Birileri iyice TIRlatmaya başladı. Ülkeyi bir yerlere rezil etme adına, Türkiye’yi dış dünya nezdinde itibarsızlaştırma adına, isteyerek veya bilmeyerek hedefe kendi ülkesinin konduğunu dahi anlamayacak kadar basiretsizce olaylar oluşturuyorlar. İHH TIR'ları diye yaygara koparılan, MİT'e ait olduğu ortaya çıkan, arama izni verilmeyen, devlet sırrını ifşa eden skandaldan sonra da üç TIR durduruldu. Silah yüklü olduğu söylenen araçların yanına kimse yaklaştırılmadı. Gazetecilerin çektiği görüntülere el konuldu. Biz buradan, Yerel Haber Gazetesi’nden, köşemizde 2001’in 11 Eylülünden hemen sonra deşifre etmiş ve yazmıştık, “HEDEF TÜRKİYE” diye. O gün yazdıklarımızı komplo teorisi olarak algılayanlar anlasınlar diye sonraki süreçlerde de birkaç kez, aynı şekilde “HEDEF TÜRKİYE” diyerek yazılarımızla uyarmaya çalıştık. Şimdi gelinen nokta gösterdi ki, “HEDEF TÜRKİYE” imiş. ABD’deki ikiz kuleler, Somali, Afganistan, Pakistan, tüm bunların bahane, asıl maksadın Irak’a girip yerleşerek oradan Suriye’nin bertaraf edilmesi yada kontrol altına alınması, sonrasındaki asıl büyük hedefin TÜRKİYE olduğundan bahsede geldik. Evet, IHH üzerinden yürütülmek istenen Türkiye’yi itibarsızlaştırma operasyonlarından biride, Cenevre Görüşmeleri öncesinde TIR’larla silah kaçakçılığı(!) intibaı yaymaktı. Gerçekten bu olayda, arama yapmak isteyenler samimi idiyse, neden TIR’ların neredeyse Adana’ya kadar gelişi beklendi. (sahi TIR’larda Suriye’ye silah götürüldüğünü iddia edenler, Suriye’yi Adana’nın kuzeyine, ya da batısına bir yere mi taşıdılar? TIR lar Hatay istikametinden Adana’ya doğru gelirken durdurulmuştur. Dikkat edin! Adana’dan Hatay (Suriye) istikametine değil, tam tersi Hatay’dan Adana’ya doğru geliyor. Bu nasıl Suriye’ye silah taşımaktır? Bu TIRlatmak değilse nedir?) Sahi, bu TIR'lar neden hareket ettiği yerde durdurulup müdahale edilmedi de Adana’ya gelmesi beklendi? Madem yasadışı bir şey olduğundan şüphelenildi niye orada niye müdahale edilmedi? İddiada bulunanlar niçin sessiz sedasız müdahale edip bu sevkiyatı önlemeye çalışmadı? Mesele başka! Mustafa Kemal Atatürk’ün uyardığı dâhili bedbahtlar eliyle sınır kentinde gürültü çıkarmak. Amaç başka, Türkiye'yi suçüstü yapıp(!) Dünyaya duyurmak, Ülkeyi, devleti terörle eşleştirerek mahkûm ettirmek, sözde el kaide ile bağlantı göstermek olmasın! MİT’e ait olduğu açıklanan TIR’ları ifşa edenler, bilmiyorlar mı ki MİT'e değil, asıl savaşı Türkiye'ye açtıklarını? Kardeşi kardeşe kırdırmak isteyenleri bir nevi işaret eden, Türkiye’ye gelip TV’lerde açıklamalarda bulunan, (İsrail Teknoloji ve bilişim laboratuvarlarının başkanı ve hükümetinin de danışmanı olan Prof. David Passig geçen yıl Şubat'ta Türkiye'ye gelmişti) İsrailli Prof. açıklamalarında, … “Türkiye müthiş ülke”… … “2050'nin SÜPER GÜCÜ”  olacak diyordu. Bunları düşündüğümüzde oynanan oyunları görmemek, …!!! Kendi ülkesinin kurumları, güvenlik birimleri bir birlerini, kendi istihbarat teşkilatını mı sabote ediyor. Kim adına, ne adına? Kim istiyor bunu? Ülkenin başbakanı talimat veriyor, dinlenmiyor, direnç