DOĞRU BİLGİ VE AKIL
Batı ile metafizik tasavvurumuz ve tasarrufumuz aynı olmadığı gibi epistemoloji tasavvurumuz ve tasarrufumuz da çok farklı. Epistemoloji; kısaca bilgi kuramı anlamını ihtiva etmek ile beraber, bilgi kullanımı ,bilginin inşaası,bilginin mahiyeti,bilgiyi temellenirme alt başlıkları ile tefekkür edilmesinin daha doğru olacağı kanısındayım. Doğru bilgi konusunda filozoflar ikiye ayrılmışlar ,salt çoğunluk doğru bilgi vardır önermesinin savunmuştur.
Rasyonalizimin temsilcilerinden Sokrates’e göre bilgiye iki yöntem ile ulaşılır,birincisi, bir şey bildiğini sanan kişiye bir şey bilmediğini göstermek ironi (istihza) ile, Sokrates için bilgisizlik veya cehalet kötü bilgiye tercih edilir.İkincisi bir şey bilmediğini sanan kişiye aslında bildiğini göstermek ise maiotik yanı doğuştan var olan bilgi ile.Esas olarak genetik ve mimetik olarak imlememiz yanlış olmaz.Genetik bilgi konusuna gelmeden bir hususu belirmek isterim insan eşittir bilgidir der Hz.Ali ,dolayısı ile makro alemden mikro aleme bilgi vasıtası ile mülaki olur insan.Primitif insan ,primitif bilgi diye bir şey yoktur, Kuran’da bize Allah “Rahman Kur'ân'ı öğretti. İnsanı yarattı, ona konuşmayı öğretti." (Rahman, 55/1-4), (Allah) Âdem'e bütün isimleri öğretti.” (Bakara, 2/31).
Bilgi fıtrattan insanın genetik olarak Allah tarafından tevdi ediliyor, Seyyid Kutub'un da dikkat çektiği gibi, ‘’isimler eşya ve şahıslara birer remiz, birer semboldür. Şayet insana böyle bir kabiliyet verilmeseydi, çok zorluklarla karşılaşırdık. Mesela, "hurma" mefhumunu anlatmak için bir hurma göstermek, "dağ" mefhumunu anlatmak için dağa kadar gitmek gerekecekti.İnsan, bu bilgi kapasitesiyle eşyanın zât ve sıfatlarını tanır’’.Bilgi ilk insan ve ilk peygamber Hz.Ademe tevarüs edildiği gibi insanlığın temellükü’dür,insan bunu temessül eder ,İslam yazı medeniyeti olma hasebiyle; (O, kalemle yazmayı öğretendir, insana bilmediğini öğretendir.Alak 4-5),tercüme ve telif eder,bilgi geçişken olduğu için, kartopu gibi büyür, kuşaktan kuşağa eklenerek sirayet eder.
Batıda, bilginin teknolojik sonucu yok ise bilgi önemsememe veya dualizim,dikotomi nosyonları üzerinden bilgiyi kategorize ederek ayrıştırma maksudu, İslam medeniyetinde hiç olmamıştır,İslam bilgiyi yekün olarak kabul eder akli,nakli, kalbi diye ayırmaz.Aklıda bilgiyide halk eden Allahtır.
Üzülerek söylüyorum 19.yüzyılın sonunda İslam medeniyeti tasviye olmuştur ve psikolojik olarak gerilemiştir.İslam kalbi hiçbir zaman azade etmemiştir lakin İslam akıl merkezli bir dindir.Bin yıllık İslam kadim tarihinde ilim merkezleri,külliyatlar kurulmuş,nesiller yetiştirmiş, başlıca örnek ilim merkezleri Buhara,Semerkant,Taşkent,Bağdat,Şam,Endülüs,İstanbul vb.
İslam medeniyeti mağarada kurulmamıştır, medine’de kurulmuştur, medine bilgi merkezidir ,bilginin kurumsallaştığı yerdir, ve daha sonra ki müslümaların rol kaptığı bir paradigmadır.
