Kahve Kitap
Turgay Başboğa
Köşe Yazarı
Turgay Başboğa
 

Su gibi ol azizim !!!

Dünya yüzeyinin dörtte üçü sularla kaplıdır. İnsan vücudunun da yaklaşık dörtte üçü sudan oluşuyor. Erkekte vücut ağırlığının yüzde 60’ı, kadında ise yüzde 50’sini su oluşturur. İnsan beyninin yüzde 95’i ve akciğerlerin yüzde 90’ı sudur. Bu nedenle vücut sıvısının yüzde 2 gibi oranında bir azalma bile hafif yorgunluk, hafızada bozulma ve odaklanmada zorluğa neden olur. Vücuttaki bütün sistemler organlar, hücreler su olmadan fonksiyonlarını sürdüremez. insanı hayata bağlayan en kıymetli zincir de su. O nedenle yeterli oranda su tüketmek çok önemli. Nitelikli su tüketen insanın aktiviteleri de dengeli hale gelir. Su beynin daha üretken ve yaratıcı olmasını sağlar, Düşünme sürecini hızlandırır, zihni canlandırır, tüm beyin fonksiyonlarında bize güç ve enerji verir. Vücuttaki yorgunluk hissi azalır ve zihin makine gibi tıkır tıkır çalışmaya başlar. Her şeyin aşırısı beraberinde farklı sorunlar getirir.Su içmek yaşam için vazgeçilmez olsa da, suyun da zehirli olabileceği bir doz vardır. Yani aşırı su tüketimi bir insanı hasta edebilir ve hatta öldürebilir. Yeterli miktarda su içmek psikolojimize de birçok açından destek olur. Mesela su, mutluluk hormonu Serotonin ve diğer nörontrasmitterler’in (sinir ileticileri) üretimi için vazgeçilmezdir. Sinir sistemi üzerinde önemli rol oynar. Yeterli miktarda su içen insanın modu daha dinamik olur. Melatonin de dâhil tüm hormonların kilit unsuru olan su, psikolojimizin de sağlıklı olmasını sağlar. Su ayrıca, stres, gerginlik ve depresyon un hafiflemesine de yardımcı olur. Uykuyu düzenleyip daha iyi kalitede bir uyku sağlar. Böylece insanın bilinci dışındaki veriler daha kolay açığa çıkar. Psikolojik olarak daha güvende hisseden kişiler güne daha verimli başlar. Çalışma verimini arttırır ve dikkat aralığını büyütür. İnsanın vücudunda dehidratasyon yaşadığı anda kullanabileceği bir su deposu yoktur. Vücuda elektriksel enerji sağlayan su, kişinin algılarının da daha açık olmasını sağlar. Su, yorgunluğun giderilmesine yardımcı olur. Kilo vermemize yardımcı olur ki bu da başlı başına moralimizi yükseltir. Dehidratasyon cinsellik hormonunun üretimini engeller, bu iktidarsızlık ve libido kaybının başlıca nedenlerinden biridir. Su, zihinsel ve bedensel fonksiyonları bütünleştirir; karar verme ve hedef belirleme yetimizi artırır. Kısacası hastalık olarak gördüğümüz, bedensel ve psikolojik etkilerinden zarar gördüğümüz pek çok sorunu doğru miktarda su içerek daha hızlı çözebiliriz.Mesela akan su sesi gevşememizi sağlar, stres seviyemizi azaltır ve ruhumuza iyi gelir. Deniz suyu veya tuzlu suyun rahatlatıcı etkisi vardır.Kaplıca suları da insan vücuduna faydalı doğal maddeler içerir. Yüksek su sıcaklığıyla virüsler ölür ve oksijenlenmeyi arttırır. Özet olarak; sağlıklı miktarda su zayıflamamıza yardımcı olur.Beden, ruh ve zihin birlikteliğini sağlar. Tüm araştırmalar su sesinin rahatlatıcı etkisine değiniyor.Suyun, vücudumuzun sesle titreşimler için bir iletken vazifesi gördüğü yapılan araştırmalarla ortaya konmuştur. Yani biz sadece kulaklarımızla değil, vücudumuzun her bir hücresindeki suyla da bu titreşimleri duyuyoruz. Sağlıklı bir fizyoloji ve psikoloji için su hayatımızda farkına varamadığımız kadar önemli. Doğanın en basit, en