FARZ VE NAFİLE
من شغله الفرض عن النفل فهو معذور
و من شغله النفل عن الفرض فهو مغرور
Men şeğelehul fardu aninnefli fehuve ma'zûrun, ve men şeğelehunneflu anıl fardı fehuve mağrûrun.
Farz olan amellerle uğraştığı için nafile'ye vakit bulamayan kişi, mazurdur, özrü yerindedir,ve bu olabilir, fakat nafilelerle uğraştığı çin farzlara vakit bulamayan ve böyle iddia eden mağrurdur, gurur sahibidir ve aldanmıştır.
Yüce Allah'ın bir kuldan yüzünü çevirmesinin alameti o kul'un kendisine fayda vermeyen şeylerle vakit gecirmesidir.
Farzı kılmayana nafile ne yapsın ve ne yapabilir, kendisine zekat farz olan kişi bilerek amden ve özürsüz zekat vermiyorsa bir kaç fakire sadaka vermesinin anlamı ne olabilir?
Tirmizinin bu hususta rivayet ettiği bir Hâdis-i Şerif şöyledir:
"Kişinin kendisini ilgilendirmeyen şeyleri terk etmesi islamiyetinin güzelliğindendir"
Tirmizî Hadis no: 2317
Farzlardan bir farz dururken, kişinin nafilelerden bir nafile ile uğraşması ve farzı terk etmesi aynı anlama geliyor. Meâd (âhirete hazırlık yapan bir) akla sahip olan insan, mühim olanı mühim olmayana tercih eder, hatta daha mühim olanı mühim olana tercih eder,meâş (sadece dünya için çabalayan , dünyayı elde etmek için planlar yapan bir ) akla sahip olan kimse'nin yanında mühim ve daha mühim'in ölçüsü ahiret hesabı ve sevap ile değildir, dünya menfaatına göredir.
Meâd(âhirete hazırlık yapan) bir akla sahip olmak, sağlıklı düşünebilmek ve mühim olanı mühim olmayana, daha mühim olanı mühim olana tercih edebilmek için:
1)- Ehli sünnetin mezhebine göre akaid bilgisini doğru öğrenmek,
2)- İmkan dahilinde kişinin şeriatın hükümlerini,özellikle kendi uğraştığı meslek ile ilgili hususları, helali haramı öğrenmek,
3)- Öğrendiği akaid ilmine ve şeriat ilmine göre yaşamak ve hayatını buna göre tanzim etmek
4-) خذ ما صفى دع ما كدر Huz mâ safâ da' mâ keder
Net ve safi olanı al, bulanık karışık kuruşuk olanı terket kaidesine göre tezkiye ve tasfiye yolunu seçmek, çirkin şeylerden arınmak güzel şeylerle süslenmek gerekiyor.
Birinci maddedeki yoksa iknci işe yaramaz, birinci ve ikinci yoksa üçüncüsü hiç işe yaramaz ve fayda da vermez.
Bu üç önemli unsurun eksikliği toplumda ve toplumun fertlerinde maalesef vardır ve bu bariz bir şekilde ortaya çıkıyor, kimi inancı sakat,kimi bilmesi gereken şeriat ilmi hsusunda bilgisi sakat, kimi de ne kadar sıkıntılı vasıf varsa onunla muttasıf olmuş,ne kadar güzel vasıf varsa inad edercesine ondan uzak kalmıştır, koca koca adamlar daha imanın şartlarını iyice bilmiyor doğru dürüst nasıl ibadet edeceğini bilemiyor, kalbî tezkiyeyi ve tasfiyeyi gerekli bile görmüyor, tabii buradaki kusur başta onun olsa da bu kusur hepimizindir.
Erdemli bir topluma kavuşmanın yolu sağlam bir inanç, yeteri şeriat bilgisi tezkiye ve tasfiye, iledir.
Eğitimciler, öğretmenler cami, sokak ve aile gibi eğitim ve öğretim kurumları buna dikkat etmeleri gerekir, onlar bir vadide eğitim ve terbiye başka bir vadide olursa o takdirde havanda sadece su dövülür.
Ey yüce Allah'ım! Bizlere ve bütün mümin kardeşlerimize ve çocuklarımıza gençlerimize meâd aklı,meaş aklı,nefis tezkiyesi ve tasfiyesi lütfeyle,hem dünyamızı hem ahiretimizi lütfunla ve kerem'inle ma'mur edelim, iki dünya saadetini elde edelim, net olanı alalım da,bulanık olanı terk edelim.
Ey Rabbimiz bizi buna muvaffak eyle.
Âmîn.