RÜZGARLAR LEHİNE ESİYORSA
اذا هبت رياحك فاغتنمها
فإن لكل خافقة سكون
İze hebbet riyahuke feğtenimhê, / feinne likülli hâfikatin sükūnün.
Ey fırsat kollayan ve azık toplamak isteyen ahiret yolcusu! Rüzgarlar senin lehine eserse bunu fırsat ve ganimet bil (Harmanını
Savur), gecikme! Zira her esen ve hareket eden rüzgar ( veya herhangi bir fırsat)çare yok bir gün duracak ve elden çıkacaktır.
Yüce Allah'a nihayetsiz hamd olsun ki rüzgarlar lehimize esti ve ömrümüz kifayet etti bu sene de Zilhicce ayına kavuşmak uzereyiz.
Yarın ( 30 Haziran) nasib olursa idrak edeceğimiz Zilhicce ayının birinci günü ve muteâkib dokuz günü ( Bayram dahil 10 gün) Bir mü'min için altın fırsatlardır, geceleri de böyledir.
Ahiret yolcusu olan mu'min bu gün ve geceleri dolu dolu geçirmelidir,zira seneye sağ kalır mı, ölür mü sağ kalsa bile bu gün ve geceleri ihyâ etmeye mecali kalır mı,kalmaz mı belli değildir.
Hayatın fırsatları çok gibi görünsede hızlı bir şekilde geçip gidiyor.
Eğer yüce Allah nasib ederse ve bir mü'min sağlık ve afiyet içinde Zilhicce'nin ilk on gününe ve bu gunlerin gecelerine(on gece var ve onuncu gece o da dahildir,onuncu gün ise kurban bayramı günüdür.Zilhicce'nin birinci gecesi ile bayram gecesi dahil on gece, Zilhicce'nin birinci günü ile arefe günü dahil dokuz gün,onuncu gün Kurban Bayramı günü) ulaşırsa;
1)-İlk dokuz günü oruç tutabilir,dokuzuncu gün zaten Arefe ve arefe gününün orucu iki yılın(arefe'den bir yıl önce ve bir yıl sonra) günahlarını silip süpürür.( küçük günahları kesin siler, büyük günahları da siler diyen âlimler de vardır ve diyorlar ki:Allah Rasülu "Arefe günü orucu iki yılın günahlarını tekfir etmesini Allah'dan diliyorum" buyurunca küçük günah veya büyük günah diye ayırmamıştır.
Tekfir ise (günahların örtülmesi), ya iki yılın günahlarının bağışlanması,veya geçen yılın günahlarının bağışlanması,gelecek yılda günaha girmenin yüce Allah tarafından engellenmesi manasına gelir.
Bu dokuz günde iki Perşembe ve bir pazartesi vardır,zaten bu günlerde oruç tutmak sünnet'tir, bu günlerin Zilhicce'nin ilk on günü içinde olması ayrı bir önemi vardır.Ayrıca
"Kim bir gün Allah icin oruç tutarsa Allah onun yüzünü (yani kendisini) cehennemden yetmiş mevsim uzaklaştırır"
Buharı Hadis no: 2840
2)-Zilhicce'nin ilk on gece ve gündüzünde salih ameller,tekbir tehlil hamd sadaka,ve diğer sevap ve iyilikler elbette yapılır.
"Kıyamet günü herkes dünyada verdiği sadakanın gölgesinde olacaktır"
İbn-i Hibban Hâdis no 3310.
3)-Farzların dışında her çeşit tatavvu' ve nafileler,gece namazı, dua, istiğfar, tövbe, Kur'an-ı kerim tilaveti, tefekkür ve Kur'an'ı Kerim'i tedebbür elbette önemlidir.
Said b Cubeyr r.a Zilhicce'nin ilk on günü girince geceyi ihya etmek için aile efrâdına : Gece ışığı söndürmeyin diyor ve geceyi ihya ediyordu.
Meşhur âlimlerden İbn-ü Sîrîn Zilhicce'nin ilk on gününde oruç tutardı.
4)- "Allah'ın indinde ( hükmünde) ayların sayısı onikidir, bunlardan dördü haram aylardır,bu aylarda kendinize zülmetmeyin"
Tevbe suresi ayet no:36 buyurulmuştur.
Haram(hürmet edilmeye layık,haddi aşmamak ve hududu korumak gereken aylar) Zilka'de, Zilhicce, Muharrem ve Receb
Bu on iki ayda veya özellikle bu dört ayda kendinize zülmetmeyin.
Zülmetmeyin yani taatları terkedip ma'siyetleri işlemeyin.Zira bu aylarda işlenen günahlar başka zaman işlenen günahlar'dan ceza yönünden daha vahimdir.
Bu Ayet-i kerime'ye göre haram aylardan biri olan Zilhicce'nin tümünde ama özellikle ilk on gününde iyiliklere, iyilikleri artırarak- dört elle sarılmak gerekirken, şayet daha önce dört elle sarıldığımız günah veya yanlışlık varsa, bırakmamız elzemdir.
Yüce Allah'ın bu gün ve geceleri, bu kazançlı mevsimi son kılmamasını, gelecek yıllarda da sağlık ve afiyet içinde bizlere ve bütün mümin kardeşlerimize tekrar nasib etmesini, nice verimli mevsimlere, bayramlara, ümmetin birlik ve beraberlik içinde,en üstün ve güçlü olacağı günlere, Kur'an ve sünnetin dünyada, özellikle İslam dünyasında ve müslümanlar arasında tahkim edilecek günlere mevsimlere vesile kılmasını diliyorum.
Yüce Allah bizleri kendisinden razı olan ve razı olduğu kullarından eylesin.Âmîn.