AV. HÜSEYİN TURGUT BAHAR İLE YAŞAM VE SİYASET ÜZERİNE
Adana Gündemi: Sayın Hüseyin Turgut Bahar sizi tanıyabilir miyiz?
Hüseyin Turgut Bahar: 11 Şubat 1975 Yılında Adana'nın Karaisalı İlçesinde üç çocuklu bir ailenin ikinci çocuğu olarak dünyaya geldim. Babam işçi emeklisi annem ev hanımıdır. Ağabeyim Orman mühendisidir ve halen Karaisalı ilçemizde merkez şefi olarak görev yapmaktadır. Kardeşim Su Ürünleri mühendisidir.
İlk okulu Adana'nın Seyhan İlçesinde Orhan gazi İlk okulunda orta okulu yine Seyhan ilçesinde Orhan Çobanoğlu orta okulunda okudum. Liseyi Yüreğir ilçemizdeki Karşıyaka Endüstri meslek Lisesinde Elektronik bölümünde okudum. Allah (c.c) nasip etti, üniversiteyi İstanbul'da Marmara Üniversitesinde Hukuk Fakültesinde okudum.
Evliyim, 3 kız çocuğumuz var. Eşim Öğretmendir.
Halen kendime ait hukuk bürosunda serbest avukatlık yapıyorum.
Adana Gündemi: Aslında biz sizi mücadeleci yönünüzle daha çok tanıyoruz. Biraz üniversite yıllarınızdan bahseder misiniz.
Hüseyin Turgut Bahar: Ben üniversiteye hazırlanırken ağabeyim Karadeniz Teknik Üniversitesinde orman mühendisliği okuyordu. Ben de İstanbul da okumak istiyordum. Ama ailemin ekonomik durumu benim İstanbul'da okumama imkan vermiyordu. Bu sırada babam da kansere yakalanmıştı. Ben bu olumsuz şartlar altında Üniversite sınavına o günkü adıyla ÖSS ve ÖYS sınavına hazırlanmaya devam ettim. Sınav arifesinde Adana'yı ziyaret eden yazar Ömer Küçükağa ile yaptığımız sohbette İstanbul'da okumak istediğimi söylediğimde, "sen sınavı kazan beni bul." demişti ve bana telefon numarasını vermişti o zamanlar daha cep telefon yoktu tabi çıkardıkları derginin telefonunu vermişti . Sınavı kazandım, İstanbul’a gidecek ve kayıt yaptırarak kadar parayı buldum.Önce Üniversiteye gidip kaydımı yaptırdım.Sonra Ömer Küçükağa hocamızın verdiği telefonu aradım kendisi yoktu telefona şimdi Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü olan Prof. Dr. Ahmet Ağırakça açmıştı. Ona durumu anlattım.Beni dergiye davet etti. Dergiye vardığımda İstanbulun nerde ise yarısını gezmiştim. İstanbul gözümü korktu zaten paramda yoktu. Adanaya geri dönmeyi düşünüyordum.Sağolsun Ahmet hoca beni ikna etti madden ve manen yanımda olacaklarını ifade ettiler okula devam ettim. Ben bursla okudum sayılır. İstanbul’a alışır alışmaz bir çok işte çalıştım.Kendi harçlığımı kendim çıkardım. Burslarla kitap almaya çalışırdım. Evde şimdi büyük bir kütüphanemiz var bunun önemli bir kısmı benim üniversitede aldığım kitaplardır.İstanbul da Kazım Sağlamla tanışmam da benim için bir ayrıcalık oldu sayesinde onlarca kitap okudum , tavsiye ettiği bazı kitapları yayıncı olduğu için bana kendisi temin ederdi. Daha sonra bu kitapları karşılıklı olarak tahlil ederdik. Yine İstanbul da tanıştığım aslen adanalı olan Ressam Turgut KURU dünce dünyamın oluşmasında önemli katkıları olmuştur.
Biz üniversiteyi okurken 28 şubat sürecini de yakından yaşadık gerek üniversitedeki direnişimizde gerek Beyazıt meydanındaki gösterilerimizde polisten çok dayak yedik. Biber gazı ilk bizim üzerimizde denendi. Hatta bir gösterimizde polis köpeği bir arkadaşımızı ısırdı.Ancak 28 Şubat boyunca yaptığımız tüm gösterilerde gösteri yaptığımız yerlerdeki cevre esnafa ve kamu malına zarar vermedik. Bir kaç kez öğrenci evimiz basıldı. Ancak hiç yılmadık. Ama ihanette uğradık boykotumuzu bizden sandığımız insanlar kırdı. Bazı kızlar başını açınca direnişimiz o gün için başarıya ulaşmadı.
Adana Gündemi: Eşinizde sizin gibi mücadeleci biri galiba.
Hüseyin Turgut Bahar: 28 şubat başladığında eşim Ç.Ü de öğrenci idi. Üniversitelere başörtülü alınmayacağı kesinleşince ve boykotlar başarıya ulaşmayınca Üniversiteyi son 4 dersinin final sınavında bırakmak zorunda kaldı. Ancak Üniversiteden atılmak hayatın sonu değildi. Hatta bunu kendi gelişimi için fırsata çevirdi Arapça öğrendi, Siyer konusunda uzmanlaştı,tefsir ve meal konusunda da epey bi yol aldı. AK parti iktidarı ile af gelince sınavlara girdi ve Üniversiteyi bitirdi. Daha sonra 3 çocuğumuz olmasına rağmen KPPS sınavına hazırlandı ve yüksek bir puanla Öğretmen olarak atandı. 2 yıldır öğretmenlik yapıyor.
