26 Haziran 1992 Susa Katliamı Yıldönümü
GÜNCEL
26.06.2016 - 23:39, Güncelleme:
26.12.2020 - 09:55
26 Haziran 1992 Susa Katliamı Yıldönümü
PKK'nın, 26 Haziran 1992 tarihinde Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde bulunan Susa Camii'nde gerçekleştirdiği katliam, aradan geçen 24 yıla rağmen hafızalardaki tazeliğini koruyor.
Dünden bugüne Müslüman Kürt halkına zulmeden, büyük acılar yaşatan PKK, tarih 26 Haziran 1992'yi gösterdiğinde kanlı bir vahşete daha imza atmıştı. Tarihi zulüm ve zorbalıklarla dolu olan PKK, Diyarbakır'ın Silvan (Farqîn) ilçesine bağlı Yolaç (Sûsa) köyünde karanlık yüzünü bir kez daha göstermişti.
Köydeki yandaşlarından aldıkları destekle hareket eden PKK, askeri üniformaları giyerek, bir Cuma akşamı Susa Camii'ni bastı. Cami kapısını kırarak içeriye giren PKK'liler, yatsı namazı sonrası Hz. Muhammed'in (sav) hayatını konu alan sohbeti dinleyen cemaati zorla dışarıya çıkardılar.
Ellerini arkadan bağladıkları 14 Müslüman'ın kutsal değerlerine küfreden PKK'liler, ardından uzun namlulu silahlarla Müslümanları kurşuna dizdiler. Yaşanan vahşet sonucunda Zeki (12), Medeni (18), M. Meki (19) ve M. Sait Fidancı (28) isimli 4 kardeş, M. Emin (15), Adnan (20) ve Ahmet Kantar (48), M. Ali Uslu (26), Hüseyin Çetinkaya (30) ve köy imamı Abdulhaluk Ugas (37) şehit oldu. 4 kişi ise kaldırıldığı Silvan Devlet Hastanesi ve Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde tedavi altına alındı.
Susa Camii katliamının üzerinden 24 yıl geçti ama katliam tanıkları yaşadıkları o günleri unutamıyor. Katliamın tanıklarından Fesih Çetinkaya, olay günü 13 yakınıyla birlikte camide bulunduğunu söyledi. Ayağına aldığı kurşunla yaralanan ve topallayarak yürümek zorunda kalan Çetinkaya, PKK'lilerin, katliamı gerçekleştirmeden önce camiye olan bağlılıkları nedeniyle kendilerini ölümle tehdit ettiğini hatırlattı.
Köy halkının camiye gitmesinin PKK'yi rahatsız ettiğini belirten Çetinkaya, “Arkadaşlarımızla beraber sürekli camiye gidiyorduk. PKK'liler, ‘Camiye gitmeyin. Ne işiniz var orada?' diyerek birkaç defa bizi tehdit ettiler. Camiye gelenlerin sayısının artması onları rahatsız etti. Camiye gitmemizi engellemeye çalışıyorlardı.” dedi.
“Ayaklarında spor ayakkabı vardı, bazıları yüzlerini boyamıştı”
PKK'lilerin askeri üniforma giyerek camiyi bastığını söyleyen Çetinkaya, olay anını şöyle anlattı:
“Olay günü biz camide yatsı namazı kıldık. Muhammet Sait su içmek için dışarıya çıktı. Biz de çıkmaya hazırlanırken dışarıda askerlerin olduğunu öğrendik. Amcam olan Hüseyin, ‘Ayakkabılarını çıkarıp camiye gelsinler. Kötü bir şey yapmamışız. Ne hesapları varsa görelim' dedi. Bunlar Said'e Bismil'den geldiklerini ve dışarıya çıkmamız gerektiğini söylediler. Şehit Said, Şehit Hüseyin'e seslendi. Şehit Hüseyin ise ‘Bunlar asker değil, teröristtirler.' dedi. Çünkü ayaklarında spor ayakkabı vardı ve bazıları da tanınmamak için yüzlerini boyamıştı.”
Dışarıya çıkmadıkları için PKK'lilerin kapıyı kırarak camiye girdiklerini ifade eden Çetinkaya, silah dipçikleriyle darp edile edile avluya çıkarıldıklarını belirtti.
“PKK'liler ‘Allah nerede? Gelip sizi kurtarsın' dediler”
Cami imamı Hüseyin'in PKK'lilere çok direndiğini hatırlatan Çetinkaya, ardından ellerinin arkadan bağlanarak kurşuna dizildiklerini şu sözlerle anlattı: “ Hüseyin, ‘Bir sorun varsa konuşarak halledelim.' dedi. ‘Sen konuşma' diyerek onu aramızdan aldılar, arka tarafa götürdüler. Amaçları onu başka bir yere götürmekti. Cami imamı Hüseyin çok direndi. PKK'liler ona ‘Hani Allah'ın nerede? Gelip sizi kurtarsın' dediler. Şehit Hüseyin birkaç defa tekbir getirdikten sonra şehit edildi. Sonrada bizi taradılar. Ben ayağıma aldığım kurşunla yaralandım.” şeklinde konuştu.
