakla kendi geleceğini milletten önde tuttuğunu göstermişti. Bu olaydan bakınca şöyle bir varsayımla karşılaşmak işten bile değildir;‘Bakan Faruk Çelik’inönceliği kendisine bakmak, kendi sağlığı için bakanlığın nimetlerinden faydalanmak, kendisini iktidara taşıyan milletin sağlığı ve güvenliği ise daha sonra.’ Ne den mi böyle algılanabilir? Çünkü, Sayın Bakan’ın bakanlık olarak sorumluluk alanında olan ve Bakanlığının asıl müsebbibi olan çalışanların hakları, sağlıkları, can güvenlikleri anlaşılan çokta umurunda görünmüyor gibi. Elbetteki can canandan kıymetlidir ancak, yönetici, idaresi altında bulunanların her türlü güvenliklerini, çoğu zaman, kendisinden öncelikli tutmalıdır.Aksi taktirde kişi kendine yönetici durumunda olur.   Neden mi Böyle Bir Algı? Bakın, Sosyal güvenlik alanında, Soma faciasından sonra yaşanan Asansör Faciasının sorumlusu kimdir? Hz. Ömer (R.A.) “Dicle’nin kenarında bir kurt bir kuzuyu yese Allah hesabını Ömer’den sorar.” Yine, “Eğer Dicle üzerindeki köprülerden birinde, bir koyunun ayağı incinirse Allah onu Ömer’den sorar.”diyor. Niçin, Çünkü Dicle Diyarbakır sınırlarında ve Hz. Ömer’in yönetiminde olduğu için. Bu söz diyor ki, ülkenin herhangi bir yerinde inşaattan düşenden, madende yaralanandan ve ya hayatını kaybedenden, vatandaşın işini zora sokan, yokuşa süren memurdan, habersiz amirden, kamu hizmeti sunanların efendi, hizmet alan vatandaşın hizmetkâr muamelesine maruz kalmasından baştaki yönetici sorumludur. (Her Bakan kendi biriminden, Başbakan Tüm Bakanlardan mes’uldür.) Demek ki, yönetici sorumlu olduğu yerlerden hem hukuken, hem de dinen sorumludur. Niçin özellikle Çalıma ve sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik üzerinde yoğunlaşıldığını anlatmaya çalışırken, TV’de Haberci İsmail Küçükkaya’ya konuşmasını da dikkate almak gerekir. Toplumun bu kadar duyarsız hale nasıl geldiği sorusuna özetle ne demiş orada; “…aşırı kâr hırsı, üretim zorlaması, imar zorlaması ve duyarsızlık…”   Bu İfadelerden Ne Çıkıyor Ortaya. Menfaatler ve çıkarlar söz konusu olduğunda maalesef ki kimseler hukuk ve kural tanımaz hale geliyor, yetkililer ve sorumlularda baskılar karşısında taviz veriyor ve sonuçta da ölümler, kazalar, facialar yaşanıyor. Bunun başka izahı var mı? Kentlerde belediyeler, merkezde hükümet, kâr hırsı olanların hırslarına karşı durmak, hukuku ve kuralları uygulamak yerine, talep edilene göz yumuluyor ki, halen görevde olan ilgili bakan böylesine bir açıklamada bulunabiliyor. Birlerinin nüfuz kullanması, istediği imarı alabilmesine, kuralsız ve hukuksuz yapılaşmaya yada işyerinde elde ettiği denetimsizlikten dolayı fazla üretimi, sonuçta elde edilen rant veya çıkarlar sonucunda da duyarsızlık.   