etkili, en güvenli, yan etkisiz mucizevî ilacı su desek yanlış olmaz. Su hepimizin daha dengeli, daha sakin, daha dingin ve verimli bir hayat geçirmesi için elzem … Acaba biz bunun ne kadar farkındayız? Sufilerden Taoistlere kadar her kültüre ilham olagelmiş su. “Su gibi ol azizim” derken ne güzel bir felsefeye değiniyor Sufiler. Taoistlere göre ise suyun bilmemiz gereken 3 özelliği vardır. Bunlardan birincisi tevazudur. İlk bakışta psikolojiyle su arasında bir ilişki görmek zordur. Ancak böyle bir ilişki var ve gerçekten ilham verici. Bir nehir boyunca sakin, akıcı ve uyumlu bir şekilde akan su, etrafında ki toprağı besler. Fakat nehir, su konusunda aç gözlü olduğunda her şey değişir. Yarattığı selin gücü ciddi hasarlara yol açar. Toprağı alıp götürür. Habitatları yok eder, canlıları etkiler. İkincisi, su fırsatlara karşı dikkatlidir.   Hepimiz biliriz, su minicik bir çatlak bulsun hemen yürür, yol alır. Bizler de su gibi olabiliriz yeni bir yola, fırsatı değerlendirir hayatımıza değer katabiliriz. Suyun bu özelliği, bu hayati maddenin ne kadar uyum sağlayıcı olduğunu bize hatırlatır. Su fırsatı kaçırmaz, ilerlemek için şekil, ayar veya pozisyon değiştirmekte asla tereddüt etmez. İstediği yere gitmek için en ufak bir seçenek olduğu sürece su bunu yapacaktır. Suyun üçüncü özelliği ise korkmadan değişme kabiliyetidir. Su kadar değişime uygun pek az unsur vardır. Belirli bir sıcaklıkta buhar, belirli bir dereceden sonra da buz olur. Su, çevresine uyum göstererek değişmekte tereddüt etmez. Bir vazoya konduğunda onun şeklini alır, kaya aralığında küçük ve önemsiz kalır, okyanusta kocaman olur. Suyun gücü ve karakteri vardır. Doğada uyum sağlamayanlar hayatta kalmaz. Suyun bu ilham verici özelliklerini, sadece bir metafor olarak görmekle kendimizi sınırlandırmamalıyız der Taoistler. Nihayetinde bizler de tabiatın ve suyun parçasıyız.   Dağdan akan su en az direnç gösteren yolu seçer akmak için. Önüne kaya çıkarsa mücadele etmez, etrafından dolaşıp devam eder akmaya. Diyelim ki dağdan akan su önüne çıkan kayanın etrafından dolaşamayacak bir yola denk geldi. Bu sefer birikip kayanın üstünden aşar, bu da olmuyorsa sabırla kayayı damla damla delmeye başlar. Kayayı delmeyi başaran suyun kuvveti değil, damlaların sürekliliğinde ki sabırdır. Su uyumludur, sürekli bulunduğu yere uyum sağlar ama doğası değişmez. Doğada da öyle değil midir; uyum sağlayanlar, esnek olanlar hayatta kalır. Su kendini akışa teslim eder. Derler ya su akar yolunu bulur. Su berraktır, şeffaftır, paylaşımcıdır. Canlılığı başlatandır. Su değişimden korkmaz, bazen yağmur, bazen kar, bazen buz, bazen buhar olur, yağmur olur. Ama su hep akar. Akmayan su bulanır, çamurlanmaya başlar. İşte Sufiler bu yüzden der ki “Sen su gibi ak. Her daim yenilen. Her gün yenilen. İki günün aynı olmasın. Dünü dünde bırak bugün yeni şeyler öğren.   Abdest alırken bile bir damla suyu israf etmeyen bir peygamberin ümmeti olarak ;Kullanılabilir su miktarının hızla tükenmesinin önlenmesi konusunda en büyük görev hiç şüphesiz bizlere düşüyor…   Bunu söylerken ;Suyun kıymetini çok iyi anlayan Afrika kıtasının mazlum ülkelerinde açılan(ki bu çok kıymetli bir insanlık görevi) su kuyularından çok daha fazlasını söylüyorum…   Selametle…  
Ekleme Tarihi: 24 Haziran 2022 - Cuma

Su gibi ol azizim !!!

