Bekir Fevzi Yıldırım, O "Şerre Fren, Hâyra Motor" du.
Evet, tâkvim yaprakları 8 Eylül 2021'i gösterdiği gün. Şehir dışına çıkmış, ulaşmam gereken yere henüz ulaşmamış, öğle nâmâzı hükmetmiş, Câmiî'ye Nâmâz ikâmesi için gitmiştim.
Sessize aldığım telefonum îsrârla çalıyordu, duraksamadan, peş peşe aranıyordu. Nâmâz'dan çıktım, telefon yine çalıyordu, Mesut Topatan kardeşim, ağlıyordu, "ağabey, Bekir Hocam'ı kaybettik" dedi telefonu kapattı. ... Gün, başkalaştı sanki. Tâbiri câizse, abondene durumuna gelmiştim biran. Kaybettiğimiz Bekir Fevzi Yıldırım değildi! Evet, Bekir Fevzi Yıldırım, Hâkk vâkî olmuş, Râbbî O'nu yanına almıştı. Yâni bilinen tâbirle VEFÂT etmişti! O kazançlarını, kârlarını, ettiklerinin ürünlerini ve semeresini alıp, vâtân-î âslîsine rüc'û etmişti, Bekir Fevzi Yıldırım.
Çünkü, O, Nâmâz'ını ikâme ediyor, Farz Oruç'unu tutuyor, Hasta ziyâretlerinde gün aşırı bulunuyor, mezarlığa kadar Cenâzeye iştirâk etmeye ve tâ'ziyede bulunmaya özel ihtimâm gösteriyordu. Bu hâsletler kimde varsa, Râsûlullah (sav), "Bunlar bir kimsede bir araya geldi mi, o kimse MUTLÂKA CENNET'e girer!" buyurmuştur. (Müslîm, Zekât 87, (1028)) Sâdâkâ Râsûlullah! O hâlde Bekir Fevzi Yıldırım Kazandı ve Cennet yolcusu oldu. Peki, Kim Kaybetti? Merhûm Bekir Fevzi Yıldırım, Peygamber Efendimiz(sav)'in müjdesine mâzhâr olmuştur diyor ve KAZANDIĞINA inanıyoruz...
Öyleyse, Kimler kaybetti diye merâk etmek durumunda kalıyoruz! Bekir Fevzi Yıldırım ne yapıyordu? Yıllar önceydi, henüz Adana-Ceyhan depremi yaşanmamıştı. Oğuz Kağan Köksal Adana Valisi idi. Sokaklarda kalan, muhtâçlara, özellikle şehir dışından gelen Hastahâne giderlerini karşılayamayan, hastasını tedavi ettiremeyen, Balcalı (Çukurova Üniversitesi Araştırma Hastahânesi) koridorlarında, bahçesinde yatıp - kalkanlara, ilaçlarını alamayan, şehirde kışlık yakacağı olmayan, kalacak bir dam altı bulamayan, elektrik, su parasını ödeyemeyen, okul giderlerini karşılayamayan, kısaca, derdi olan, yetim, mâğdûr, dul, yetim, kim olursa olsun, mezhebi, meşrebi, cinsiyeti, etnik kimliği sorulmadan, gârîp gûrebânın gözetleyeni olmaya kendini vâkfetmişti. O günlerde, 90'ların son yarısında başladığı bu gönüllü, kendi deyimiyle, "ALTIN KALPLİLER" grubunu oluşturmaya başladı.