PKK'nın, 26 Haziran 1992 tarihinde Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde bulunan Susa Camii'nde gerçekleştirdiği katliam, aradan geçen 24 yıla rağmen hafızalardaki tazeliğini koruyor.
Dünden bugüne Müslüman Kürt halkına zulmeden, büyük acılar yaşatan PKK, tarih 26 Haziran 1992'yi gösterdiğinde kanlı bir vahşete daha imza atmıştı. Tarihi zulüm ve zorbalıklarla dolu olan PKK, Diyarbakır'ın Silvan (Farqîn) ilçesine bağlı Yolaç (Sûsa) köyünde karanlık yüzünü bir kez daha göstermişti.
Köydeki yandaşlarından aldıkları destekle hareket eden PKK, askeri üniformaları giyerek, bir Cuma akşamı Susa Camii'ni bastı. Cami kapısını kırarak içeriye giren PKK'liler, yatsı namazı sonrası Hz. Muhammed'in (sav) hayatını konu alan sohbeti dinleyen cemaati zorla dışarıya çıkardılar.
Ellerini arkadan bağladıkları 14 Müslüman'ın kutsal değerlerine küfreden PKK'liler, ardından uzun namlulu silahlarla Müslümanları kurşuna dizdiler. Yaşanan vahşet sonucunda Zeki (12), Medeni (18), M. Meki (19) ve M. Sait Fidancı (28) isimli 4 kardeş, M. Emin (15), Adnan (20) ve Ahmet Kantar (48), M. Ali Uslu (26), Hüseyin Çetinkaya (30) ve köy imamı Abdulhaluk Ugas (37) şehit oldu. 4 kişi ise kaldırıldığı Silvan Devlet Hastanesi ve Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde tedavi altına alındı.
Susa Camii katliamının üzerinden 24 yıl geçti ama katliam tanıkları yaşadıkları o günleri unutamıyor. Katliamın tanıklarından Fesih Çetinkaya, olay günü 13 yakınıyla birlikte camide bulunduğunu söyledi. Ayağına aldığı kurşunla yaralanan ve topallayarak yürümek zorunda kalan Çetinkaya, PKK'lilerin, katliamı gerçekleştirmeden önce camiye olan bağlılıkları nedeniyle kendilerini ölümle tehdit ettiğini hatırlattı.
Köy halkının camiye gitmesinin PKK'yi rahatsız ettiğini belirten Çetinkaya, “Arkadaşlarımızla beraber sürekli camiye gidiyorduk. PKK'liler, ‘Camiye gitmeyin. Ne işiniz var orada?' diyerek birkaç defa bizi tehdit ettiler. Camiye gelenlerin sayısının artması onları rahatsız etti. Camiye gitmemizi engellemeye çalışıyorlardı.” dedi.
“Ayaklarında spor ayakkabı vardı, bazıları yüzlerini boyamıştı”
PKK'lilerin askeri üniforma giyerek camiyi bastığını söyleyen Çetinkaya, olay anını şöyle anlattı:
“Olay günü biz camide yatsı namazı kıldık. Muhammet Sait su içmek için dışarıya çıktı. Biz de çıkmaya hazırlanırken dışarıda askerlerin olduğunu öğrendik. Amcam olan Hüseyin, ‘Ayakkabılarını çıkarıp camiye gelsinler. Kötü bir şey yapmamışız. Ne hesapları varsa görelim' dedi. Bunlar Said'e Bismil'den geldiklerini ve dışarıya çıkmamız gerektiğini söylediler. Şehit Said, Şehit Hüseyin'e seslendi. Şehit Hüseyin ise ‘Bunlar asker değil, teröristtirler.' dedi. Çünkü ayaklarında spor ayakkabı vardı ve bazıları da tanınmamak için yüzlerini boyamıştı.”
Dışarıya çıkmadıkları için PKK'lilerin kapıyı kırarak camiye girdiklerini ifade eden Çetinkaya, silah dipçikleriyle darp edile edile avluya çıkarıldıklarını belirtti.
“PKK'liler ‘Allah nerede? Gelip sizi kurtarsın' dediler”
Cami imamı Hüseyin'in PKK'lilere çok direndiğini hatırlatan Çetinkaya, ardından ellerinin arkadan bağlanarak kurşuna dizildiklerini şu sözlerle anlattı: “ Hüseyin, ‘Bir sorun varsa konuşarak halledelim.' dedi. ‘Sen konuşma' diyerek onu aramızdan aldılar, arka tarafa götürdüler. Amaçları onu başka bir yere götürmekti. Cami imamı Hüseyin çok direndi. PKK'liler ona ‘Hani Allah'ın nerede? Gelip sizi kurtarsın' dediler. Şehit Hüseyin birkaç defa tekbir getirdikten sonra şehit edildi. Sonrada bizi taradılar. Ben ayağıma aldığım kurşunla yaralandım.” şeklinde konuştu.
Bengisu Medya Grup
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.