Yepyeni Bir Örnek Var Ortada. İnsanlığın Bittiği An. Tek Kelimeyle Vahşet! Bir Türk gemisi kaptan ve mürettebatının yaptığı, duyarsızlık, kalite düşüklüğü değilse nedir? Evet yanlış duymadınız, 18 Eylül 2014 günü sabah haberlerine yansıyan bir görüntüde, Türk şirketine ait kuru yük gemisiBatı Afrika ülkesi Liberya Bukhanan’da hareket ettikten 10 Mil (18 km.) sonra, gemide iki Afrikalı’nın kaçak bindiğini fark ediyorlar. Durumu kaptana aktardıklarında ise insanlığın bittiği an devreye giriyor. Kaptanın talimatıyla gemiye kaçak binen 2 Afrikalı, bidonlarla yapılan sallarla birlikte deniz ortasında bırakılıyor, yani köpek balıkları, kendi açlıkları, sonlarının karanlık oluşu biline biline kaderlerine terk ediliyor. Yönetenler, hukuksuzluğa, kuralsızlığa prim verir, kendi sağlık ve geleceklerini sorumlu oldukları insanlardan önde tutarsa, onları örnek alan toplumun fertlerinden de bu tür davranışlar sergileyenleri yadırganamaz hale gelir. Bu işin batıya, doğuya, güneye, kuzeye kayma, onları örnek alma ile alakası yok. Tek neden Bakan Faruk Çelik’in özetin özetinde söylediğinden çıka sonuç, kural tanımazlık, Hak ve hukuk ihlalleri, nüfuz kullanma becerileri(!) bunlara göz yumulması, ‘hâlel’ olsun demek yerine ‘helâl’olsun denilmesinin sonucunda, kâr marjını yükseltmek, inşaatını daha fazla m2 üzerine bina etmek, insanların can güvenliğini en son plana atmak,, daha fazla ‘hem de fazla mesai ücretsiz) çalışma zorlaması, az ücret çok iş anlayışıyla kazanç elde edilmesine göz yumulması ya da haberdar olunamaması ile karşı karşıya kalınınca, kuşkusuz ki toplumun dejenere olmasına, vurdumduymaz, şiddete meyyal, öfkeli, düşüncesiz kitle olmasına sebebiyet verilmektedir. Hz. Ömer (R.A.)’in “Eğer Dicle üzerindeki köprülerden birinde, bir koyunun ayağı incinirse Allah onu Ömer’den sorar.”Gibi sözlerine kulak kabartan, düstûr edinen yöneticiler, sorumlular, yetkililer, halkının inşaatlarda, maden ocaklarında, yolda trafik kazalarında, bir birlerini vurmalarında kendilerinin hesap vermesi gerektiğin bilir ve gerekli önlemi alır. Alır ve uygular ki, yöneticisi – idarecisi – sorumlusu, kuralları uygulayan, adaletli, hukuka uyan kişi olarak görürü ve aynısını örnek alır. Eskiden onun içindir ki, sahipsiz üzüm bağından bir salkım üzüm dahi koparılmaz, kimsenin olmadığı açık işyerinden içeri girilip bir şeyler aşırılmaz, yolda kalmışa yardım, emanete sahip çıkıldığı, düşene destek, kimsesize kimse olunduğu için toplum huzur içinde yaşıyordu.   Anladık mı şimdi bize neler olmuş!!! Çözüm, ön tekerlerin düzgün gitmesi, arkadan gelen tekerlerin düzenini bozmadan, kurallara riayet ederek, nüfuz kullanılmasına göz yummadan, haksızlık karşısında susup şeytanlaşmayıp aksine dik durarak haklının hakkını koruyarak, yanlış yolda hareket etmemesi.   Sözün özü: Türk milleti; Yurdundan ayrıldın, dağıldın, aç kaldın, sefil düştün, ayakta ölü gibi oldun. Ey Türk Milleti! Silkin, kendine dön! … (Orhun Yazıtlarından)  
Ekleme Tarihi: 22 Eylül 2014 - Pazartesi

