Burada sözde terör örgütünün bayrağına sarılı tabut, kalabalık tarafından omuzlara alındı. Bahçelievler Caddesi’nde bir süre taşınan Şehit İdris Güler İlköğretim Okulu öğrencisi İbrahim Aras’ın cenazesi baba evine götürüldü. Öfkeli kalabalık, Kürtçe ve Türkçe, “İntikam dişe diş, şehitler ölmez, Katil Erdoğan” şeklinde slogan attı. Üzeri PKK yazılı tişörtler giyen yüzü maskeli bazı kişiler ise cenazenin geçişi sırasında havai fişek ve molotof bombası ile Dağlıoğlu Polis Merkezi’ne saldırdı. Silopi'de inşaat işçiliği yapan baba Baki Aras gözyaşlarına boğulurken, İbrahim Aras, Küçükoba Mezarlığı’nda defnedildi.

HDP Eşbaşkanı Sabahat Tuncel, İbrahim Aras’ın cenazesine katılmak için Adana’ya geldi. Adli Tıp Kurumu önünde açıklamalarda bulunan Tuncel, olayı ‘bir katliam’ olarak değerlendirdi. Aras’ı öldüren zihniyetin Türkiyedemokrasisini göstermesi açısından önemli olduğunu belirten Tuncel, “Bunun sinyallerini bir hafta önce özellikle Lice’de gelişen durumla gördük. Bayrak indirme olayını bahane ederek, Türkiye’de milliyetçi dalgayı yükseltmek isteyenler, ‘O çocuğu niye indirmiyorsun’ diyenler, aslında buna da zemin sunanlar oldu. Eğer Türkiye gerçekten bir hukuk devletiyse, insanların yaşam hakkını güvence altına almak durumundadır. Bütün bu yaşananlarda görüyoruz ki Türkiye bir hukuk devleti falan değildir.” dedi.
Bir yıl önce Gezi Parkı eylemlerinde Berkin Elvan’ın da kafasına gelen gaz kapsülüyle yaşamını kaybettiğini anlatan Tuncel, bu kez İbrahim Aras’ın benzeri şekilde öldürüldüğünü öne sürdü. Bunun hesabı verilmedikten sonra ülkede hukuk, demokrasi ve adaletten bahsetmenin mümkün olmayacağın vurgulayan Sabahat Tuncel, olayın faillerinin derhal kanun karşısına çıkartılmasını istedi. Tuncel, şöyle devam etti: “Aksi takdirde AKP hükümetinin bu katliamın arkasında olduğunu gösterecektir, bize. Bu yaşanan katliamda ülkenin iktidarından, ana muhalefetine; yaptıkları siyasetin, kullandıkları dilin rolü vardır. Özellikle son bir haftada Başbakanın, ana muhalefet ve MHP liderinin kullandığı dil bu katliama zemin sunmuştur. Bu kabul edilebilir Bir Nokta değildir. Türkiye yurttaşının yaşam hakkını korumak durumundadır. Her gün yaşam hakkı ihlalleriyle karşı karşıya kalıyoruz. Bugün 15 yaşındaki bir çocuk yine katledildi. Bunun hesabını kim verecek. Üstelik Babalar Günü’nde. Herkes Babalar Günü’nü kutlarken; herkes çocuklarıyla yan yana dururken, bu ülkede buranın güvenlik güçleri bir babaya tabutta çocuğunu veriyor. Ne yaptı bu çocuk. Eyleme katılmak ‘vur’ emrini gerektirir mi?”

AİLENİN AVUKATI: MAKTÜLÜN KAFASI SES BOMBASI İLE PARÇALANMIŞ
Ailenin avukatı Vedat Özkan, konuyla ilgili cumhuriyet savcısının yaptığı incelemelerin tüm aşamalarında bulunduğunu kaydetti. Elindeki ‘olay yeri tespit tutanağında’ haberlerde geçtiği gibi ‘çocuğun elinde patlayıcı bulunduğuna’ dair bir emarenin yer almadığını açıklayan Özkan, “Otopsi raporu açıkça yakın mesafede cenazenin yanında bulunan ses bombasının atılmasıyla maktulün kafasının parçalanması sonucu ortaya çıkmıştır. Doktorların görüşü de bu yönlüdür. O nedenle çocuğun elinde herhangi bir patlayıcı madde ve benzeri hiçbir şey yoktur. Olay tamamen yakın mesafede atılan ses bombasının kişinin beyninin parçalanmasıyla sonuçlanmıştır. Doktorlar, parçalanan beyin dokularını bir araya getirmekten son derece zorlanmıştır. Otopsideki doktorlar daha bu kadar tecrübelerinde ‘bugüne kadar böyle vahim bir olayı görmediklerini ve tespitte zorlandıklarını’ söylemişlerdir. Ancak açık tespitleri ‘her hangi bir patlayıcıya’ bağlı değil, ‘yakın mesafede atılan bir cismin isabetiyle kafanın parçalandığını’ söylemişlerdir. Geniş otopsi konusunda heyet bugün toplanacaktır.” şeklinde konuştu.

Emniyet Müdürlüğü ise olayla ilgili "Bahse konu yerde saat: 17.15 sıralarında sokak eylemleri devam ederken iç kısımda bulunan 20067 sokak içerisinde büyük bir patlama sesi duyulmuştur. Yapılan çalışma neticesinde 14-15 yaşlarında bir eylemcinin anılan sokak içerisinde el yapımı patlayıcı olduğu değerlendirilen bir maddenin infilakı ile olay yerinde hayatını kaybettiği öğrenilmiştir." açıklamasını yaptı.