Kahve Kitap
Furkan Toramantekin
Köşe Yazarı
Furkan Toramantekin
 

Hicret: Medeniyetin Oluşturucusu Devlete Yolculuk

Bugün hicretin 1446. yıldönümü. Müslümanlar, o zamana kadar gerçekleşen onlarca olay varken niçin hicreti yeni takvimleri için baz aldılar?  Örneğin Hristiyanlık gibi Resulullah sav doğum veya ölüm tarihi varken, ya da onlarca kırılma noktası olan savaşlar varken, ya da Kur'an'ın ilk inişi varken. O halde hicri takvimin oluşum sürecini bı gözden geçirelim:  Tarihlerin Hicri 17'ye geldiği bir zamanda, İslam toplumu takvime daha fazla ihtiyaç duyar. Çünkü her şey kayıt altına alınacak, her şey tarihleri ile kayıt edilecekti. İşte o günlerde bazı görevliler Hz. Ömer'e soruyor: "Ey Emire'l-Müminin! Kayıt işlemlerini hangi takvime göre yapalım!" Hz. Ömer bir şey demeyince, bazıları bazı takvimler öneriyor. Sasanilerin ve Roma'nın kullandığı takvimleri... Bir anda hiddetleniyor Hz. Ömer ve diyor ki: “Vallahi! Müslümanların işlerine gayri Müslimlerin takvimini bulaştırmam.” Neden bu sert tepki? Mesele sadece bir tarihlendirme falan değil, altında çok önemli mesajlar var… İşte bundan dolayı Hz. Ömer: “Müslümanların işlerine gayri Müslimlerin takvimini bulaştırmam” diyerek, bu konuda başka adımların atılmasını ister… “O zaman kendimize ait bir takvim oluşturalım.” teklifi gündeme gelir. Bu konuda fikir birliği sağlanınca bu sefer Hz. Ömer, Sahabenin ileri gelenlerinden, takvim başlangıcının ne olması gerektiği konusunda fikirlerini beyan etmelerini talep eder. İstişare heyetinin içerisinde bulunan Hz. Ali de görüşünü beyan eder. Hicretin anlam ve muhtevasını çok iyi kavrayan Hz. Ali İslam’ın, medeniyet olma sürecinin başlangıcının, hicret olduğunu ileri sürerek, bu olayın başlangıç olarak kabul edilmesini teklif eder. Hz. Ali 23 yıllık nübüvvet tarihinin her karesine en ince detayına kadar vakıf olan birisi olarak neden ille de hicret demiştir. Çünkü hicret, medeniyetin anasıdır. Her medeniyet; mukaddes bir göç olan hicret ile kurulur.  (Muhammed Emin Yıldırım, Bir İhya ve İnşa Hareketi Olarak Hicret)  Evet, Hz.Ali çok önemli bir noktaya değinmişti. Zira mevcutta bir İslam nizamı var ve ondan ortaya İslam medeniyeti çıkmıştı. Bu ise nizamlarin tek tatbik edicisi olan devlet mekanizması ile olmuştu. Onun İslam'da ki karşılığı ise İslam Hilâfet Devletinden başka bir şey değildi. Zira bir nizam/medeniyet/hadarat/umran bir devlet eliyle tatbik edilmedikçe dünya hayatında güçlü bir varlık gösteremez. İslam’ın, medeniyet olma sürecinin başlangıcının, hicret olmasinin en önemli gerekçesi İslam'ın devletinin 622 de kurulmuş olmasından geçer. O tarihten 1924'te İslam'ın yönetim makamı hilafetin ilga edilişine kadar İslâm (iyi kötü, doğru yanlış, eksik fazla tartışılır) uygulanmış, korunmuş ve yayılmıştır.  Zaten devlet denilen mekanizmanın varlık amacı da budur, sahip olduğu ideolojiyi/fikri uygular, korur ve yayar. Amerika'nın Irak'ta bir milyon Müslümani katledip 'Biz Irak'a Demokrasi götürürüyoruz' demiş olması ya da SSCB'nin Türk İslam Coğrafyasında onlarca kıyım yapmış olması (ki Çin bunu hala Doğu Türkistanda sürdürüyor) bu dediklerimize delildir. Çünkü bu kapitalist ve komünist devletler, kendi ideolojilerini yaymak, korunmak ve uygulamak dışında bir iş yapmıyorlardı Bugün ise İslam'ın ve İslam'a ait olan tüm değerlerimizin uygulanmaması, korunmaması ve yayılmamasının en büyük sebeplerinden birisinin de İslam'ın ve Müslümanların devletsiz oluşu olduğunu söylersek yanlış olmayacaktır. Zira Türkiye'de, özellikle gençlerin dinden çıkıyor olmaları; Gazze, Doğu Türkistan vb beldelerimiz; Avrupa'da polis kontrolü altında Resulullah'a yapılan hakaret çalışmaları ve gözlerimizin önünde Kur'an-ı Kerim yakılması İslam'ın ve Müslümanların devletsizliğini, sahipsizliğini bize kanıtlamıyor mu? Resulullah sav efendimiz, ne güzel buyurmuşlar: " Muhakkak ki imam (Halife) kalkandır. Onunla savaşılır ve korunulur." (Müslim K. Imara Bab 9 H. No: 1841) İslam'ın devletsizliğinin son hicri yılı olması duasıyla, hicrî yılbaşımızı tebrik ederim, ümmetimiz için hayırlara vesile olmasını Rabbimizden niyaz ederim.
Ekleme Tarihi: 09 Temmuz 2024 - Salı

Hicret: Medeniyetin Oluşturucusu Devlete Yolculuk

Bugün hicretin 1446. yıldönümü.

