Kahve Kitap
Murat Çakmak
Köşe Yazarı
Murat Çakmak
 

Putlar Ülkesi

Şehir meydanı kalabalıktı. Ahali bir şeyin hazırlığı içindeydi herkes bir tarafa doğru koşturuyordu.   Kralın dalkavukları taklalar atıyor ayı oyunuyor , maymunlar ise omuzlarda daireler çiziyordu.   Kralın süverileri putların önünde nöbet tutuyor bazı kişiler de putların temizliğini yapıyor daha önce gördüğü Bharat (Hindistan) gibi putperest bir topluluk olduğunu düşündü bu ve kalabalık arasında kutsal inek aradı Bharat 'da daha önce gördüğü (haşa) bu ineğe tapan kişilere çok şaşırmıştı ve hala etkisindeydi. Müslüman olduğu için Allah Azze ve Celle 'ye şükür etti  İnek dışında başka putları da tapan vardı.   Krala tapan , heykeler şeklinde hayvanlara bazı, heykeler ise insan figürü gibi ama ilk bakışta kafası hayvan vücudu ise insana benzeyen, bu uzun şehri kaplıyacak kadar büyük putlar. Pazarlarda bile küçük putlar satılmaktaydı.   Amit,esmer kısa saçlı derisi solgun biri Abdullah'a yanaştı zaten yabancı olduğu her halinden belli olan Abdullah dikkat çeken birisi uzun boylu yakışıklı genç bir delikanlıydı. Amit bir şeyler satmak arzusu içinde Abdullah'a  sorular sormaya başladı putlarından sahte ilahlarından bahsetti ve "Almak ister misin?" dedi.   Abdullah'ın beyaz rengi birden  kırmızı oldu gözlerinden nerede ise ejderha çıkacak gibi bir bakışla Amit'e baktı.   Kendisin müslüman olduğunu Allah'tan başka ilah olmadığını söyledi.   Ve kendisi tüm putlara tağutlara "La" dediğini ve kelime-i tevhidi anlattı.   Amit kendisine buranın ticaret yapamayacağı bir ülke olduğunu kendisi gibi kişilerin orda yaşadığını söyledi Amit'in giden dostlarında öğrendiğini böyle bir ülke olduğunu söyledi. Amit bir de uyarıda bulundu. Orada kendini bilgin zaten bir çok kişinin olduğunu belirtti .   Abdullah hiç vakit kaybetmeden yola koyuldu.   Acaba yanlış ülkeye mi gelmişti? Amit'in bahsettiği bu ülke Bharat'dan farklı değildi.   Abdullah gözleri ile belki kendi gibi olan müslümanları aramaya başladı yanlış geldiğini düşünmeye derin bir hayale kapıldı.   Selamün aleyküm sesi ile kendine geldi  küçük yaşta bir çocuk kendisine selam verdi.   "Müslümansın değil mi?" diye sordu.   Abdullah: "Elhamdülillah Müslümanım ben Ali gelin burdan gidelim birazdan şirk merasimi başlar" dedi.   Abdullahın şaşkınlığı gözlerinden okunuyor ve karşı koyamadan oradan uzaklaştılar.   Ali babası ile kalıyor küçük bir evde yaşıyordu.   Abdullah amitten bahsetti ve başından geçenleri anlatmaya başladı bu sırada esmer ,sakallı ,orta yaşlı biri kapıda belirdi Ali ayağa kalktı babasını karşıladı şehir meydanında Abdullah abi ile karşılaştığını anlattı .   Ali babasına Abdullah'ın tüccar olduğunu ve ticaret amaçlı buraya geldiğini anlattı.   Ali'nin babası diğer ülkeler bizim ülkemizi öyle müslüman bir ülke zannediyor fakat Bharat ile bir fark olmadığını söyledi .   Abdullah daha çok şaşırmış    Bharat ile burdaki kişilerin farkı burda puta tapan bile ben Müslümanım diyor dedi.   (Haşa) Kral olmasa aç kalacaklarını o olmasa kendilerinin bile olmayacaklarına inandıklarını söyledi.   Abdullah: "Bu şirk!" diye bağırdı gözleri açılmış şekilde.   "Evet bu şirk siz geldiğinizde gördüğünüz o kalabalık putlara merasim yapıyorlardı ve belli aylarda belli günlerde bunları yapıyorlar." dedi Ali'nin babası.   "Peki siz nasıl kendinizi muhafaza ediyorsunuz?" diye sordu Abdullah.   "O günlerde şehir merkezine gitmiyoruz, hatta kimse ile görüşmüyoruz." diye cevap verdi Ali'nin babası.   Abdullah ezan sesi duydu ve "Ama burda ezan okunuyor." dedi.   "Evet burda ezan okunur mescitlerin bile olduğunu hatta (haşa) bunların kral olmasa olmıyacağına inanan namaz bile kılan kişilerin var." diyerek Abdullah'ın şaşkınlığını yanıtladı Ali'nin babası.   Abdullah daha çok şaşırmış, "Nasıl burada bazı kişiler büyük bir puta, bazı kişiler krala, bazı kişilerin ise serbest ikisine de taptığını mı söylüyorsunuz?" diye sordu Abdullah.    "Evet bu ülkede çok az müslüman var. Onları da -Bak ezanlar okunuyor mescit orda kim sana karışıyor- diyerek baskılıyorlar ve konuşursan şehir meydanında asıyorlar." Dedi baba. Evde cemaat halinde namaz kıldıktan sonra dışarı çıktılar.   Şirk merasimi bitmiş dalkavukların takları sonlanmış ,ayılar kış uykusuna dalmış , maymunlar ise köşelerine çekilmiş. Bu komedinin bitişini kutlar gibi seviniyorlardı.   Abdullah kalabalıklara konuşan insanları gördü ve ahalinin ise dikkatle onları izlediğini gördü.   Onların kendilerini bilgin zanneden cahil kişiler olduğunu hemen anlamıştı.   Bilginler ("cahiller") kendilerinin üstün ırk olduğunu hatta, büyük puta saygı duymuyanın asılması gerektiğini büyük put olmasaydı kendilerinin çölde ütü bulacaklarını anlatıyorlardı. Diğer bir grup daha gördü oradaki cahiller ise kralın efsanelerini anlatıyorlardı.   Abdullah ilk defa böyle kişiler ile karşılaşmıştı hem puta tapıyorlar hem müslümanım diyorlardı.   Perşembe günleri şirk merasimi yapıyorlardı.   Cuma sabahı ise birbirine hayırlı cumalar diyorlar sonra bazı kişiler cuma namazı kılıyordu.   Abdullah bazı kişiler ile konuştuğu zaman daha çok şaşırıyor nasıl bu hale geldiklerini anlamaya çalışıyordu. Abdullah: "Bunlar dinlerini bilmiyor yaşadıklarınıda din zannediyorlar." dedi. Abdullah ticareti unutup Ali'yi ve Babasını alarak kendi ülkesine doğru yol aldı. Not: Çocuklar için deneme hikayeler
Ekleme Tarihi: 14 Kasım 2022 - Pazartesi