BİZE NELER OLDU!


Hükümet üyelerine baktığımızda bize neler olduğunu anlamak hiçte güç değil.

Hatırlayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, daha Soma faciasında kendi sağlığını, maden işçisinin canından önemli görüp tedavi için hastahaneye gitmiş tedavi sonrasında ameliyat olmakla kendi geleceğini milletten önde tuttuğunu göstermişti.

Bu olaydan bakınca şöyle bir varsayımla karşılaşmak işten bile değildir;‘Bakan Faruk Çelik’inönceliği kendisine bakmak, kendi sağlığı için bakanlığın nimetlerinden faydalanmak, kendisini iktidara taşıyan milletin sağlığı ve güvenliği ise daha sonra.’

Ne den mi böyle algılanabilir? Çünkü, Sayın Bakan’ın bakanlık olarak sorumluluk alanında olan ve Bakanlığının asıl müsebbibi olan çalışanların hakları, sağlıkları, can güvenlikleri anlaşılan çokta umurunda görünmüyor gibi.

Elbetteki can canandan kıymetlidir ancak, yönetici, idaresi altında bulunanların her türlü güvenliklerini, çoğu zaman, kendisinden öncelikli tutmalıdır.Aksi taktirde kişi kendine yönetici durumunda olur.

 

Neden mi Böyle Bir Algı?

Bakın, Sosyal güvenlik alanında, Soma faciasından sonra yaşanan Asansör Faciasının sorumlusu kimdir?

Hz. Ömer (R.A.) “Dicle’nin kenarında bir kurt bir kuzuyu yese Allah hesabını Ömer’den sorar.” Yine, “Eğer Dicle üzerindeki köprülerden birinde, bir koyunun ayağı incinirse Allah onu Ömer’den sorar.”diyor. Niçin, Çünkü Dicle Diyarbakır sınırlarında ve Hz. Ömer’in yönetiminde olduğu için.

Bu söz diyor ki, ülkenin herhangi bir yerinde inşaattan düşenden, madende yaralanandan ve ya hayatını kaybedenden, vatandaşın işini zora sokan, yokuşa süren memurdan, habersiz amirden, kamu hizmeti sunanların efendi, hizmet alan vatandaşın hizmetkâr muamelesine maruz kalmasından baştaki yönetici sorumludur. (Her Bakan kendi biriminden, Başbakan Tüm Bakanlardan mes’uldür.)

Demek ki, yönetici sorumlu olduğu yerlerden hem hukuken, hem de dinen sorumludur.

Niçin özellikle Çalıma ve sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik üzerinde yoğunlaşıldığını anlatmaya çalışırken, TV’de Haberci İsmail Küçükkaya’ya konuşmasını da dikkate almak gerekir.

Toplumun bu kadar duyarsız hale nasıl geldiği sorusuna özetle ne demiş orada; “…aşırı kâr hırsı, üretim zorlaması, imar zorlaması ve duyarsızlık…”

 

Bu İfadelerden Ne Çıkıyor Ortaya.

Menfaatler ve çıkarlar söz konusu olduğunda maalesef ki kimseler hukuk ve kural tanımaz hale geliyor, yetkililer ve sorumlularda baskılar karşısında taviz veriyor ve sonuçta da ölümler, kazalar, facialar yaşanıyor.

Bunun başka izahı var mı?

Kentlerde belediyeler, merkezde hükümet, kâr hırsı olanların hırslarına karşı durmak, hukuku ve kuralları uygulamak yerine, talep edilene göz yumuluyor ki, halen görevde olan ilgili bakan böylesine bir açıklamada bulunabiliyor.

Birlerinin nüfuz kullanması, istediği imarı alabilmesine, kuralsız ve hukuksuz yapılaşmaya yada işyerinde elde ettiği denetimsizlikten dolayı fazla üretimi, sonuçta elde edilen rant veya çıkarlar sonucunda da duyarsızlık.

 

Yepyeni Bir Örnek Var Ortada.

İnsanlığın Bittiği An. Tek Kelimeyle Vahşet!

