Kongre konuşmasını kim yazdıysa görevden alınmalı

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, iç ve dış siyasi gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Hamas-İsrail savaşına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Davutoğlu, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a tepki gösterdi. Erdoğan’ın Cumartesi günü AKP Kongresi'nde yaptığı konuşmayı eleştiren Davutoğlu, “2014’de savaşı durduramıyoruz diye baş başa ağladığımız Erdoğan’ın şimdiki haline ağlıyorum” dedi. Davutoğlu, Erdoğan’ın konuşmasındaki, "Türkiye olarak bu sabah İsrail'de meydana gelen hadiseler ışığında tüm tarafları itidalle hareket etmeye, yerini daha da hızlandıracak fevri adımlardan uzak durmaya çağırıyoruz” ifadelerinde Filistin’e atıf yapmamasına tepki gösterdi: “Kongre konuşmasını dinleyince 'Yarabbi ne hale düştü' dedim. 20 yıl sonra Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına bu konuşmayı kim yaptırdı? “Polis köpekleri Mescid-i Aksa’da ve Türkiye Cumhurbaşkanı, Filistin'e atıfta bulunmadan "İsrail" diyor… Nasıl böyle bir aymazlık olabilir? Kim yazdıysa bu konuşmayı Erdoğan’a, derhal görevden alınmalı.” Davutoğlu konuşmasında ayrıca Hamas-İsrail savaşında mağdurun Filistin halkı olduğuna dikkat çekti, “Filistin meselesi Arapların ya da Müslümanların meselesi değildir, insanlık meselesidir, bir halkın yok edilmesi meselesidir” dedi. Gelecek Partisi lideri; Türkiye’nin Filistin’e kayıtsız şartsız destek vermesini, Mescid-i Aksa’ya yönelik tüm eylemlerin İslam camiasına dönük olduğunu ilan etmesini, Birleşmiş Milletler ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nı toplantıya çağırmasını istedi. Davutoğlu, “Eğer ben görevde olsaydım, İsrail tarafı ve Filistin’le temas kurar, derhal ateşkes için devreye girerdim. Esir değiş tokuşu için devreye girerdim. Türkiye derhal eylem planı çerçevesinde harekete geçmeli” diye konuştu. 'Netenyahu ile el sıkıştınız, eski yol arkadaşınızla el sıkışmıyorsunuz' Davutoğlu, AKP Kongresi'ne partisinin davet edilmemesine de tepki gösterdi: “TBMM'nin açılışında tüm partileri anayasaya katkıda bulunmaya davet eden Sayın Erdoğan, hafta sonu gerçekleşen AK Parti Kongresi'nde 4 partiye davetiye göndermedi. Biliyorsunuz bizimle bayramlaşmıyor da. Çok meraklı değiliz kongrelerine ama bu mantıklarını çok güzel gösteriyor. "(İsrail Başbakanı) Netenyahu ile el sıkıştınız. Tüm o süreçlerde beraber yol yürüdüğünüz, eski yol arkadaşınızla el sıkışmıyorsunuz. Bu nasıl bir gurur, bu nasıl bir kibir, bu nasıl bir yabancılaşma?” Davutoğlu ayrıca Saadet Partisi ile Meclis'te grup kurmalarının üzerinden 3 aya yakın zaman geçmesine karşın, kendilerine TBMM Genel Kurulu’nda hala yer verilmediğine dikkat çekti: “Eğer TBMM’de grup koltuklarımız meselesi yarın çözülmezse arkadaşlarımız sadece o koltuklarda oturmakla kalmayacak, aynı zamanda TBMM’yi terk etmeyecektir. TBMM, kimsenin babasının malı değildir. Genel Kurul salonu da kimsenin arsası değil.” Erdoğan’ın yeni anayasa ve ailenin korunmasına ilişkin çağrılarını da değerlendiren Davutoğlu, “Milletin sıkıntılarının üzerini örtmek üzerine bir oyalama taktiği olacak bir anayasa tartışmasının parçası olmayız. Gerçek sivil anayasa yapılacaksa bu yerel seçimlere malzeme olmak için değil, yerel seçim sonrası yapılmalı” dedi. Ailenin korunmasının asıl meseleleri olduğunu kaydeden Davutoğlu, uyuşturucu, yoksulluk ve aileyi bozan her türlü etkenle mücadele koşuluyla, “Ne teklif gelirse destek vermeye hazır olduklarını” söyledi. 'Listelerimizi hazırlıyoruz ama ittifak kombinasyonlarını devre dışı bırakmıyoruz' Yerel seçim hazırlıklarına da değinen Davutoğlu, 31 Mart 2024'te yapılacak yerel seçimlere kendi listeleriyle girmek için hazırlık yaptıklarını söyledi. Ancak Davutoğlu, seçim ittifaklarına kapıları kapatmadı: “Yerel seçimler için liste çalışmalarına başladık. Ama hep şunu söylüyoruz: Siyaset statik bir süreç değildir. Şartlar olgunlaştığında ve vakti geldiğinde il-ilçe ittifak kombinasyonlarını gündem dışında tutmuyoruz. Başta Saadet olmak üzere tüm partilerle, doğru partilerle ittifak imkanı varsa gündem dışında tutmayacağız. Ama ilkesel olarak tüm seçim bölgelerinde aday çıkartmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.” 'Seçim kazanmadan başbakan olmayı kendine yakıştıran Binali Yıldırım tasfiye edildi' Gazetecilerin AKP Kongresi'nde oluşan yeni parti yönetimi ve eski Başbakan Binali Yıldırım’ın liste dışı kalmasına ilişkin sorusunu da yanıtlayan Davutoğlu, yeni yönetimin “değişim beklentisini karşılamadığını” ancak Yıldırım dahil, kendisinin “başbakanlıktan devrilmesinde rolü olan isimlerin tasfiye edildiğini” söyledi. “Bakın bir seçimin kazanıldığı 28 Mayıs’tan sonra AK Parti siyaseti dışından tek bir isim AK Parti’ye gelmedi" diyen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Birilerinin teklif ettiklerini biliyorum ama genelde insanlar nezaketle reddettiler. Çünkü seçim, kerhen kazanıldı. Batmakta olan bir gemi var. Şimdi tasfiye meselesine gidilmiştir. Bunun sebeplerini sayın Erdoğan’ın izah etmesinde fayda var. "Benim seçimi kazandıktan 6 ay sonra devrilmem için organize edilen gruptan şu anda kimse, neredeyse kimse kalmadı. Seçim kazanmadan başbakan olmayı kendine yakıştıran Binalı Yıldırım partiden tasfiye edildi. "Samimiyet hakkaniyet üzerine yürütülmeyin bir siyasetin aktörleri ayakta kalamaz. Nurettin Canikli ile ilgili FETÖ borsası iddiaları var, Yıldırım ile ilgili Varlık Fonu iddiaları var. Süleyman Soylu ile ilgili iddiaların önü arkası belli değil. Bunlar için hukuki süreç başlatılmalı. AK Parti kendini temizleyecekse gerçek anlamda temizlemelidir. Temizlerse, biz de 'Doğru yapıyorsunuz' deriz.”