Müslümanlar, o zamana kadar gerçekleşen onlarca olay varken niçin hicreti yeni takvimleri için baz aldılar? 

Örneğin Hristiyanlık gibi Resulullah sav doğum veya ölüm tarihi varken, ya da onlarca kırılma noktası olan savaşlar varken, ya da Kur'an'ın ilk inişi varken.

O halde hicri takvimin oluşum sürecini bı gözden geçirelim: 

Tarihlerin Hicri 17'ye geldiği bir zamanda, İslam toplumu takvime daha fazla ihtiyaç duyar. Çünkü her şey kayıt altına alınacak, her şey tarihleri ile kayıt edilecekti. İşte o günlerde bazı görevliler Hz. Ömer'e soruyor: "Ey Emire'l-Müminin! Kayıt işlemlerini hangi takvime göre yapalım!" Hz. Ömer bir şey demeyince, bazıları bazı takvimler öneriyor. Sasanilerin ve Roma'nın kullandığı takvimleri... Bir anda hiddetleniyor Hz. Ömer ve diyor ki: “Vallahi! Müslümanların işlerine gayri Müslimlerin takvimini bulaştırmam.”

Neden bu sert tepki? Mesele sadece bir tarihlendirme falan değil, altında çok önemli mesajlar var… İşte bundan dolayı Hz. Ömer: “Müslümanların işlerine gayri Müslimlerin takvimini bulaştırmam” diyerek, bu konuda başka adımların atılmasını ister…

“O zaman kendimize ait bir takvim oluşturalım.” teklifi gündeme gelir. Bu konuda fikir birliği sağlanınca bu sefer Hz. Ömer, Sahabenin ileri gelenlerinden, takvim başlangıcının ne olması gerektiği konusunda fikirlerini beyan etmelerini talep eder. İstişare heyetinin içerisinde bulunan Hz. Ali de görüşünü beyan eder. Hicretin anlam ve muhtevasını çok iyi kavrayan Hz. Ali İslam’ın, medeniyet olma sürecinin başlangıcının, hicret olduğunu ileri sürerek, bu olayın başlangıç olarak kabul edilmesini teklif eder. Hz. Ali 23 yıllık nübüvvet tarihinin her karesine en ince detayına kadar vakıf olan birisi olarak neden ille de hicret demiştir. Çünkü hicret, medeniyetin anasıdır. Her medeniyet; mukaddes bir göç olan hicret ile kurulur. 
(Muhammed Emin Yıldırım, Bir İhya ve İnşa Hareketi Olarak Hicret) 

Evet, Hz.Ali çok önemli bir noktaya değinmişti. Zira mevcutta bir İslam nizamı var ve ondan ortaya İslam medeniyeti çıkmıştı. Bu ise nizamlarin tek tatbik edicisi olan devlet mekanizması ile olmuştu. Onun İslam'da ki karşılığı ise İslam Hilâfet Devletinden başka bir şey değildi. Zira bir nizam/medeniyet/hadarat/umran bir devlet eliyle tatbik edilmedikçe dünya hayatında güçlü bir varlık gösteremez.

İslam’ın, medeniyet olma sürecinin başlangıcının, hicret olmasinin en önemli gerekçesi İslam'ın devletinin 622 de kurulmuş olmasından geçer. O tarihten 1924'te İslam'ın yönetim makamı hilafetin ilga edilişine kadar İslâm (iyi kötü, doğru yanlış, eksik fazla tartışılır) uygulanmış, korunmuş ve yayılmıştır. 

Zaten devlet denilen mekanizmanın varlık amacı da budur, sahip olduğu ideolojiyi/fikri uygular, korur ve yayar. Amerika'nın Irak'ta bir milyon Müslümani katledip 'Biz Irak'a Demokrasi götürürüyoruz' demiş olması ya da SSCB'nin Türk İslam Coğrafyasında onlarca kıyım yapmış olması (ki Çin bunu hala Doğu Türkistanda sürdürüyor) bu dediklerimize delildir. Çünkü bu kapitalist ve komünist devletler, kendi ideolojilerini yaymak, korunmak ve uygulamak dışında bir iş yapmıyorlardı

Bugün ise İslam'ın ve İslam'a ait olan tüm değerlerimizin uygulanmaması, korunmaması ve yayılmamasının en büyük sebeplerinden birisinin de İslam'ın ve Müslümanların devletsiz oluşu olduğunu söylersek yanlış olmayacaktır. Zira Türkiye'de, özellikle gençlerin dinden çıkıyor olmaları; Gazze, Doğu Türkistan vb beldelerimiz; Avrupa'da polis kontrolü altında Resulullah'a yapılan hakaret çalışmaları ve gözlerimizin önünde Kur'an-ı Kerim yakılması İslam'ın ve Müslümanların devletsizliğini, sahipsizliğini bize kanıtlamıyor mu?

Resulullah sav efendimiz, ne güzel buyurmuşlar:
" Muhakkak ki imam (Halife) kalkandır. Onunla savaşılır ve korunulur." (Müslim K. Imara Bab 9 H. No: 1841)

İslam'ın devletsizliğinin son hicri yılı olması duasıyla, hicrî yılbaşımızı tebrik ederim, ümmetimiz için hayırlara vesile olmasını Rabbimizden niyaz ederim.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve adanagundemi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler 2023 acotr.org https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler 2023 casino siteleri