HASTA DOKTORLAR
طبيب يداوى الناس وهو عليل
Tabîbün yüdevinnêse veh(u)ve alîlün.
Hasta olduğu halde İnsanları tedavi eden doktorlar var mı, vardır,
hem de çok, herkes gibi bu doktorların hastalığı çeşitlilik arzedebilir.
Kiminde inanç ve itikad
hastalığı,kimi hiç inanmıyor,kiminin inancı kıt,kimi de inanıyorum diyor ama ibadet yok, Esteğfirullah.İbadet var, kurban bayramı gelince kurban kesip et yiyor.
Bütün bunlara rağmen elbette mazbut ve güvenilir,herkes gibi dinini yaşamaya çalışan ( Hipokrat yeminine) sadık doktorlar da var.
Kimsenin kimseyi sorgulama hakkı yok tabii,fakat bazen
mesele kendiliğinden ortaya çıkıyor, nasıl? Çünkü
الدن يترشح بما فيه
Eddennü yeteraşşehu bı mê fîyhi.
Kulp(testi) içindekini dışarıya sızdırır,ve:
الناس حوانيت مقفلة اذا تكلموا
تبين العطار من البيطار
Ennêsü havânîytün mukaffeletün,izê tekellemû,tebeyyen el attâru mi el baytâri.
İnsanlar âdetâ kapalı dükkanlar gibidirler,
belli olmazlar, konuşunca attar mı,baytar mı olduğu ortaya çıkar.
Her doktor kendi
branşına göre hastalığı teşhis ederken, bazı gönül erleri ve kalb gözü açık olanlar da bu doktorun( doktorların)
- varsa- manevi hastalığını teşhis ederler.
Kalb gözü açık nanevi tabibler,zâhiren doktor olanların bazıları gibi
moral bozmazlar, felaket tellallığı yapmazlar, öldük bittik demezler,aksine elinden tutup yardımcı olurlar,moral verirler ve usulü iyi kullanırlar.
Bununla ilgili iki misal arzetmek istiyorum:
1)-Meşhur alimlerden imam-ı şibli bir gün hastalanır padişah onu çok sevdiği için özel doktorunu ona gönderir, doktor gelir İmam şibli'yi muayene eder ve der ki: imkanım olsa gözümü çıkarır sana feda ederdim,ama yapabileceğim bir şey yok, bunun üzerine Şibli şöyle cevap veriyor: Gözünüzü çıkarmanıza gerek yok, gömleğinizin altında ve göğsünüzün üzerinde bulunan Haç'ı,Hıristiyanlık sembolünü, işaretini çıkardınız mı yetiyor adam çıkarıyor müslüman oluyor ve padişaha döndüğünde diyor ki: Ey padişahım! sen doktoru hastaya göndermedin,
hastayı doktora göndermişsin ve başından gecen olayı anlatır.
2)-Allame ve ârif'i billah olan Hak aşığı Abdurrahman et Têği rahmetullahi aleyh bir gün hastalanıyor ikna edip doktor getiriyorlar doktor elini tutup onu muayene ederken o da diğer eliyle doktorun diğer elini tutuyor ve gülümseyerek diyor ki: Doktor bey ben hastayım ya, dur bakalım sen de hasta mısın ? ve ekliyor: Doktor bey ben de hastayım sen de hastasın.
Evine dönerken zihninde fırtına kopan doktor bunu çözüyor ve diyor ki: Bu fiziki ve zahirî bir hastalığı kast etmiyor benim manevi dünyamdaki boşluğu,gafleti, günahları kastediyor, eve gidiyor gerekeni yapıyor kaza namazına başlıyor vakit namazlarına başlıyor varsa kusuru eksiği telafi ediyor ve bir hafta sonra geldiğinde aynı minval üzere Abdurrahman et- Têği Hz.nin elini tutunca bu zat diğer eliyle tekrar doktorun diğer elini tutuyor ve gülümseyerek diyor ki:Dur bakalım doktor bey ben hala hastayım sen de hala hasta mısın ve ilave ediyor:Ben hala hastayım ama seni iyileşmiş görüyorum.
Allahım bizlere her anlamda sağlık ve afiyet ihsan eyle, şifayı yalnız ve yalnız senden bilen kullarından
eyle, bütün dinlere ve ülkelere genel,İslam'a ve İslam'ın son kalesi ülkemize cennet vatan ülkemize özel ve derin oyun içinde olanların oyunlarını,hilelerini tuzak ve desiselerini
boz ve başlarına geçir. Ya Rabbî! Zalimleri biribirine düşür, bizleri de aralarından sâlimen ve gânimen çıkar Allahım.Âmîn.
Ahmet ÖZKAN