Dünya yüzeyinin dörtte üçü sularla kaplıdır. İnsan vücudunun da yaklaşık dörtte üçü sudan oluşuyor. Erkekte vücut ağırlığının yüzde 60’ı, kadında ise yüzde 50’sini su oluşturur. İnsan beyninin yüzde 95’i ve akciğerlerin yüzde 90’ı sudur. Bu nedenle vücut sıvısının yüzde 2 gibi oranında bir azalma bile hafif yorgunluk, hafızada bozulma ve odaklanmada zorluğa neden olur. Vücuttaki bütün sistemler organlar, hücreler su olmadan fonksiyonlarını sürdüremez. insanı hayata bağlayan en kıymetli zincir de su. O nedenle yeterli oranda su tüketmek çok önemli. Nitelikli su tüketen insanın aktiviteleri de dengeli hale gelir.

Su beynin daha üretken ve yaratıcı olmasını sağlar, Düşünme sürecini hızlandırır, zihni canlandırır, tüm beyin fonksiyonlarında bize güç ve enerji verir. Vücuttaki yorgunluk hissi azalır ve zihin makine gibi tıkır tıkır çalışmaya başlar. Her şeyin aşırısı beraberinde farklı sorunlar getirir.Su içmek yaşam için vazgeçilmez olsa da, suyun da zehirli olabileceği bir doz vardır. Yani aşırı su tüketimi bir insanı hasta edebilir ve hatta öldürebilir.

Yeterli miktarda su içmek psikolojimize de birçok açından destek olur. Mesela su, mutluluk hormonu Serotonin ve diğer nörontrasmitterler’in (sinir ileticileri) üretimi için vazgeçilmezdir. Sinir sistemi üzerinde önemli rol oynar. Yeterli miktarda su içen insanın modu daha dinamik olur. Melatonin de dâhil tüm hormonların kilit unsuru olan su, psikolojimizin de sağlıklı olmasını sağlar. Su ayrıca, stres, gerginlik ve depresyon un hafiflemesine de yardımcı olur. Uykuyu düzenleyip daha iyi kalitede bir uyku sağlar. Böylece insanın bilinci dışındaki veriler daha kolay açığa çıkar. Psikolojik olarak daha güvende hisseden kişiler güne daha verimli başlar. Çalışma verimini arttırır ve dikkat aralığını büyütür. İnsanın vücudunda dehidratasyon yaşadığı anda kullanabileceği bir su deposu yoktur. Vücuda elektriksel enerji sağlayan su, kişinin algılarının da daha açık olmasını sağlar. Su, yorgunluğun giderilmesine yardımcı olur. Kilo vermemize yardımcı olur ki bu da başlı başına moralimizi yükseltir. Dehidratasyon cinsellik hormonunun üretimini engeller, bu iktidarsızlık ve libido kaybının başlıca nedenlerinden biridir. Su, zihinsel ve bedensel fonksiyonları bütünleştirir; karar verme ve hedef belirleme yetimizi artırır. Kısacası hastalık olarak gördüğümüz, bedensel ve psikolojik etkilerinden zarar gördüğümüz pek çok sorunu doğru miktarda su içerek daha hızlı çözebiliriz.Mesela akan su sesi gevşememizi sağlar, stres seviyemizi azaltır ve ruhumuza iyi gelir. Deniz suyu veya tuzlu suyun rahatlatıcı etkisi vardır.Kaplıca suları da insan vücuduna faydalı doğal maddeler içerir. Yüksek su sıcaklığıyla virüsler ölür ve oksijenlenmeyi arttırır. Özet olarak; sağlıklı miktarda su zayıflamamıza yardımcı olur.Beden, ruh ve zihin birlikteliğini sağlar. Tüm araştırmalar su sesinin rahatlatıcı etkisine değiniyor.Suyun, vücudumuzun sesle titreşimler için bir iletken vazifesi gördüğü yapılan araştırmalarla ortaya konmuştur. Yani biz sadece kulaklarımızla değil, vücudumuzun her bir hücresindeki suyla da bu titreşimleri duyuyoruz.