Bir Türk gemisi kaptan ve mürettebatının yaptığı, duyarsızlık, kalite düşüklüğü değilse nedir? Evet yanlış duymadınız, 18 Eylül 2014 günü sabah haberlerine yansıyan bir görüntüde, Türk şirketine ait kuru yük gemisiBatı Afrika ülkesi Liberya Bukhanan’da hareket ettikten 10 Mil (18 km.) sonra, gemide iki Afrikalı’nın kaçak bindiğini fark ediyorlar. Durumu kaptana aktardıklarında ise insanlığın bittiği an devreye giriyor. Kaptanın talimatıyla gemiye kaçak binen 2 Afrikalı, bidonlarla yapılan sallarla birlikte deniz ortasında bırakılıyor, yani köpek balıkları, kendi açlıkları, sonlarının karanlık oluşu biline biline kaderlerine terk ediliyor.

Yönetenler, hukuksuzluğa, kuralsızlığa prim verir, kendi sağlık ve geleceklerini sorumlu oldukları insanlardan önde tutarsa, onları örnek alan toplumun fertlerinden de bu tür davranışlar sergileyenleri yadırganamaz hale gelir.

Bu işin batıya, doğuya, güneye, kuzeye kayma, onları örnek alma ile alakası yok.

Tek neden Bakan Faruk Çelik’in özetin özetinde söylediğinden çıka sonuç, kural tanımazlık, Hak ve hukuk ihlalleri, nüfuz kullanma becerileri(!) bunlara göz yumulması, ‘hâlel’ olsun demek yerine ‘helâl’olsun denilmesinin sonucunda, kâr marjını yükseltmek, inşaatını daha fazla m2 üzerine bina etmek, insanların can güvenliğini en son plana atmak,, daha fazla ‘hem de fazla mesai ücretsiz) çalışma zorlaması, az ücret çok iş anlayışıyla kazanç elde edilmesine göz yumulması ya da haberdar olunamaması ile karşı karşıya kalınınca, kuşkusuz ki toplumun dejenere olmasına, vurdumduymaz, şiddete meyyal, öfkeli, düşüncesiz kitle olmasına sebebiyet verilmektedir.

Hz. Ömer (R.A.)’in “Eğer Dicle üzerindeki köprülerden birinde, bir koyunun ayağı incinirse Allah onu Ömer’den sorar.”Gibi sözlerine kulak kabartan, düstûr edinen yöneticiler, sorumlular, yetkililer, halkının inşaatlarda, maden ocaklarında, yolda trafik kazalarında, bir birlerini vurmalarında kendilerinin hesap vermesi gerektiğin bilir ve gerekli önlemi alır.

Alır ve uygular ki, yöneticisi – idarecisi – sorumlusu, kuralları uygulayan, adaletli, hukuka uyan kişi olarak görürü ve aynısını örnek alır.

Eskiden onun içindir ki, sahipsiz üzüm bağından bir salkım üzüm dahi koparılmaz, kimsenin olmadığı açık işyerinden içeri girilip bir şeyler aşırılmaz, yolda kalmışa yardım, emanete sahip çıkıldığı, düşene destek, kimsesize kimse olunduğu için toplum huzur içinde yaşıyordu.

 

Anladık mı şimdi bize neler olmuş!!!

Çözüm, ön tekerlerin düzgün gitmesi, arkadan gelen tekerlerin düzenini bozmadan, kurallara riayet ederek, nüfuz kullanılmasına göz yummadan, haksızlık karşısında susup şeytanlaşmayıp aksine dik durarak haklının hakkını koruyarak, yanlış yolda hareket etmemesi.

 

Sözün özü:

Türk milleti; Yurdundan ayrıldın, dağıldın, aç kaldın, sefil düştün, ayakta ölü gibi oldun. Ey Türk Milleti! Silkin, kendine dön! … (Orhun Yazıtlarından)

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve adanagundemi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler 2023 acotr.org https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler 2023 casino siteleri

siyahbet