Kahve Kitap
Turgay Başboğa
Köşe Yazarı
Turgay Başboğa
 

Çağın Ebu Zer'i

  insan ,sessizcene akıp gider. Bilinmez içinde ne fırtınalar kopar, ne saklar söylemez.’’                                                 (Diyarbakırlı Ramazan Hoca) Üstadım, Mirim, Pirim , Efendim Neyler siniz? Ağır başlı Yar! Sen ne dersin? Bu iş nedir? Ağır söyler yüreğim. O yiğit öleli beri… ÇAĞIN ‘’EBU ZER’’İNE ! (Bu satırlar Diyarbakırlı Ramazan Hoca’ya İthaf edilmiştir) Bir adam  Üzerinde Ebu Zer yalnızlığı, Ebu Bekir merhameti, Osman sukuneti,  Ali cesareti, Ömer kararlılığı, Namazını kılıyor çay ocağında, Ekmek teknesi… İçimde ,tarif edilemez bir his, Adı konulmamış bir duygu Havada,Ağır bir kalleşlik kokusu. Kirli bir niyet,şeytan bakışlı iblis Hedefinde,bir ay parçası  İncedal, narin, körpe… Vurdular namazda,kalleşçesine Üç bıçak darbesi sonrası,yığıldı yere Döküldü mübarek kanı,seccade üstüne… Gün ölümle başlatıyor hayatı, Her şafak taze bir ölünün üstünde doğuyor, Sabah yeni doğmuş çocuk , Çirkin ve sisli gözleri... Vurdukça ilk ışıkları penceremden içeri, Kımıldaşır içimin ölüm dolu coşkusu. Sabah taşıyarak bir celladı odama, Hüznümle ve çirkinliğimle yargılamadan beni Tanıdığım bir ölümle tehdit ediyor. O hep güzel görünen bana, Bir ‘’Güzel İnsanla’’...   Şuramızda bir şey var, Acıya benzer,umuda benzer. Böyle günlerde hayat,hem acıya, hep acıya benzer. Her sabah ölümü anlatır gazeteler, Sol köşede ölümü kutsallaştıran bir fotoğraf…   Oysa; Bizim ilanlarımız çoktan verilmiştir. Bilinmez nereden ve nasıl gelir, Yücedir ölüm... Gelincik tarlası, hayat ağacı, Ölümdür besleyen,baharın tohumlarını.   Şuramızda bir şey var, Bizi onduran bir şey. Acıya saran,umudu kuşatan.  Kalbim; kalbim mi desem? Evet kalbim: yaşayan ben, Hayatla ,ölümle, ötesiyle… Ölüm mü dediniz? Ölüm senin gibi güzel insanlar için, Bir kırmızı gül olur ancak! Koksun diye çocukların bahçesi, İşte bir bir kırılıyor dalıyla, Olgunlaşan meyve ağaçları, Çünkü biliyorlar vakit dar... Ama bizim; hayata ve ölüme sonsuz bir anlam veren , Hayatı pekiştiren köklerimiz var… Acıyı gömdük toprağa gayrı açar mezarlık çiçekleri, Mü’min bir tedirginliktir nerede olsa, Bağırgan bir karmaşadır onun sesi, En iri elleriyle kepçeleyen, Ve biçimliyen, Ve hep önce,en önce kendini  biçimliyen, O güler yüzlü sanatçıyı, Mü’min olma sanatının bütün hünerlerini, Süt beyazı bir mermere eşsiz bir incelikle işliyen,  O usta nakkaşı. Unutmayacağız,,,
Ekleme Tarihi: 09 Şubat 2024 - Cuma

Çağın Ebu Zer'i

 

insan ,sessizcene akıp gider.
Bilinmez içinde ne fırtınalar kopar, ne saklar söylemez.’’
                                                (Diyarbakırlı Ramazan Hoca)

Üstadım,
Mirim, Pirim , Efendim
Neyler siniz?
Ağır başlı Yar!
Sen ne dersin?
Bu iş nedir?
Ağır söyler yüreğim.
O yiğit öleli beri…

ÇAĞIN ‘’EBU ZER’’İNE !

(Bu satırlar Diyarbakırlı Ramazan Hoca’ya İthaf edilmiştir)

Bir adam 
Üzerinde
Ebu Zer yalnızlığı,
Ebu Bekir merhameti,
Osman sukuneti, 
Ali cesareti,
Ömer kararlılığı,
Namazını kılıyor çay ocağında,
Ekmek teknesi…

İçimde ,tarif edilemez bir his,
Adı konulmamış bir duygu
Havada,Ağır bir kalleşlik kokusu.
Kirli bir niyet,şeytan bakışlı iblis
Hedefinde,bir ay parçası 
İncedal, narin, körpe…

Vurdular namazda,kalleşçesine
Üç bıçak darbesi sonrası,yığıldı yere
Döküldü mübarek kanı,seccade üstüne…

Gün ölümle başlatıyor hayatı,
Her şafak taze bir ölünün üstünde doğuyor,
Sabah yeni doğmuş çocuk ,
Çirkin ve sisli gözleri...
Vurdukça ilk ışıkları penceremden içeri,
Kımıldaşır içimin ölüm dolu coşkusu.
Sabah taşıyarak bir celladı odama,
Hüznümle ve çirkinliğimle yargılamadan beni
Tanıdığım bir ölümle tehdit ediyor.
O hep güzel görünen bana,
Bir ‘’Güzel İnsanla’’...
 
Şuramızda bir şey var,
Acıya benzer,umuda benzer.
Böyle günlerde hayat,hem acıya, hep acıya benzer.
Her sabah ölümü anlatır gazeteler,
Sol köşede ölümü kutsallaştıran bir fotoğraf…
 
Oysa; Bizim ilanlarımız çoktan verilmiştir.
Bilinmez nereden ve nasıl gelir,
Yücedir ölüm...
Gelincik tarlası, hayat ağacı,
Ölümdür besleyen,baharın tohumlarını.
 
Şuramızda bir şey var,
Bizi onduran bir şey.
Acıya saran,umudu kuşatan. 
Kalbim; kalbim mi desem?
Evet kalbim: yaşayan ben,
Hayatla ,ölümle, ötesiyle…

Ölüm mü dediniz?
Ölüm senin gibi güzel insanlar için,
Bir kırmızı gül olur ancak!
Koksun diye çocukların bahçesi,
İşte bir bir kırılıyor dalıyla,
Olgunlaşan meyve ağaçları,
Çünkü biliyorlar vakit dar...
Ama bizim; hayata ve ölüme sonsuz bir anlam veren ,
Hayatı pekiştiren köklerimiz var…

Acıyı gömdük toprağa gayrı açar mezarlık çiçekleri,
Mü’min bir tedirginliktir nerede olsa,
Bağırgan bir karmaşadır onun sesi,
En iri elleriyle kepçeleyen,
Ve biçimliyen,
Ve hep önce,en önce kendini  biçimliyen,
O güler yüzlü sanatçıyı,
Mü’min olma sanatının bütün hünerlerini,
Süt beyazı bir mermere eşsiz bir incelikle işliyen,
 O usta nakkaşı.
Unutmayacağız,,,

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve adanagundemi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler 2023 acotr.org https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler 2023 casino siteleri

siyahbet