Putlar Ülkesi

Şehir meydanı kalabalıktı. Ahali bir şeyin hazırlığı içindeydi herkes bir tarafa doğru koşturuyordu.
 
Kralın dalkavukları taklalar atıyor ayı oyunuyor , maymunlar ise omuzlarda daireler çiziyordu.
 
Kralın süverileri putların önünde nöbet tutuyor bazı kişiler de putların temizliğini yapıyor daha önce gördüğü Bharat (Hindistan) gibi putperest bir topluluk olduğunu düşündü bu ve kalabalık arasında kutsal inek aradı Bharat 'da daha önce gördüğü (haşa) bu ineğe tapan kişilere çok şaşırmıştı ve hala etkisindeydi. Müslüman olduğu için Allah Azze ve Celle 'ye şükür etti 
İnek dışında başka putları da tapan vardı.
 
Krala tapan , heykeler şeklinde hayvanlara bazı, heykeler ise insan figürü gibi ama ilk bakışta kafası hayvan vücudu ise insana benzeyen, bu uzun şehri kaplıyacak kadar büyük putlar.
Pazarlarda bile küçük putlar satılmaktaydı.
 
Amit,esmer kısa saçlı derisi solgun biri Abdullah'a yanaştı zaten yabancı olduğu her halinden belli olan Abdullah dikkat çeken birisi uzun boylu yakışıklı genç bir delikanlıydı. Amit bir şeyler satmak arzusu içinde Abdullah'a  sorular sormaya başladı putlarından sahte ilahlarından bahsetti ve "Almak ister misin?" dedi.
 
Abdullah'ın beyaz rengi birden  kırmızı oldu gözlerinden nerede ise ejderha çıkacak gibi bir bakışla Amit'e baktı.
 
Kendisin müslüman olduğunu Allah'tan başka ilah olmadığını söyledi.
 
Ve kendisi tüm putlara tağutlara "La" dediğini ve kelime-i tevhidi anlattı.
 
Amit kendisine buranın ticaret yapamayacağı bir ülke olduğunu kendisi gibi kişilerin orda yaşadığını söyledi Amit'in giden dostlarında öğrendiğini böyle bir ülke olduğunu söyledi.
Amit bir de uyarıda bulundu. Orada kendini bilgin zaten bir çok kişinin olduğunu belirtti .
 
Abdullah hiç vakit kaybetmeden yola koyuldu.
 
Acaba yanlış ülkeye mi gelmişti? Amit'in bahsettiği bu ülke Bharat'dan farklı değildi.
 
