TEANNÎ VE TEMENNÎ
بقدر ما تتعنى تنال ما تتمنى
Bikadri mê teteannê
tenêlü mê tetemennê.
Kişinin temennisi gayretine göredir, kişi ne kadar bir şeye ilgi duyar, gayret eder ve samimi olursa,ona göre iyiliği, istikbali, geleceği temenni edebilr, bunun dışındaki temennî ve beklenti kuruntu ve hayal olur.
O'na salat ve selam olsun Rasulullah efendimiz akıllıyı ve akıllı olmayan cahili tarif ederken şöyle buyuruyor :
الكيس من دان نفسه وعمل لما بعد الموت والجاهل من اتبع نفسه هواها وتمنى على الله الأماني.
Akıllı insan nefsini muhasebe eden, mağlup eden ve ölümden sonrası için hazırlık yapandır, cahil insan ise nefsinin, hevasının ve nefsin arzularının peşinden gidip sonra yüce Allah'a karşı boş temennilerde bulunandır.
Tirmizi Hadis no : 2459.
Bir mümin kendi işini kendisi yapacak, yapabildiği halde başkasına havale edip ısmarlama yapmayacak zira:
ما حك ظهرك مثل ظفرك
فتولى انت جميع امرك
Mâ hakke zahrake mislu zufrike,fetevelle ente cemîe emrike.
Senin sırtını parmağın ve tırnağın gibi hiç kimse güzel ve doyurucu kaşıyamaz o zaman sen bütün işlerini kendin halletmeye bak ve sırtını kendin kaşı.
Birisi şunu diyebilir : Ben öldükten sonra filan kişi, falan kişi beni unutmazlar, ihmal etmezler benim için hayır işler yaparlar şöyle ederler böyle ederler diye kendini avutabilir teselli edebilir. İnsanlar o kişi için onun amel sahifesine yazılacak şekilde iyi ameller hayır işler işleyebilirler,ama ya işlemezlerse,o zaman kişi hesabını ona göre yapacak arkasında hiç kimseden bir menfaat göremeyecekmiş gibi kendi işini kendisi halledecek,amel defterini kapatmayacak ameller işleyecek çünkü öldükten sonra bir daha dünya'ya dönüş yoktur.
Şu husus mübalağa kabul edilmemelidir. günümüzde insanlar yakınını defnettikten hemen sonra tahminen gelip televizyonu açarlar,dizi veya başka şeylerle, gülerek vakit geçirirler, herkes şine gücüne bakar, dolayısı ile kişi ben ölürsem kırk gün kırk gece yas tutarlar beni unutmazlar bilmem şunu yaparlar bunu yaparlar diyebilir ama o günler geride kaldı.
Dinimiz geride kalanların ibret almalarını emreder yas tutmalarını değil,din ne istiyorsa doğrusu odur.
Rasulullah efendimiz bir hadis-i şerifte şöyle buyuruyorlar:
" Her insan sabah olunca nefsi ile ilgili alışveriş yapıyor yani ya nefsini satıp helak ediyor ,veya nefsini satın alıyor kurtarıp hürriyetine kavuşturuyor, nefsini yüce Allah'a satar O'na feda ederse emirlerini tutup yasaklarından kaçarsa bu nefsi yüce Allah'a havale etmiş kurtarmış ve hürriyetine kavuşturmuş olur, buna mukabil nefsini yüce Allah'a teslim etmeyip şeytana ve nefsinin hevasına teslim ederse onu da şeytana satmış ve nefsini helak etmiş olur artık herkes her gün bu alışverişin neresinde bir baksın.
Allah'ım! Bizlerin ve bütün mümin kardeşlerimizin sa'yimizi meşkur,günahımızı mağfûr,din ve dünya ticaretimizi len tebûr (( zarar görmeyen ticaret) sırrına mazhar eyle.
Âmîn