İSLAMIN OLMADIĞI YERDE GERÇEK ADÂLET OLMAZ!
İSLAMIN OLMADIĞI YERDE GERÇEK ADÂLET OLMAZ!
Vuslat Dergisi Ocak sayısında, İslam Açısından Sosyal adâlet ve Dayanışma konusunu gündeme getiriyor.
Vuslat Dergisi Ocak sayısında, İslam Açısından Sosyal adâlet ve Dayanışma konusunu gündeme getiriyor.
Dergide bütün insanlık için adaletin İslam ile gerçekleşe bileceği üzerinde durulmakta…
İslam ve Adâlet
İslâm Dini hayatın bütün alanlarını kuşatan evrensel bir dindir. İslâm Dini bütün insanlık için gelmiştir. İslâm Dini’nin tebliğcisi Hz. Peygamber (s.a.s.)’in, Peygamber olarak gönderildiği zaman Mekke ve çevresinde tam bir adâletsizlik hâkimdi. Güçlünün daima haklı olduğu, mazlumun ise daima haksız olduğu bir sistem mevcuttu!..
İslâm’ın en çok üzerinde durduğu konulardan biri de, hiç şüphesiz adâlet konusudur. Çünkü adâletin olmadığı bir yerde güçlüler, daima mazlumların haklarını gasp etmişlerdir. Günümüz İslâm dünyasında bunun örneklerini görmek mümkündür.
Kur’an ve Adâlet
Adâletin zıttı, haksızlık ve zulümdür. Adâlet, hak edene hakkını vermektir. Kur’ân müslümanlara her zaman adâletle davranmayı emretmiştir:
“Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan, adâletle şahitlik eden kimseler olun. Bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi âdil davranmamaya itmesin. Adâletli olun; bu, Allah korkusuna daha çok yakışan (bir davranış)’tır. Allah’a isyandan sakının. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla bilmektedir.” (Maide, 5/8)
Toplumsal Adâlet
Bireysel ve toplumsal olarak, adâlet konusunda duyarlı olmakla birlikte, adâletin yeryüzüne hâkim olması için çok ciddî bir şekilde, zulüm ile mücadele etmemiz gerekmektedir. Bir ülkede, toplumda adâletsizlik varsa, o yerdeki adâletsizliğin giderilmesi için gayret göstermek gerekiyor. Haksızlığı, kim yaparsa yapsın müslüman daima mazlumun haklarını savunmakla mükelleftir. Müslüman mazlumdan yana olur, zalimden yana asla olamaz!
Rabbimiz Allah, Kur’ân’da şöyle buyurmaktadır:
“…Eğer hüküm verirsen, aralarında adâletle hükmet! Allah, âdil olanları sever.” (Maide, 5/42)
Adil Olmak
Müslüman’ın en önemli özelliği âdil olmasıdır. Rasulullah Muhammed (s.a.s.), yaşadığı dönem boyunca toplumda adâleti hâkim kılmak için gayret göstermiş, gerek müslümanlar, gerekse gayr-i müslimler arasındaki muamele ve hükümlerde adâletin en güzel örneklerini vermiş, adâleti, temel hakların ve özgürlüklerin korunması, toplumsal huzurun ve barışın sağlanmasının teminatı olarak görmüştür.
Bir Adaletsizlik Örneği: Abdulkadir Molla’nın Şehid Edilmesi
Bir adaletsizlik örneği, geçtiğimiz ay, Bangladeş zulüm rejimi, Cemaat-i İslâmiye’nin önde gelen şahsiyetlerinden Abdulkadir Molla’yı, kendilerine kulluk etmeleri halinde serbest bırakacaklarını söylemekle gösterdiler. Dikkat edin! Şirk rejimi, Molla’nın “kendilerine kulluk etmelerini istiyor.” İşte, bütün zulüm rejimlerinin ortak özelliği: İnsanların, Allah’ın kulluğunu bırakıp, kendilerine kulluk yapmalarını dayatmalarıdır. Bu, zulüm rejiminin teklifine karşı, Abdulkadir Molla, muvahhid bir şekilde “ben, size kulluk yapmam” dedi. Bunun neticesinde zalimler, Abdulkadir Molla’yı idam ederek şehid ettiler.
Dergi Hakkında Detaylı Bilgi İçin: 216 612 78 22 www.vuslatdergisi.com
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.