HEDEF TÜRKİYE AMA ÖNCE BAŞKAN ERDOĞAN
Türkiye'nin içeride ve dışarıda yaşadığı olumsuz baskılamaların artış göstermesi ve şiddetini arttırması tehlike çanlarının işâret vermeyi bırakıp, pimi çekilmiş bombanın orta yere bırakıldığını göstermektedir.
Önce Güney Kıbrıs Rum kesimi üzerinden, İsrail-Mısır-Yunanistan, sonra Fransa- Yunanistan, yakın zamanda da Yunanistan-ABD savunma anlaşmaslarının tamamının asıl ve tek hedefi NATO üyesi Türkiye’dir.
Bu konu ile ilgili, ABD Dışişleri Bakanı Blinken'ın Yunan Başbakanı’na yazmış olduğu 2 sayfalık mektup dikkâte değer olmalıdır.
Söz konusu mektubun içeriğinde;
Açık açık, ABD’nin, Yunanistan'ın uluslararası deniz hukukuna dayalı egemenliğini açıkça desteklediğini açıklıyor.
Aynen 2. Dünya Savaşı’nın süreçleri canlandırılıyor. Karşılıklı olarak saldırı durumunda(kimin kiminle karşı karşıya saldırıya uğraması?) NATO ne hâlta yarıyor?
Suriye’de, Türkiye’nin, PKK YPG PYD teröristlerini bertârâf etmek istediğinde, ABD, "Türkiye ABD güçlerine saldırdı" derse, iki ülkenin birbirine yardım tââhhüdüne vurgu yapılmaktadır.
Yunan Bakan Dendias'ın ABD ziyaretinin asıl amacı da, Türkiye’ye karşı tam bir gövde gösterisidir.
Yunanistan’a, Fransa’nın Uçak satışından sonra, ABD’nin de, Yunanistan'ın Kasım 2020’de tâlep ettiği F35’leri vereceğini belirtmesi neyi amaçlamaktadır? Elbette ki TÜRKİYE’ye dolaylı olarak Savaş operasyonunda bulunduklarını duyurmaktadırlar.
Hedef Recep Tayyip Erdoğan’ın Sağlığı
Siyonun Ehl-î Sâlîp’inin İşgâlci, Soykırımcı, Âsimilâsyoncu, Terörist ve HAYDUT DEVLETLERİ ile embeddedleri ve dâhîli bedhâhları, Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın ülkede kontrolü elinde bulundurmasına asla tahâmmul gösteremedikleri için, kontrolünü kaybetmesini veya sürdürememesini istemekte ve bunun için efor sârf etmektediler.
Türkiye’nin, dış mihrâkların istediği şekilde kontrol edilebilmesinin, Erdoğan’ın kontrol altına alınmasına bağlı olduğunu da raporlarında belirtmekten imtinâ etmiyorlar.
BİLL GATES’in SIVISI ile Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın sağlık problemi yaşaması amaçlanmış olamaz mı?
Aytunç Altındal, Türkiye’ye karşı emelleri olanları ve oyunlarını, kimliklerini deşifre ediyor diye, kendi ifâdesi ile, “Zehirlenmişim, kanser enjekte edildiği bilgisi var” diyordu.
Siyâsî Sûikâst Söylemleri
Son zamanlarda, Kılıçdaroğlu ve Akşener’in dillendirdikleri, “Siyâsî Sûikâst olabilir” açıklamaları göz ardı edilecek bir durum değildir.
Bu söylemlerin revâç yaptığı günlerde, İngiltere’de Muhâfâzâkar parti milletvekili Sir David Amess bıçaklanarak öldürülürken, aynı gün, Kandahar (AFGANİSTAN)’da Cum’â nâmâzında Câmiî’e bomba atıldı, onlarca ölü, yüzlerce yaralı oldu.
David Amess, sıradan bir Parlamenter değildi. Müslümânların Terör ile anılmasının önüne geçmek, Afganistan’da hûzûr ve güvenin tesis edilmesi, boşluk oluşmasından doğabilecek terör yapılanmalarını engellemeye çabalayan ve bunun için de uluslararası görüşmeler gerçekleştiren bir kişiydi.
Siyâsî Sûikâst Söylemleri, âsla yabana atılacak, sıradan söz olarak değerlendirilmemelidir.
“Erken Seçim, 2022’de sandık kurulacak, yeni hükûmet kurulacak, Bizim iktidarımızda KHK’lılar âf edilecek işlerine döndürülecek, vs” gibi söylem ve vââdler, seçim sâth-î mâîli var gibi çalışmalar!
Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın sağlığına dikkât edilmesi gerektiğini ortaya çıkartmaktadır....