Semra Kuytul kardeşimiz, “Furkan Vakfı Neden Ayrı Miting Yaptı” başlıklı uzunca bir yazı kaleme almış.
Yazı kamuoyunu bilgilendirmeye yönelik olsa da, birçok yerinde STK’ları töhmet altında bırakacak ifadeler var.
Örnek verilen konuların birçoğunda eklenmesi ve çıkarılması gereken bilgiler, yani düzeltilmesi gereken yerler var…
Lakin yazı çok uzun ve bu konuyu uzatmanın hiç kimseye bir faydası da yoktur çünkü gündeme getirilenlerin birçoğunun üzerinden yıllar geçmiş, konu kapanmıştır.
Benim ilgilendiğim yazının son bölümünde, kardeşimiz şöyle diyor;
"Bu son Kudüs Mitinginde de aynı minvalde biz zaman ve yer ayarladık ve Emniyetten izin çıkar çıkmaz tüm Adana’ya duyurduk. Hatta Alparslan Kuytul Hoca Efendi Cuma dersi sonrası yaptığı konuşmada diğer STK’ları özellikle davet ederek “herkes kendi bayrağı ile gelebilir nasıl istiyorsa tepkisini verebilir, buyurun gelin” dedi.
Sonra son anda hatta tevafuken bir de duyuyoruz ki bizden sonraki gün alınan bir karar ile birkaç STK, bizimle aynı saatte(!) Kudüs için cenaze namazı ve basın açıklaması organize etmiş. Hangi maksatla aynı saati seçmişler, düşündürücü! (Cenaze namazı olması da ilginç! Son günlerde iki şehidimiz var ama asıl mesele Kudüs’ün İsrail’in başkenti olarak duyurulmasıydı)."
Kısa bir bilgi verelim;
Adana’da farklı alanlarda faaliyetlerini sürdüren sivil toplum kuruluşları ile uzunca bir süredir düzenli olarak ASİM adı altında bir araya geliyoruz.
Ortak hedefimiz kardeşliğimizi pekiştirmektir, çok fazla bağlayıcı karar almıyor, karşılıklı pazarlık yapmıyor, dayatmaya gitmiyoruz çünkü içimizde ulusal çapta çalışmaları olan onlarca kurumumuz var, her birinin kendi yönetim kurulları, yol haritaları ve istişare ortamları var.
Yazıda dikkat çekilen İl Müftümüzün imamlığında kılınan gıyabi cenaze namazı ve ABD Konsolosluğu önünde yapılan kınama etkinliği bir araya geldiğimiz kardeşlerimizden “bir kısmının kararı ve katılımı ile gerçekleşmiştir” yani ayaküzeri alınmış bir karar değildir.
Furkan Vakfı etkinliğini duyurmadan önce istişare ile alınmış bir karardır ve kesinlikle biri diğerinin alternatifi bir etkinlik değildir.
Eğer bir kurum, diğer kurumu engellemek, onun alternatifi bir program oluşturmak ve onun gölgelemek için yapıyorsa bunun adı kıskançlıktır, cahilliktir ve Allah katında hiçbir değeri yoktur.
Filistin, Kudüs ve Mescidi Aksa ortak değerimiz ve davamızdır, kendi aramızda yaşadığımız sorunların bir parçası haline getirilmemeli veya istismar edilmesine müsaade etmemeliyiz.
Furkan Vakfı yöneticilerinin bilmesinde fayda var!
Birkaç yıl önce, şahsıma ait bir haber sitesinde, Sayın Alpaslan Kuytul hakkında yazılan bir yazıdan dolayı, cemaat mensuplarının bir kısmı bana hakaret edip tehditler savurmasının akabinde, benim kızım arkadaşının ricasıyla yarıyıl tatilinde Furkan Vakfı’nın kursunda yatılı kalmak istediğinde ben nefsimi bastırma adına tereddüt etmeden göndermiştim…
Biz sizlerle din kardeşiyiz, ortak hedefimiz; ilahi rızayı kazanmaktır.
Ama şunun da farkındayız, cemaat, lider ve teşkilatlanma konusunda farklılıklarımız var ve bazı konularda uyuşmuyoruz.
Birlik-beraberlik mesajları verip ardından ayrılık noktalarına vurgu yapmak, kardeşlik ilişkilerini geliştirmiyor maalesef…
Hanımefendinin de ifade ettiği gibi sosyal medyada konuşmak yerine, şahıslara ulaşarak sorup doğrusunu öğrenmeleri daha faydalı olurdu. Eğer bize yapılacak etkinlik konusunda yazmadan önce sorulmuş olsaydı, bizde yaptığımız etkinlik hakkında gerekli bilgileri verirdik.
Kamuoyunu bilgisine…