Sağlıklı bir fizyoloji ve psikoloji için su hayatımızda farkına varamadığımız kadar önemli. Doğanın en basit, en etkili, en güvenli, yan etkisiz mucizevî ilacı su desek yanlış olmaz. Su hepimizin daha dengeli, daha sakin, daha dingin ve verimli bir hayat geçirmesi için elzem …

Acaba biz bunun ne kadar farkındayız?

Sufilerden Taoistlere kadar her kültüre ilham olagelmiş su. “Su gibi ol azizim” derken ne güzel bir felsefeye değiniyor Sufiler. Taoistlere göre ise suyun bilmemiz gereken 3 özelliği vardır. Bunlardan birincisi tevazudur. İlk bakışta psikolojiyle su arasında bir ilişki görmek zordur. Ancak böyle bir ilişki var ve gerçekten ilham verici. Bir nehir boyunca sakin, akıcı ve uyumlu bir şekilde akan su, etrafında ki toprağı besler. Fakat nehir, su konusunda aç gözlü olduğunda her şey değişir. Yarattığı selin gücü ciddi hasarlara yol açar. Toprağı alıp götürür. Habitatları yok eder, canlıları etkiler. İkincisi, su fırsatlara karşı dikkatlidir.

 

Hepimiz biliriz, su minicik bir çatlak bulsun hemen yürür, yol alır. Bizler de su gibi olabiliriz yeni bir yola, fırsatı değerlendirir hayatımıza değer katabiliriz. Suyun bu özelliği, bu hayati maddenin ne kadar uyum sağlayıcı olduğunu bize hatırlatır. Su fırsatı kaçırmaz, ilerlemek için şekil, ayar veya pozisyon değiştirmekte asla tereddüt etmez. İstediği yere gitmek için en ufak bir seçenek olduğu sürece su bunu yapacaktır. Suyun üçüncü özelliği ise korkmadan değişme kabiliyetidir. Su kadar değişime uygun pek az unsur vardır. Belirli bir sıcaklıkta buhar, belirli bir dereceden sonra da buz olur. Su, çevresine uyum göstererek değişmekte tereddüt etmez. Bir vazoya konduğunda onun şeklini alır, kaya aralığında küçük ve önemsiz kalır, okyanusta kocaman olur. Suyun gücü ve karakteri vardır. Doğada uyum sağlamayanlar hayatta kalmaz. Suyun bu ilham verici özelliklerini, sadece bir metafor olarak görmekle kendimizi sınırlandırmamalıyız der Taoistler. Nihayetinde bizler de tabiatın ve suyun parçasıyız.

 

Dağdan akan su en az direnç gösteren yolu seçer akmak için. Önüne kaya çıkarsa mücadele etmez, etrafından dolaşıp devam eder akmaya. Diyelim ki dağdan akan su önüne çıkan kayanın etrafından dolaşamayacak bir yola denk geldi. Bu sefer birikip kayanın üstünden aşar, bu da olmuyorsa sabırla kayayı damla damla delmeye başlar. Kayayı delmeyi başaran suyun kuvveti değil, damlaların sürekliliğinde ki sabırdır. Su uyumludur, sürekli bulunduğu yere uyum sağlar ama doğası değişmez. Doğada da öyle değil midir; uyum sağlayanlar, esnek olanlar hayatta kalır. Su kendini akışa teslim eder. Derler ya su akar yolunu bulur. Su berraktır, şeffaftır, paylaşımcıdır. Canlılığı başlatandır. Su değişimden korkmaz, bazen yağmur, bazen kar, bazen buz, bazen buhar olur, yağmur olur. Ama su hep akar. Akmayan su bulanır, çamurlanmaya başlar. İşte Sufiler bu yüzden der ki “Sen su gibi ak. Her daim yenilen. Her gün yenilen. İki günün aynı olmasın. Dünü dünde bırak bugün yeni şeyler öğren.

 

Abdest alırken bile bir damla suyu israf etmeyen bir peygamberin ümmeti olarak ;Kullanılabilir su miktarının hızla tükenmesinin önlenmesi konusunda en büyük görev hiç şüphesiz bizlere düşüyor…

 

Bunu söylerken ;Suyun kıymetini çok iyi anlayan Afrika kıtasının mazlum ülkelerinde açılan(ki bu çok kıymetli bir insanlık görevi) su kuyularından çok daha fazlasını söylüyorum…

 

Selametle…

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve adanagundemi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler 2023 acotr.org https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler 2023 casino siteleri

siyahbet