Sadece 10 il değil tüm ülke olarak sarsıldık.
Her il, ilçe, belde, köy, mahallede en az bir cenaze bir taziye evi vardı kimi annesini kimi babasını kimi öğrenci çocuğunu kimi görevde olan eşini kimi akraba veya en yakın arkadaşı, en sevdiğini kaybetti bu depremde.
On binlerce insanımız can verdi, hâlâ göçük altında kalan ve onların kurtarılmasını bekleyen umutlarını kaybetmemiş milyonlar var.
Duadayız...
Ülke olarak hep birlikte sarsıldık ama birçoğumuz uyanamadı maalesef...
Birileri hala derin bir uykuda, gaflet uykusundan uyanamıyor bir türlü. Allah bana bir kez daha fırsat verdi, artık yeni bir bakış açısı ile hayata yeniden başlayacağım, diyemiyor...
Fitne haram ve günahlarına yenilerini ekleyerek kötülüğe tohumu ekiyor, ifsatlarına devam ediyor.
Siyasi rant peşinde koşan hâlâ mecliste bir koltuk kaparım telaşıyla çirkin, ırkçı, ayrıştırıcı, insanları tahrik eden, kışkırtanları ibret ve hayretle izliyoruz.
Ne örgütleri ne üyeleri ne kendilerine bağlı iş adamları yaraları sarmak için adım atmadı sahaya inmedi, bir kuruşluk yardım yapmadı ama yardım yapanları eleştiriyor, itibarsızlaştırmaya çalışanlara çamur atmaya çalışıyorlar.
Yine bir kısım basın-yayın organları, gazeteci, sosyal medya fenomenleri ve sözde sanatçılar bildik tavırlarına devam ediyorlar, yine ideolojik, yine yalan, yine yanlış bilgi paylaşımları ile manipülasyona, halkı kışkırtmaya devam ediyorlar ki bunların hiçbiri bir kuruş yardım yapmadan, iyilik yapanları hedef gösteren, aşağılayan, gaflet uykusundan uyanamamış bir güruh.
Siyasetçilerden, sanatçılardan, gazetecilerden bölgeye giderek acıları paylaşan, yardımların ulaştırılması için can hıraş çalışan insanlar elbette var ama bunlar bir elin parmakları adedince az ne yazık ki...
Şehirlerin yerle bir olduğu yerlerde; göçük altında can çekişen on binlerin, şuan çadır dahi bulamayan bu soğukta çaresizce yardım bekleyen, bu insanlara en küçük bir yardımda bulunmadığı halde klavye başında sürekli olumsuzluk pompalayanların aksine onların eleştirdiği devlet kurumları (eksikler vardır), yardım dernekleri, vakıflar, cemaatler sahadalar ve samimi bir şekilde çalışıyorlar.
Her fırsatta aşağıladıkları Müslümanlar ve onlara ait tüm kuruluşlar ve gönüllüleri evet olağan üstü bir gayretle Arama-kurtarma ekipleri, aş evleri, yardım tırları ile sahadalar ve çalışıyorlar.
Hem de tekbirlerle..
Allahu Ekber!
Evet, Allah en büyüktür diyerek acziyetlerini, samimiyetlerini ortaya koyarak Allah rızası için çalışıyorlar.
Ya sizler?
Bir can kurtuldu diye sevinçle tekbir getirenlere saldırıyor sizler oturduğunuz yerde neden sürekli gürültü yapıyor susmuyorsunuz?
Sahada elini kolunu sallayarak gezen gafilleri, bu binaların demirden, betonundan çalan hırsızları, enkaz altındaki insanların çadırda ki mazlumların mallarını yağmalayanları, şu yaşanan felakete rağmen zerre kadar katkı sağlamayan belediye başkanlarını ve sayılabilecek daha onlarca olumsuzlukları yazmıyorum.
Artık yeter biraz susun, diyorum!
İnsaf diyorum, merhamet diyorum.
Herkes ne yapıyorsa kendisine yapıyor ama iyilik ama kötülük.
İyilerin sayılarının kötülerden çok daha fazla olduğunu biliyorum.
Sayımız daha çok artacak ve biz iyiliğe devam edeceğiz.
Biz iyiliğin, infakın, ihlasın, samimiyetin yayılması için çalışmaya devam edeceğiz.
Sahadayız, çalışmaya devam ediyoruz.
Sarsıntıda vefat eden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılara şifa, ailelerine sabır, hâlâ gaflet uykusunda olanlara hidayet diliyorum.
Allah başka acı göstermesin.