Adana Gündemi: Üniversiteden döndükten sonra ne yaptınız.
Hüseyin Turgut Bahar: Üniversiteden sonra Adana’ya dönünce her ne kadar hukuk eğitimi almış olsam da hukuk üzerine bir meslek düşünmedim. İdeallerimizi gerçekleştirmek için uğraşmak istesem de vakıf ve dernekler bir bir kapatılmıştı bunun bir kısmını o günkü hükümet kapattırmış bir kısmını da tedbiren kendileri kapatmıştı.
Ben İstanbul’a üniversiteye gitmeden önce Adana da entelektüel seviyesi yüksek olan arkadaşlarla Radyo Barış’ı kurmuştuk. Ben 1999 yılında Adana’ya dönünce Radyo Barışın başına geçtim. 28 Şubatın etkilerinin devam ettiği günlerdi. Reklam almakta zorlanıyorduk. Allah (CC) yardımı ile radyomuzun devam etmesini sağladık. Daha sonra şimdi radyoyu işleten arkadaşlara devrettik. Onlarda güzel bir şekilde devam ediyorlar. Allah (CC) emeklerini zayi etmesin.
Adana Gündemi: Nasıl avukat olmaya karar verdiniz.
Hüseyin Turgut Bahar: Aslında ben sosyoloji okumak istiyordum. İki şey kararımı değiştirmeme sebep oldu.birincisi babam kansere yakalandığı sıralarda hukuk okumamı istediğini söyledi babamı kıramazdım ayrıca o yıl İskilipli atıf hoca ile lakalı bir film yayınlanmıştı “Kelebekler Sonsuzu Uçar” diye.Bu ülkede hukuk yolu ile de güzel şeyler yapılabileceği kanaatine vardım. Bu güne de yüzlerce kişiye yardım ettik.Adana da onlarca dernek,vakıf ve platforma hukuki destek veriyoruz.
Adana Gündemi: Adanalı sizi Sivil Toplum Kuruluşlarındaki aktif çalışmalardan tanıyor. Bu konudan da biraz bahseder misiniz?.
Hüseyin Turgut Bahar: Adana bir çok dermek ve vakıfta görev aldık bir kısmında başkanlık , başkan yardımcılığı, yönetim kurulu üyeliği hatta gönüllü olarak görev aldık.
Sivil Toplum Kuruluşları çok önemli. Devlet asli işleri dışındaki konululara istediği şekilde ulaşamıyor veya ulaşsa bile gönüllük esası ile yapılan işler kadar verim alamıyor. Sivil Toplum Kuruluşları bir çok konuda devlete yardımcı oluyorlar. Bizde bu bilinçle çeşitli Sivil Toplum Kuruluşlarında yer almaya gayret ettik. Kendi adıma gönüllü olarak bulunduğum Dosteller derneğinde Adana ve Türkiye için güzel şeyler yaptık, Dosteller derneğinde bulunmaktan hep mutluluk duydum. İlim Yayma Cemiyetinin Adana'da nerede ise her kademesinde bulundum. İlim Yayma Cemiyeti bir idealdir. Bu İdealin bir parçası olmak bir ayrıcalık ve ben bu ayrıcalığı fazlası ile yaşıyorum. Asımın Nesli Derneğini Kurduğumuz da ise amacımız Sahabeden Âsım Bin Sâbit gibi gençlerin yetişmesine imkan sağlamaktı. Bu ideal özelde Adana'da devam ediyor, genelde ise Asımın nesli derneğinin şubelerini açmak isteyen onlarca il var. En son Adanadaki Üniversitelerde okuyan yabancı misafir öğrenciler için Zümrüdüanka Derneğini kurduk. Bu derneğimiz de geleceğin büyük Türkiyesinin bir projesi . Bu bakımdan zümrüdüanka'yı çok önemsiyorum. Bu derneğin ülkemizin geleceği için büyük bir yatırım olduğunu düşünüyorum. Öte yandan adı geçen derneklerin de dışında bir çok sivil oluşum ve yapıda görev aldık. Ama şimdi hepsine birden değinmeye imkanımız yok.
Adana Gündemi: Birazda siyasetten hayatınızdan bahsetsek.
Hüseyin Turgut Bahar: AK Partinin kuruluşundan itibaren, teşkilatta yer hep yer aldık ancak 2009 yılına kadar görev aktif görev talebimiz olmadı ve gelen talepleri de sürekli geri çevirdik. Bu döneme kadar daha çok Sivil Toplum Kuruluşlarının faaliyetlerini geliştirmek için uğraş verdik. 2009 Yerel Seçimlerinde Yüreğir İlçesi İl Genel Meclisi AK Parti A. Adayı oldum. 2011 Genel Seçimleri 24. Dönem Ak Parti Milletvekili A. Adayı olduk. 2012 Yılında Y.Yönetim kurulu olarak görev yaptım. 2012-2013 arasında Adana AK Parti İl Disiplin Kurulu Başkanlığı yaptım. Şimdide 25. Dönem Milletvekilliği için AK Partiden aday adayı oldum.
Adana Gündemi: Yoğun temponuz arasından bize vakit ayırdığınız için teşekkür eder, başarılar dileriz.
Hüseyin Turgut Bahar : Asıl ben teşekkür ederim.