Adana festivaller şehri oldu, önce rakı festivali adı altında illegal ve rezil sözde bir etkinlik ile başladı süreç, portakal çiçeği karnavalı, lezzet festivali, film festivali ile devam ediyor…
Bunların içerisinde en rezil olanı rakı festivali idi, ASİM(Adana sivil inisiyatif meclisi) kararlı duruşu, verdiği mücadele ve Sn. Vali Mahmut Demirtaş’ın duyarlılığı ile Adananın imajına zarar veren bu rezalet son buldu.
Yapılan diğer etkinlikler ile ilgili bakış açımız net, Adana ekonomisi ve tanıtımına katkısı olan her organizasyon ve etkinliklere, görmezden gelinmemiz ve yer verilmemesine rağmen destek ve katkı vermeye devam ediyoruz.
Bizim kültür, gelenek ve inancımıza ters düşen etkinliklerin arasına serpiştirilen bir takım toplumu ifsat eden içerik ve icraatlara karşı çıkışımız ve elbette bozmadığımız duruşumuzdan olsa gerek görmezden gelinmemiz/engellenmemiz
Portakal çiçeği karnavalı nedir, Sokaklarda yurt dışından getirtilen çıplak kadınlarla caddelerde dans etmenin, geçit düzenlemenin kime ne katkısı yararı vardır?
Portakal çiçeği etkinlikleri adı altında Adanalı veya yerel şairlerimiz sanatçılarımızın katılımı, Adana lezzetleri, folklor oyun ve etkinliklerle yerli milli bir programlarla kendi değerlerimizi üretmek, taltif etmek ödüllendirmek yerine, sürekli batıdan ithal edilen kavramlar, oyunlar sözde sanatçı ve dansözler neden tercih ediliyor?
Ellerinde içki şişeleri ve gayri ahlaki bir takım görüntüler Adana’ya yakışıyor mu?
Kitap fuarında bedelinin ödemek üzere talep ettiğimiz stant verilmedi, Düşünün bir önceki dönem Valimiz Mahmut Demirtaş’ın talimatına rağmen lezzet festivalinde stand verilmedi.
Bu yıl yine lezzet festivali için resmi başvuru resmi tüm yazışmalar yapıldı, kültür müdürü ile görüşüldü tüm aramalara rağmen net bir cevap verilmedi, muğlak ifadeler değerlendirmedeyiz vs sonuç olarak olumlu olumsuz dönülmedi bile…
Yerel bir kısım, hısım derneklere yer verilmişti gördüğüm kadarıyla.
Adana’da İslami faaliyetlerin içerisinde olan kurumlara karşı bir ön yargı, bir bariyer bir dışlamadır devam ediyor.
Ne yapılacak olan etkinlikler, ne resmi resepsiyona katılacak STK temsilcileri, protokoller, ne istişareler için belirlenen isimler hiç değişmedi, hep aynı kurumlar aynı isimler, bürokratlar değişti ama ne anlayış ne işleyiş değişmedi…
Görünen o ki Adana’da seküler ve sol kesim birçok noktada hala güçlü ve söz sahibi…
Yanlış anlaşmasını istemem, mesele benim bir yerlere davet edilmem (kısmen davet ediliyorum)istişarede olmam öne çıkmam değil asla.
Ne protokoller ne yanında yer aldığım makam sahipleri ile çekilen fotoğraflar umurumda değil konu şahsımda değil zaten.
Ben Adana’da sağcısı solcusu, Alevi’si Sünni’si, Türkü kürdü, inancı ne olursa olsun ortak akıl ile hareket etmek, ortak iş ve işbirliği yapmak, ölçülü ilkeli yerli milli Adana’yı temsil edecek nitelik ve kalitede etkinlikler organizasyonlar olsun istiyorum.
Gelin görün ki bu konuda adım atmak istemeyen ön yargılı, ideolojik bir bakışa sahip olan bir güruh var.
İşin çok daha acı olan tarafı ise ipe un serenlerin kısmı bizim mahallenin çocukları!
Elbette bu böyle devam etmez, bizim kitlemizi hafife alanlar yaptıkları etkinliklerin istatistiklerine bir göz atsınlar ve bundan sonraki süreci daha iyi tahlil edip ona göre tedbir alsınlar.
Bize karşı olumsuz tavrını sürdürenlerle sürtüşmeyiz ama kısmen yaptığımız boykotu genişletir tavrımızı daha net koyar kamuoyu ile paylaşır bizde alternatif etkinlik ve organizasyonlarımızı yaparız.