Bir örnek verecek olursak ilk medrese karahanlılar döneminde açılıyor,sonrasında Selçuk’lu da kamusallaşıyor eğitimde birlik kurumu oluşturuluyor,Osmanlı da revize edilerek aynı istikamette devam ediliyor,burada kurumsal,kamusal eğitim sistemi üzerinde yüzlerce münevver, alim yetiştiriliyor.
Bu eğitim sisteminde verilen ilimler Tefsir, hadis, kelam, İslam, hukuku, siyer, İslam felsefesi ve tasavvuf, felsefe, tıp, astronomi, matematik, mantık, fizik, kimya, tarih ve edebiyat, sosyal bilimler ve fen bilimleri dallarında ilimler okutulmuştur. Malesef ikiyüz yılda nereden nereye geldiğimizi göremiyecek, düşünemeyecek kadar körleştik.Yazan,okuyan yada yazamayan okumayan günümüz yeni kuşakları desek yerinde olur, kendilerine bir branş seçimi tercihinde bulunup, onun üzerine yürümeyi bırakın, dijitalizim ağında dezenformasyonları sahih bilgi sanıyorlar. En kötü durumda olan avam, durumu işler acısı ne dil bilir,ne gramer ne usul. Meal okur hafız , tevsir okur müfessir ,hadis okur mukaddis oluyor da oluyor,yada kopyala yapıştır alimi .Bilgi ne zaman toplumsallaşır ise toplum seviyesi o kadar yükselir,hamaset ve nostaljiden uzak durmamız ve mide ile değil akıl merkezli bir din olan İslama uygun düşünmeli ve yaşamalıyız.Son olarak Medine’de okunan Kuran ile günümüzde okunan kuran aynı kuran değil,medinede okunan kuran bir ideal ve varoluş için okunuyordu ,şimdi ise meslek için,iyi tilavet için veya iyi biliyor desinler için
vesselam.
Ekleme
Tarihi: 27 Haziran 2022 - Pazartesi
DOĞRU BİLGİ VE AKIL
Batı ile metafizik tasavvurumuz ve tasarrufumuz aynı olmadığı gibi epistemoloji tasavvurumuz ve tasarrufumuz da çok farklı. Epistemoloji; kısaca bilgi kuramı anlamını ihtiva etmek ile beraber, bilgi kullanımı ,bilginin inşaası,bilginin mahiyeti,bilgiyi temellenirme alt başlıkları ile tefekkür edilmesinin daha doğru olacağı kanısındayım. Doğru bilgi konusunda filozoflar ikiye ayrılmışlar ,salt çoğunluk doğru bilgi vardır önermesinin savunmuştur.
Rasyonalizimin temsilcilerinden Sokrates’e göre bilgiye iki yöntem ile ulaşılır,birincisi, bir şey bildiğini sanan kişiye bir şey bilmediğini göstermek ironi (istihza) ile, Sokrates için bilgisizlik veya cehalet kötü bilgiye tercih edilir.İkincisi bir şey bilmediğini sanan kişiye aslında bildiğini göstermek ise maiotik yanı doğuştan var olan bilgi ile.Esas olarak genetik ve mimetik olarak imlememiz yanlış olmaz.Genetik bilgi konusuna gelmeden bir hususu belirmek isterim insan eşittir bilgidir der Hz.Ali ,dolayısı ile makro alemden mikro aleme bilgi vasıtası ile mülaki olur insan.Primitif insan ,primitif bilgi diye bir şey yoktur, Kuran’da bize Allah “Rahman Kur'ân'ı öğretti. İnsanı yarattı, ona konuşmayı öğretti." (Rahman, 55/1-4), (Allah) Âdem'e bütün isimleri öğretti.” (Bakara, 2/31).
