MHP'li Gölbaşı Belediyesi'nin Ankara'nın başkent oluşunun 98'inci yılı dolayısıyla düzenlediği kutlama programında sahte cumhurbaşkanı skandalı yaşandı.
Gölbaşı Belediye Başkanı Ramazan Şimşek'in sahnede olduğu sırada, programın sunucusu "Gölbaşı Belediye Başkanı Ramazan Şimşek’le birlikte Çin’in işgali altındaki Doğu Türkistan’ın cumhurbaşkanı olarak tanıtan ve sahneye davet edilen Abduvali Buğrahan Osman" anonsu yaptı. Doğu Türkistan bayrağını tutarak Başkan Şimşek’le birlikte poz veren Osman bir de konuşma yaptı.
Abduvali Buğrahan Osman( bu onun gerçek ismi de değil)birçok siyasi parti lideri ve bürokratı ziyaret ederek görüşmeler yaptı.
Bu şahıs daha birkaç yıl önce Adana’da ikamet ediyordu, Kendisinin doğu Türkistanlılara faydalı olma adına bir dernek açma girişimi olmuş, bana hem dernek hem de yapacakları faaliyetlere liderlik yapmamı istemiş ben kabul etmemiştim.
Bir süre sonra Ankara’ya yerleştiğini öğrendim, daha sonra sosyal medyada küçük çaplı bir toplantıda kendisinin cumhurbaşkanı seçildiği teşekkür konuşması yaptığı videoyu gördüm(!)
Sıradan bir insan kendisini Doğu Türkistan cumhurbaşkanı olarak tanıtıyor ve büyük bir organizasyonda söz alarak konuşma yapıyor, daha vahim olanı onlarca siyasi parti lideri ve bürokrat ile görüşmeler yapıyor.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun Siyasi suikastlar olabilir iddiasını sürdürdüğü böylesi bir süreçte siyasetçiler ve emniyet daha dikkatli daha temkinli olmalı değil mi?
Tüm bu yaşananlar normal mi?
Türkiye misafirperver bir ülkedir, yurt dışından ülkemize gelen herkese kucak açıyor elimizden geleni yapıyoruz, bu iyi ve güzel olan ama yaşanan bunca istismar ve edindiğimiz tecrübeye rağmen bu ve benzeri olaylardan hala ders çıkarmayacak mıyız?
Bu ülke yolgeçen hanı mı?
Yurt dışından gelerek ülkemizde dernek açmak isteyen herkese izin verilmemeli.
Dernek vakıf ve cemaatleri tek tek gezen yardım talep eden başta Afrikalılar olmak üzere yurt dışından gelen bir kısım insanların insanlarımızı istismar ettiğini görüyoruz.
Yurt dışından gelen misafirlerimizin hangi ülkeden veya hangi inançtan olduğuna bakmaksızın bize yakışır ev sahipliğine devam edeceğiz elbette.
İyilik ve ihsandan vazgeçecek değiliz ama misyoner, ajan ve istismarcılara karşı temkinli ve tedbirli olacağız.
Bu konuda en büyük iş istihbarat, göç idaresi ve Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğüne düşüyor.