Ebu Ubeyde
Sabah namaza kalkmıştık; babam imam oldu erkekler ön safta yerimizi aldık, annem ve ablalarım arka safta namaza durduk.
Ramazana az bir zaman kalmıştı!
Bomba sesleri ve babamın Allahu Ekber demesi aynı anda oldu .
Yine ramazan gelmeden katil siyonistler bomba atmaya başladı .
Ailecek dua ediyorduk: ‘’Yarabbi içimizden birisini çıkar, ümmetin suskunluğunu ve korkaklığını yüzlerine vuracak birini çıkar Yarabbi’’ diye dua ediyorduk.
Bomba sesleri kesildi. Annem kahvaltı hazırladı, hepimiz besmele çekerek yemeğe başladık.
Babam benim hafız olmamı çok istiyordu ve Kassam tugayları diye birilerinden bahsediyordu yiğit adamlar, Ebu Ubeyde mert adam diyordu.
İlk defa bu isimleri o sabah duymuştum.
Akşam babam işten geldi, ablalarım ve abilerim de okuldan gelmişti; babam televizyonu açın Ebu Ubeyde konuşma yapacak dedi.
İlk defa sesini duydum ve kendisini o akşam görmüştüm .
Yüzünde maske vardı anlam veremedim sordum babama: ‘’Baba bu amca kim?’’ diye.
Babam Hamas’ın askeri kolu olan Kassam tugaylarının Sözcü Ebu Ubeyde dedi .
Babam o akşam uzun uzun konuştu bizimle Kassam tugaylarını, Hamas’ı ve katil siyonistleri anlattı.
Bende yatmadan, aklımdan çıkmayan o amcayı düşündüm ve dua ettim Allah'ım bende o amca gibi mücahit olacağım senin uğrunda cihat edeceğim.
Bu düşünceler içinde yattım heyecanlıydım.
Ailem ay gözükür ise ramazan diyordu. Gazze'de ramazan gelmeden ışıl ışıl oluyordu, süsleniyordu şehir; ‘’Ramazan geldi Ramazan’’ diye seviniyordu insanlar ama babam hüzünlüydü, anlamadım ama sabah kalkınca soracaktım. Babam neden hüzünlüydü?
Sabah namazdan sonra Annem ile babam aralarında konuşuyordu yaşımın küçük olması sebebi ile yanlarında duruyordum.
Babam, ‘’bu Ramazan bomba atarlar mı? Mescid-i Aksa baskını olur mu?’’diye mırıldanıyordu , ‘’Allah'ın dediği olur.’’ diyerek yüksek bir sesle bağırdı.
Babamdaki bu tepkileri anlamlandıramıyordum. Genellikle annem okula ablalarım ve abilerimi yolladığı zaman hep bir telaş içinde olurdu, biraz geç kalırlarsa endişe ederdi çünkü ‘’katil siyonist askerler çocuklara saldırıyordu ".
Bu duyguyu annemden biliyorum fakat babam genellikle daha metanetli durur ve yaşanan gelişmeler karşısında her zaman ‘’Hasbinallah ve niamel vekil’’ derdi. Son zamanda Siyonistlerin zalimlik sınırlarının her geçen gün yenilerine ulaşmasıyla babamda evlatları için daha fazla tedirgin olmaya başlamıştı fakat yaşanan bunca ıstırap, çile, sefalet ve felaketten sonra yine de şehadetin ulaşılabilecek en güzel mertebe olduğunu ve Allah’ın zikirlerini hiç dilinden düşürmeden bizlere tembihliyordu.
Ramazan'ın ilk günüydü gece hepimiz yattık.
Ben hariç Ailem bir daha uyanmadı.
Şehit oldular inşallah…
Bomba evimize düşmüş, ailemden kimse kalmamıştı…
Aile apartmanıydı Akrabalarımda şehit olmuştu inşallah…
Gözümü hastanede açtım anne, baba diye bağırıyordum fakat onlardan bir karşılık gelmiyordu, hastanedeki amcalar benimle ilgileniyor moral vermeye çalışıp seviyorlar, güldürmeye çalışıp oyunlarla kafamı toparlayıp teselli bulmam için canhıraş bir şekilde çalışıyorlardı.
Hastaneden çıkmaya yakın doktorlara amcam gelsin diyordum doktorlar bir şey demiyor susuyorlardı.
Babamın dedikleri aklıma geldi Ebu Ubeyde amcam gelsin ben onu çağırıyorum.
Şimdi anlam verebiliyorum babamın o akşam saatlerce konuşmasını. En can alıcı cümlesi hep aklımda ‘’Ümmetin şerefini ve namusunu Ebu Ubeyde gibiler Kassam tugayları kurtaracak inşallah’’ diyordu. Doktorlara o akşam ailemle yaşadığım muhabbetleri babamın onlar için söylediklerini Ebu Ubeyde için o benim kardeşimden öte kardeşim dediğini o yüzden amcam olduğunu, o gelmeden buradan kimsenin yanına gitmeyeceğimi kimseyle de konuşmayacağımı söyledim.
Doktorlar anladı akşam saatlerinde bir amca geldi yanıma diğer amcalarla beraber nasılsın oğlum dedi.
Ben konuşmadım, ‘’Ebu Ubeyde gelmeden kimse ile konuşmayacağım!...’’ dedim
Ben Ebu Ubeyde, bunlarda kardeşlerim dedi o adam ne kadar güzel ve nurani bir yüzü vardı.
Ben masken yok sen Ebu Ubeyde değilsin dedim, gülmeye başladılar .
Kırmız beyazlı bir şey çıkardı yüzünü sardı konuşmaya başladı evet sensin dedim o sensin amcalar beni aldılar yanında götürdüler.
Okul gibi bir yere götürdüler rahleler vardı.
Ben burada ne yapacağım dedim. Eğitim alacaksın, hafız olacaksın inşallah dediler.
O an içimdeki duygular sanki bir volkan olmuş ve beni için için kavurmaya başlamıştı ‘’hafız mı?..’’ dedim ve ağlamaya başladım gözlerimin önünde babamın o akşam ki konuşması geldi benim oğlumda hafız ,olacak mücahit olacak inşallah diyor beni gösteriyordu .
‘’Amca mücahid de olacak mıyım’’ dedim .
Amca : ‘’Olacaksın inşallah hem de ilim,irfan ve izzet sahibi bir mücahit olacaksın inşallah’’ dedi .
Hafızlığın yanında, matematik, fizik, kimya gibi derslerde alıyordum.
Hafız ve mühendis oldum.
Kassam tugayları içinde rütbeli bir mücahit oldum şimdi tek arzum kaldı.
Allah uğrunda cihat etmek, siyonistler ile çarpışmak.
Ve özlem ile beklediğim şehadete erişip ailemle şehit olarak kavuşmak.