Medyasufizm yaşanıyor... Anlamadığım şeylerden biri, belki de en başta geleni; Müslümanların, kötülüğün yayılmasına ve kötünün tanınmasına, bilerek ve bilmeyerek yardımcı olmasıdır. Dönüştüreceğimiz yerde, dönüştük,dönüştürüldük. Cârî olan bütün sosyal, siyâsal ve kültürel “teoriler” Avrupa’nın üstünlüğü fikri üzerine kurula gelmişken.Bizlerin yani müslümanların bihakkın,kürsülerinden vaaz eden, köşelerinde yazan ,yotub sayfaları, sosyal medya hesaplarından yayınladıkları İslami kavramların içlerini doldurmaya, davet ettikleri değerlere sadakat ve örnek olmaya davet  ediyorum davetçileri. Kürsüsünü kimseyle paylaşmayan, özel kalemleri aşılıp ulaşılamayan, kardeş kuruluşlara uğramayan birlikte hiçbir iş, hiç bir organizasyona yanaşmayan, birlikte görülmemek için gayret gösteren mazeret üreten tüm davetçi, hoca, yazar STK başkanlarını tutarlı olamaya tevazua davet ediyorum. Yıllarca kitaplarınızı imzalayıp servet kazandığınız okuyucularınızın yaşadığı 11 il depremle sarsıldı yaşanan o kadar çok acı var ki, yaşanan travmalara küçükte olsa bir katkı için sizleri deprem bölgesine davet ediyorum. Vaaza gerek yok, imtihan sabır vs bunları anlatmanıza hiç gerek yok, sizin bunca yıldır anlattıklarınızı onlar yaşadı/ yaşamaya devam ediyor. Bu ziyaretin size çok daha fazla katkısı olacak, çok hikâye bulacaksınız yazmak için, her biri yaşanmış ve ibretlik konular... Büyük otellerde /salonlarda hep aynı kişilerle oturup  aynı konuları konuşan/tartışan milyonlar harcayan hareketler  ve tüm diyanet camiası müftü imam ve vaizleri cami ve cemaatin dışına yoğunlaşmaya, köy yazlık yayla turistlerin bolca uğrak yeri tatil beldelerine davet ediyorum, davet edilecek tebliğ yapılacak çok insan var buralarda. İç çekişmeler ayrılıklar ve yani kurulan dernekler… Hızla çoğalan yardım dernekleri… Onlarca ulusal düzeyde faaliyet gösteren dernek/vakıf içerisinde yer alıp hayır kervanına  neden katılmaz ki? Bu kardeş kuruluşları birliğe davet etsem ne derler  acaba? Bu çağın en popüler işi ekranlarda boy göstermek ilginç başlıklarla ilgi çekmeye çalışmak! Yüzbinlerce takipçisi olan küçük kitlelere karşı büyüklenen fenomenleri er meydanına davet etsek gelirler mi acaba?  Yıllardır aynı kürsü aynı yüz, bu hoca efendilerin elinden bir süreliğine mikrofonlarını alıp bir diğerine versek bir süreliğine ne derler acaba? Kendileri de gelir dinler mi o haftanın sohbetini? Allah rızası ve ümmete faydalı olmak adına siyasete girdiğini iddia edenlere Allah ve ahiret gününü hatırlatırım, ne diyordu Hz. Muhammed ‘bizi aldatan bizden değildir’. İster siyasetçi ister tüccar ister hoca ister mürit olalım en büyük davet yüce yaratıcıdan geliyor ‘’emrolundoğun gibi dosdoğru ol’’ Hud suresi 112 ayet peygamberimizin belim büküldü beni ihtiyarlatan ayet dediği… Farkında mısınız? Kendi liderine hocasına toz kondurmayanlar bırakın diğer cemaatlerin lider veya hocalarını sahabe ve mezhep imamlarına saldıracak ve yargılayacak kadar cüretkârlar! Kendi cemaatine yapılan eleştiri veya saldırıya karşı verilen tepki ortaya koyulan tavırı diğer kardeş kuruluşlara hatta dinimize yapıldığında göremiyoruz maalesef… Müslümanların birbirlerine karşı bu ön yargı, bu mesafeler, bu protokoller, bu ulaşılmaz ve uzlaşılmaz tavır ve tarz nedir Allah aşkına, tüm bu olanların makul bir gerekçesi bir izahatı var mı? Hepimiz kuran sünnet sahabe diyoruz o halde bu uyguladığımız ve uyduklarımız ne kadar uyuşuyor kuran ve sünnete? Tüm cemaat tarikat ve hayır kurumlarını sözde değil özde kardeş olmaya birlikte istişareye ve işbirliğine davet ediyorum. Tüm davetçileri öz eleştiriye ve  iç muhasebeye davet ediyorum. Ezcümle, Toplumlar da süt gibi, ekmek gibi mayalanır. Maya kendi özünden değilse, süt keser  ve ekmek bozulur; yoğurt çabuk ekşir, ekmek tez küfler. Biz, toparlanmazsak, gönderecekler!!