Bilgi fıtrattan insanın genetik olarak Allah tarafından tevdi ediliyor, Seyyid Kutub'un da dikkat çektiği gibi, ‘’isimler eşya ve şahıslara birer remiz, birer semboldür. Şayet insana böyle bir kabiliyet verilmeseydi, çok zorluklarla karşılaşırdık. Mesela, "hurma" mefhumunu anlatmak için bir hurma göstermek, "dağ" mefhumunu anlatmak için dağa kadar gitmek gerekecekti.İnsan, bu bilgi kapasitesiyle eşyanın zât ve sıfatlarını tanır’’.Bilgi ilk insan ve ilk peygamber Hz.Ademe tevarüs edildiği gibi insanlığın temellükü’dür,insan bunu temessül eder ,İslam yazı medeniyeti olma hasebiyle; (O, kalemle yazmayı öğretendir, insana bilmediğini öğretendir.Alak 4-5),tercüme ve telif eder,bilgi geçişken olduğu için, kartopu gibi büyür, kuşaktan kuşağa eklenerek sirayet eder.
Batıda, bilginin teknolojik sonucu yok ise bilgi önemsememe veya dualizim,dikotomi nosyonları üzerinden bilgiyi kategorize ederek ayrıştırma maksudu, İslam medeniyetinde hiç olmamıştır,İslam bilgiyi yekün olarak kabul eder akli,nakli, kalbi diye ayırmaz.Aklıda bilgiyide halk eden Allahtır.
Üzülerek söylüyorum 19.yüzyılın sonunda İslam medeniyeti tasviye olmuştur ve psikolojik olarak gerilemiştir.İslam kalbi hiçbir zaman azade etmemiştir lakin İslam akıl merkezli bir dindir.Bin yıllık İslam kadim tarihinde ilim merkezleri,külliyatlar kurulmuş,nesiller yetiştirmiş, başlıca örnek ilim merkezleri Buhara,Semerkant,Taşkent,Bağdat,Şam,Endülüs,İstanbul vb.
İslam medeniyeti mağarada kurulmamıştır, medine’de kurulmuştur, medine bilgi merkezidir ,bilginin kurumsallaştığı yerdir, ve daha sonra ki müslümaların rol kaptığı bir paradigmadır.
Bir örnek verecek olursak ilk medrese karahanlılar döneminde açılıyor,sonrasında Selçuk’lu da kamusallaşıyor eğitimde birlik kurumu oluşturuluyor,Osmanlı da revize edilerek aynı istikamette devam ediliyor,burada kurumsal,kamusal eğitim sistemi üzerinde yüzlerce münevver, alim yetiştiriliyor.
Bu eğitim sisteminde verilen ilimler Tefsir, hadis, kelam, İslam, hukuku, siyer, İslam felsefesi ve tasavvuf, felsefe, tıp, astronomi, matematik, mantık, fizik, kimya, tarih ve edebiyat, sosyal bilimler ve fen bilimleri dallarında ilimler okutulmuştur. Malesef ikiyüz yılda nereden nereye geldiğimizi göremiyecek, düşünemeyecek kadar körleştik.Yazan,okuyan yada yazamayan okumayan günümüz yeni kuşakları desek yerinde olur, kendilerine bir branş seçimi tercihinde bulunup, onun üzerine yürümeyi bırakın, dijitalizim ağında dezenformasyonları sahih bilgi sanıyorlar. En kötü durumda olan avam, durumu işler acısı ne dil bilir,ne gramer ne usul. Meal okur hafız , tevsir okur müfessir ,hadis okur mukaddis oluyor da oluyor,yada kopyala yapıştır alimi .Bilgi ne zaman toplumsallaşır ise toplum seviyesi o kadar yükselir,hamaset ve nostaljiden uzak durmamız ve mide ile değil akıl merkezli bir din olan İslama uygun düşünmeli ve yaşamalıyız.Son olarak Medine’de okunan Kuran ile günümüzde okunan kuran aynı kuran değil,medinede okunan kuran bir ideal ve varoluş için okunuyordu ,şimdi ise meslek için,iyi tilavet için veya iyi biliyor desinler için
vesselam.
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.