Zengin ile ihtiyâç sahipleri arasında köprü olabilmek için, Yatsı Nâmâz'ında, belirlediği bir Câmiî'de toplanılır, gece yarılarına kadar, muhtâçların ihtiyâçlarını gidertirdi. Bu süreçte, adlî sıkıntılara mârûz kalınıyordu. Vali, Oğuz Kağan Köksal birgün dâ'vet etmiş, "bu konuda dernekleşin" demişti. ... O günden, Seyhan Devlet Hastahâesine yattığı ve hatta bâzen hasta yatağında dâhi, ihtiyâç sahiplerinin dertlerine çözüm önerileri sunuyordu. Tâ ki entübe oldu denildiği güne kadar, durumdan vâzife edindiği işini yürütme sevdâsı, âşkı ile meşgûl oldu. Tüm bunlar 8 Eylül 2021 Çarşamba günü noktalanmış oldu ve kazandıklarını yüklendi, çok ama çok sevgiliye olan vûslâtı hitâmâ erdi, Âhiret yolculuğuna çıktı. 'Babamızı Kaybettik! Şimdi Yetim Kaldık!' Bu ve benzeri sözler, O'nun yolunu gözleyen, "Bekir Hocamız geldi" diyen muhtâç, dul, öksüz ve yetimlere ait. İşte kaybedenler onlarca yetim, gârîp gûrebâ, öksüz, şefkât evindeki hasta yakınları, kirasını, elektriğini, suyunu ödeyemeyen, iş arayan, darda, zorda kalan, eşi boşadı diye anne babanın terk ettiği, sokağa bıraktığı, çoluk çocuğu ile ortada kalan, evinde yiyeceği olmayan, evine Kurbân Bayrâmı'da dahi neredeyse et girmeyen, O'nun yolunu gözleyenler, kaybetti! Yalnızca onlar mı kaybetti? Elbette ki değil! Yardımseverler de kaybetti. Neden mi? Çünkü kazançlarını, kârlarını bereketlendirsin diye Hâc'ı Bekir Fevzi Yıldırım kapılarını çalıyor, telefon ediyor, bâzen de zoraki, "Allah Seni Cennet'ine Alsın" diyerek ihtiyâç sahipleri ile imkân sahipleri arasında KÖPRÜ oluyordu, KÖPRÜ YARDIMLAŞMA DERNEĞİ Başkanı olarak!
Kendi tânımlamasıyla, "Güzel insan" diyerek, ihtiyâç sahiplerinin ihtiyaçları karşılansında, kimin adıyla, kimin yardımıyla, hangi vesileyle karşılayabiliyorsak varsın O'nun adı, ismi, ünvânı ile karşılansın, bilinsin. Bizim amacımız iyilik! İyilik olsun kimden gelirse gelsin, bizi bilmeseler de olur!" diyerek yol yürürdü. İlk kez yardımına gidilecek ev, kişi, muhtâç, ihtiyâç sahiplerinin En çok sordukları, "siz kimsiniz, hangi, kurum, vâkıf, dernek, kuruluştan geliyorsunuz" sorularına, "Biz,Adana iyilik hâreketi olarak ve yardımseverlerin, hâyr sahiplerinin adına geliyoruz" derdi, Merhûm Bekir Fevzi Yıldırım. İşte, bir kısmı olan bu yukarıda saydıklarım KAYBETTİ! Kazanan, "Şerre Fren, Hâyra Motor" olmayı kendine vâzife edinmiş Bekir Fevzi Yıldırım oldu ve kazandıklarını yüklenip vâtân-î âslîsine rüc'û etti. Kaybedenler ise, Bekir Fevzi Yıldırım'ın yolunu gözleyen İhtiyâç sâhipleri, dul, yetim, hasta yatağında bakım ve yardıma muhtâçlar ile onlara yetişmesi gerekirken yetişemeyip BEKİR FEVZİ YILDIRIM'ın Hâyra Motor gücü ile harekete geçen yardım ve hâyırseverler oldu.
Kazanmak Elimizde Kazanmak istiyorsak, bu kutlu ve hâyrlı işi sekteye uğrattırmamayı başarmalıyız! Yeni bir Bekir Fevzi Yıldırım'ı bulmak zor olsa da, O'nun açtığı, "Şerre Fren, Hâyra Motor" rotasını kaybettirmeden, köprü olanların sayısını arttırmaya mâtûf çalışmaları yürütmek, destek olmak ve Bekir Fevzi Yıldırım adını yaşatmakla mümkündür.
El Âlîm olan Allah(cc) ne diyor: "Ama her kim de Benim öğüt ve uyarılarımla dolu olan şu Kur'ân'dan yüz çevirecek olursa, işte onu, bitip tükenmeyen ârzû ve ihtirâsların yol açtığı doyumsuzluk, tedirginlik, rûhsâl bunâlımlar, vicdân âzâbı ve toplumsal çalkantılar yüzünden, mutluluk ve hûzûrdan yoksun, dar, kısır ve sıkıntılı bir Hâyât beklemektedir; Hesâp Gününde ise, onu kör olarak diriltip hûzûrumuza getireceğiz." (Tâ - Hâ Sûresî, 124. Âyet Meâli)