gösteriliyor. Bu ülkenin başbakanının verdiği emire riayet edilmiyorsa, akla şu soru gelmez mi; “başka bir yerlerden, birilerinden, Türkiye aleyhinde iş yürütenlerden mi emir alınıyor?” Bu güne kadar ara ara uyanmaya çalışan Türkiye, bir yolu bulunup yeniden uyutulmaya çalışıldı. Uyuyan dev Türkiye uyanmasın diye, büyük bir ihanetle karşı karşıya bırakılıyor. Birileri makam/nüfuz kullanarak vatana ihanet mi etmeye çalışıyor? Sahi şu muğlak olan “Vatana ihanet” nedir? Yeniden yorumlanmalı diye düşünüyorum... Adana Bermuda Şeytan Üçgeninin Neresinde? Yukarıdan bu yana farklı konuların içinde enerji hatlarının önemi dikkatlerden kaçmıyor. Adamlar enerjinin patronu olmak için her yolu deniyorlar. Denemenin merkezi de Türkiye! Biz hem bu köşemizden hem de, yaklaşık 4 haftadır, radyoda yapmış olduğumuz programlarımızda “HEDEF ENERJİ” diyoruz. İşte gelinen nokta bu konuda haklılığımızı ve Türkiye üzerine oynan oyunları gösteriyor. Irak Petrolü İçin Devreye Girenleri İyi Bellemek Gerekir. Şimdi Adana’yı merkeze oturtan bermuda şeytan üçgeni neresi bir bakalım; Suriye’de LAZKİYE (Ruslar), Güney Kıbrıs’ta DİKELYA(İngilizler),  Türkiye’de İNCİRLİK (Amerikalılar)  tam bir ÜÇGEN. Enerji koridorunun merkezini oluşturuyor. Irak'tan Türkiye’ye (Yumurtalık – Ceyhan)  gelecekolan petrol, bu yılın başında akacak ve Dünya pazarlarına sunulacaktı. Bakan Taner Yıldız açıklamış, Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Petrol ve Doğal Kaynakları Bakanlığı açıklamayı teyit etmiş, Bağdat Yönetimi Türkiye ile görüşüp gerekli anlaşmaların yapılacağını beyan etmişti.  Enerji Türkiye - Irak kontrolünde Akdeniz'e ulaşmaya başlayınca, IHH ve MİT Tırları da bahane edilerek, içeride kargaşa çıkartıp, Suriye’yi sos yapıp Türkiye’nin dışlandığı ve hâkimiyeti dışındaki bir bölgeye ulaştırılmak istendi. (desek!) … Uyumamak ve unutmamak adına. …. Türkiye’nin ve Türkiye ile işbirliği yapmak isteyen ülkelerin liderlerine kimler, neden “DİKTATÖR” dedirtiyor? (Bakın kimler diktatör olarak tanıtılmaya çalışılıyormuş; Mısır Eski Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi,  Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Yemen Cumhurbaşkanı Mansur Hadi, Ukrayna Cumhurbaşkanı Yanukoviç, Tayland Başbakanı Shinawatra,  Tunus Cumhurbaşkanı Marzouki ... Nedir ortak özellikleri: TÜRKİYE ile hareket etmek istemeleri. Ha birde, diktatör demeseler de. Kapalı kapılar arkasında istenmeyen Başkan ilan edilen Barak Obama! Ne hazindir ki, on binlerce insanını katleden, milyonlarca insanı muhacir olan, yüzbinlerce insanı yaralı olan Suriye liderine “DİKTATÖR” diyen yok. Enteresan gelmiyor mu bu tavır! Adana sarı sıcakların başkentidir. Adana öncü kent. Bu öncülüğünü, ülke ve bölge üzerine oynanan kirli oyunları bozmak içinde gösterebilir ve de, adalet, kanun, hukuk sınırları içerinde, yasal demokratik hakkını kullanarak göstermelidir. … Haftanın sözü: Huzur ve güven içinde yenen kuru bir ekmek, endişe içinde yenen baldan daha tatlıdır. Namus içinde yaşanan bir çadır, ahlaksızlığın hüküm sürdüğü bir köşkte yaşamaktan daha sevimlidir.