Abdullah gözleri ile belki kendi gibi olan müslümanları aramaya başladı yanlış geldiğini düşünmeye derin bir hayale kapıldı.
 
Selamün aleyküm sesi ile kendine geldi  küçük yaşta bir çocuk kendisine selam verdi.
 
"Müslümansın değil mi?" diye sordu.
 
Abdullah: "Elhamdülillah Müslümanım ben Ali gelin burdan gidelim birazdan şirk merasimi başlar" dedi.
 
Abdullahın şaşkınlığı gözlerinden okunuyor ve karşı koyamadan oradan uzaklaştılar.
 
Ali babası ile kalıyor küçük bir evde yaşıyordu.
 
Abdullah amitten bahsetti ve başından geçenleri anlatmaya başladı bu sırada esmer ,sakallı ,orta yaşlı biri kapıda belirdi Ali ayağa kalktı babasını karşıladı şehir meydanında Abdullah abi ile karşılaştığını anlattı .
 
Ali babasına Abdullah'ın tüccar olduğunu ve ticaret amaçlı buraya geldiğini anlattı.
 
Ali'nin babası diğer ülkeler bizim ülkemizi öyle müslüman bir ülke zannediyor fakat Bharat ile bir fark olmadığını söyledi .
 
Abdullah daha çok şaşırmış 
 
Bharat ile burdaki kişilerin farkı burda puta tapan bile ben Müslümanım diyor dedi.
 
(Haşa) Kral olmasa aç kalacaklarını o olmasa kendilerinin bile olmayacaklarına inandıklarını söyledi.
 
Abdullah: "Bu şirk!" diye bağırdı gözleri açılmış şekilde.
 
"Evet bu şirk siz geldiğinizde gördüğünüz o kalabalık putlara merasim yapıyorlardı ve belli aylarda belli günlerde bunları yapıyorlar." dedi Ali'nin babası.
 
"Peki siz nasıl kendinizi muhafaza ediyorsunuz?" diye sordu Abdullah.
 
"O günlerde şehir merkezine gitmiyoruz, hatta kimse ile görüşmüyoruz." diye cevap verdi Ali'nin babası.
 
Abdullah ezan sesi duydu ve "Ama burda ezan okunuyor." dedi.
 
"Evet burda ezan okunur mescitlerin bile olduğunu hatta (haşa) bunların kral olmasa olmıyacağına inanan namaz bile kılan kişilerin var." diyerek Abdullah'ın şaşkınlığını yanıtladı Ali'nin babası.
 
Abdullah daha çok şaşırmış, "Nasıl burada bazı kişiler büyük bir puta, bazı kişiler krala, bazı kişilerin ise serbest ikisine de taptığını mı söylüyorsunuz?" diye sordu Abdullah. 
 
"Evet bu ülkede çok az müslüman var. Onları da -Bak ezanlar okunuyor mescit orda kim sana karışıyor- diyerek baskılıyorlar ve konuşursan şehir meydanında asıyorlar." Dedi baba.
Evde cemaat halinde namaz kıldıktan sonra dışarı çıktılar.
 
Şirk merasimi bitmiş dalkavukların takları sonlanmış ,ayılar kış uykusuna dalmış , maymunlar ise köşelerine çekilmiş. Bu komedinin bitişini kutlar gibi seviniyorlardı.
 
Abdullah kalabalıklara konuşan insanları gördü ve ahalinin ise dikkatle onları izlediğini gördü.
 
Onların kendilerini bilgin zanneden cahil kişiler olduğunu hemen anlamıştı.
 
Bilginler ("cahiller") kendilerinin üstün ırk olduğunu hatta, büyük puta saygı duymuyanın asılması gerektiğini büyük put olmasaydı kendilerinin çölde ütü bulacaklarını anlatıyorlardı.
Diğer bir grup daha gördü oradaki cahiller ise kralın efsanelerini anlatıyorlardı.
 
Abdullah ilk defa böyle kişiler ile karşılaşmıştı hem puta tapıyorlar hem müslümanım diyorlardı.
 
Perşembe günleri şirk merasimi yapıyorlardı.
 
Cuma sabahı ise birbirine hayırlı cumalar diyorlar sonra bazı kişiler cuma namazı kılıyordu.
 
Abdullah bazı kişiler ile konuştuğu zaman daha çok şaşırıyor nasıl bu hale geldiklerini anlamaya çalışıyordu.
Abdullah: "Bunlar dinlerini bilmiyor yaşadıklarınıda din zannediyorlar." dedi.
Abdullah ticareti unutup Ali'yi ve Babasını alarak kendi ülkesine doğru yol aldı.
Not:
Çocuklar için deneme hikayeler
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve adanagundemi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yahya Özbay
(14.11.2022 13:01 - #72158)
Tebrikler başarılı ve düşündürücü bir yazı olmuş.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve adanagundemi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler 2023 acotr.org https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler 2023 casino siteleri

siyahbet