Yılbaşı öncesi yoğun tartışmalara şahit olduk, farklı inanç, mezhep, kültür, yaşam tarzı olan her birimiz, kendi cephemizden yılbaşını tartıştık, konuştuk. Özel hayat, özgürlükler, karşılıklı anlayış ve hoşgörüden bahsettik, sosyal medyadan birbirimize ahlak dersleri verdik.
Ama saatler 11.55’i gösterdiğinde gecenin sessizliği silah sesleri ile bozuldu, patlatılan havai fişekler, atılan çığlıklar, araçların korna sesleri birbirine karıştı.
Sabaha kadar çılgınca eğlenme adına tüm toplumu rahatsız eden bir kitle için yollar kapatıldı, yüzbinlerce emniyet mensubu görev yaptı. Oturduğumuz mahallenin sokakları, siteler, apartmanlar o saatlerde yatmış, sabah erkenden iş başı yapacak çalışanlar, yaşlılar, hastalar, çocuklar ve bebeklerin özgürlükleri saygısızca hiçe sayıldı, komşu hakları ihlal edildi.
Hristiyanların inançları doğrultusunda birkaç gün boyunca sürdürdükleri kutlamalara yılbaşı gecesi bilinçsizce katkı veren ve Müslümanları üzen vatandaşlarımız, bu yaptıkları ile iyi bir sınav vermediler.
Sosyal medyada iyilik, insanlık adına yaptığımız vurgulara ne oldu?
Doğruluk, adalet söylemlerimize, özel hayat, başkalarına saygı paylaşımlarımıza ne oldu? Evet, hepsi boşa çıktı!
Hepimizin ortak sorunu bu olsa gerek çok, konuşuyor ama az amel ediyoruz, herkese nasihat ediyor, insanları uyarıyoruz ama kendi uyarılarımıza kendimiz uymuyoruz maalesef…
Bizi birbirimize düşürmeye çalışan kâfirler, hedeflerine büyük ölçüde ulaşmış görünüyorlar.
İslam coğrafyalarını işgal, şehirleri talan eden Yahudi Hristiyan ve Budist teröristler geçen yıl geride milyonlarca dul kadın öksüz ve yetim çocuklar bıraktılar…
İsimlerine ne derseniz deyin, sığınmacı, mülteci veya muhacir milyonlarca kardeşimiz sığındıkları ülkelerde, ilkel şartlarda yaşam mücadelesi veriyorlar.
Ülkemizde eli bastonlu, başı sarıklı, yüzleri sakallı yaşlılarımızı öcü gibi göstermeye çalışan fitne odakları, TV ekranlarında evleri gezen, bol keseden hediyeler dağıtan Noel Baba dedikleri, vitrinlerinin başköşesine taşıdıkları, kırmızı elbiseli bu yaşlı adamı, bize neden sevdirmeye çalışıyorlar dersiniz?
Üzerinde düşünmemiz ve yüzleşmemiz gereken çok şey var!
Ülkelerini yağmalayanlara karşı direnmeleri gerekirken, ülkemize sığınan yeni yıla vur patlasın çal oynasın eğlenerek giren gafiller gibi…
İşgal, işkence, kan ve gözyaşı ile geçen yılları geride bıraktık ve yeni bir yıla daha girdik ama umutsuz değiliz. Bu çağın işgalci zalim zorbalarına karşı daha cesur planlı olmak ve daha çok çalışmak zorundayız.