Son dönemde başka argümanları olmayan cahil bir kesim ağızlarına doladıkları ‘’Araplar bizi sırtımızdan vurdu’’ diye cümleleri çok duymaya başladık .
Peki çok basit bir soru soracağım kurtuluş savaşında kim ile savaştık ?
İngilizler, Yunanlar , Fransızlar , İtalyanlar .
Bunlar bize gül mü verdi ?
Biz bunlar ile savaştık ise siz bu ülkede Araplara düşman olan kesimlerin bunlara düşman olduğunu gördünüz mü?
Göremezsiniz, çünkü efendilerine düşmanlık besleyemezler… Onlar celladına aşık olmuş memnun köleler , kendi beyinlerini ipotek altında olan düşünme veya araştırma özürlü olan kişiler .
Gelelim tarihe, diyelim ki Araplar ,aşiret ,aşiret ayrılıyor. Bölge zaten İngiliz, Fransız ve İtalyan işgali altında, işgal altındaki kendi topraklarımıza biz sahip çıkamamışken bölgesel yerel direniş gruplarına Ömer Muhtar gibi, İzzettin el KASSAM gibi, Sultan el-Atraş gibi yerel direnişi örgütleyen kişileri ve aşiretleri destekleyip politik hamleler yapamazken. İngiliz ve Fransızlar bölgede aşiret aşiret etnik gruplar arası ayrışma politikalarını hayata geçirirken, hilafet ve devlet fiiliyatta ortada yokken, Filistin, Arabistan ve diğer ülkeleri bir vali ile yönettiğin toprakları kendi başlarına bırakıp dünyayı sömüren ve bunu ince ince her aşamasını planlayan devletlerin kucağında bıraktıktan sonra, Ankara askeri anlamda ya da politik anlamda ne irtibat kurdu ne de destek verdi tüm bu şartlar altında bile aşiretlerin bir kısmı kandırıldı diyelim ! Sırtımızdan vurdu diyelim!
Tüm Araplara nasıl düşman oluyor da seni işgal etmek için gelen ülkelere karşı bu kadar şirin oluyorsun?
Çanakkale'de her sene Anzak askerlerinin torunları ile kol kola kutlama yapıyorsun akşamında ise eğleniyorsun.
Kahrolsun Anzak diyeni hiç duydun mu?
Halepli Mehmed Çanakkale'de senin deden ile omuz, omuza savaştı inşallah şehit oldu .
Sende iki kuşak sonra onların çocuklarına defol ülkemde mülteci istemiyorum diyorsun.
Misafirlik bir yere kadar diyorsun kim misafir sınırları onlar mi çizdi 500 sene Osmanlı sınırları içinde olan Halep bölgesi son 100 senedir ayrıldı onlar orda kaldı sen burada kaldın.
Aydın'da İngiliz köyü kurulduğu zaman içimizdeki İngilizler tarafından haberlerde sevinç içinde İngilizler kendilerine köy kurdu yaşıyorlar diye sevinç çığlıkları atan bir kesim efendileriniz geldi diye nasıl seviniyordunuz .
Ege ve Alanya tarafından Avrupalı ev aldığı zaman ülkemde yabancı istemiyorum diyen kesim nerde idiniz?
Araplar bizi sizin değiminiz ile sırtımızdan vurdu ise Yunanlar ve İngilizler , Anzaklar mermi ile vurdu gerçi İngilizler bir mermi atmadan İstanbul'da terk ettiler ama olsun o ayrı bir mesele .
İngilizlerin kendi gitti ama kültürü ve batıl olan dinleri kaldı , direk Hristiyan ol demediler ama yavaşça Hristiyan gibi yaşa ama Müslüman olduğunu söyle, zaten zamanla da Müslüman olduğunu bile söyleyemeyecek hale gelirsin diye plan yaptılar .
Beyinlere format attılar.
Dilini, dinini ,örfünü, öz benliğini unutturdular ve bunları ister isen gerici bedevî, yobaz olursun dediler ve her yeni yıl bir yerlerinden uydurdukları cümleler ile seni psikolojik baskı altına aldılar .
Bir Müslüman Allah'ın kuluyum dediği için hakaret ettiler ,bir beşere kul olmanı istediler, onu sev ve onu sevmeyeni de sevme dediler kula kul ol dediler .
Bu ülkede Yahudiler ve Hristiyanlar hakkında konuşmak yasaktır hiç bir televizyon ekranlarında Yahudiler şöyle veya Hristiyanlar böyle diye bir cümle duyamazsın duysan bile ertesi gün özür dilerler .
Cumhuriyet döneminde medreseler kapatılıp, patrik okullarının açık kalması gibi .
Kendi tarihine düşman dünyada başka bir ırk da bulamazsın.
İngilizler, İngiliz kraliyet Ailesine hiçbir şekilde laf ,söz attırmazlar kendileri dahil etmezler .
21. Yüzyıl olmuş, yıl 2024 olmuş ‘’Ne! kraliyet Ailesi bu çağda olur mu?’’ diyen bir İngiliz’e hiç rast gelmedim .
Bizim ülkemizde de durum farklı değil bu çağda ne kraliyet Ailesi diyen bir Televizyon programcısına da rastlayamazsınız çünkü zaten ülkede yazılı olmayan bir kurul vardır .
Hristiyan ve Yahudiler hakkında konuşmak yasak.
Hiç bir TV programında Yahudiler ve Hristiyanlar yobaz, gerici diyenleri de duyamazsınız .
Hatta Yahudi ve Hristiyanları dost edinmeyin ayetinden bile rahatsız olan bir kesim vardır .
Dışı ne kadar Türk’üm, Müslümanım dese bile içi Hristiyan ve Siyonist olmuşlardır.
Tek düşmanlıkları İslamiyet Hocalar ve Âlimler ve Rabbim Allah diyen tevhit ehli Müslümanlardır.
Sistem kendi ellerinde olmasına rağmen her fırsatta İslamiyet'e saldırmaktan , namaz kılmadıkları halde bir ilmihal bile okumadıkları halde kaza namazı hakkında fetva vermekten ,
Cuma’ya gelmezler cuma hutbesini karışmaktan geri durmazlar.
Eğitimde dahil tüm sistem kendi elinde olmasına rağmen bir sapıklık gördükleri zaman İslamiyet’e, iyi bir şey gördükleri zaman ise kendi batıl dinlerine nispet ederler .
Okullarda sadece ilk okuldan üniversiteye kadar kelimeyi tevhidi anlatsalar.
‘’La İlahe illallah’’ı tam anlamı ile beyinlere nakış etseler bu sistem bu şekilde devam etmez .
‘’La’’ neden hayır diyoruz, tüm tağutları, Allah dışında tüm kanun koyuculara ‘’La’’ diyoruz .
Çocuklar o zaman sorar: Tağut ne demek: haddi aşan demek, kimler
haddi aşıyor diye sorduğu zaman bazı şeylere uyanabilir .
Tabi bu şekilde olursa sisteme köle olmaz sistem kendine köle ve ‘’muhafazakâr’’ yetiştiremez.
Bir beşerin vicdanına kendini teslim olmaz kula, kul olmaktan çıkar .
Allah'ın kulu olur ve tevhidi tüm Dünya’ya haykırır .
Lat Menat Uzza'nın ve günümüz putların değil, Abdullah olur .