Konferans Kur’an-ı Kerim Tilaveti ile başladı. Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından Furkan Derneği Kahramanmaraş Temsilciliği adına Haydar Görkem Beyefendinin açılış ve selamlama konuşması yer aldı. Açılış ve selamlama konuşmasının ardından Cafer Bin Ebi Talib’in ve Osman gazi ile Şeyh Edebali’nin temsilî olarak anlatıldığı etkinlik ve Grup Furkan sahne aldı. Grup Furkan’ın ardından Muhterem Alparslan KUYTUL Hocaefendi’nin “Hz. Peygamberle Gelen Rahmet” konulu konferansları yer aldı.

Hocaefendi’nin konferanslarında değindiği bazı noktalar şu şekilde:

    İnsan aklı ile doğru yolu bulamamaktadır. Bir meselede bulsa dahi başka bir meselede bulamamaktadır. O sebeple Allah doğru yolu göstermeyi üzerine almıştır.

İnsan madde üzerinde çalışmalar yapabilir ve maddeye hâkim olabilir. Çünkü madde görünmektedir. Allah (cc) bilgisayarı, uçağı yapmayı insana bırakmıştır. Çünkü insan bunları yapmasa da hayatını devam ettirebilir. Ancak sırat-ı müstakimi bulamazsa hem bu dünyada hem de ahirette rezil olurdu.

    ‘İyi insan Olmak’ kutsala dayanmadan mümkün değildir. Hiç kimsenin olmadığı bir yerde insanı durduracak olan nedir? Allah’tan gelen bir mesaja dayanmayanları ne durdurabilir. Kur’an’da  “İnsan başıboş bırakılabileceğini mi sanıyor” buyruluyor. İnsan Allah’ın dünyasında yaşayıp, Allah’ın verdikleri ile beslenip Allah’ın verdiği bedeni kullanıp nasıl olur da özgür olabilir. İnsanın özgürlüğü peygamberine uyduğu ölçüdedir. Bu vesile ile Allah hidayet yolunu göstermek üzere peygamberler gönderdi. Peygamberler olmadan nefis nasıl terbiye olacaktı? Allah’tan gelen bir mesaj olmadan insan nasıl insanca yaşayabilir? Şeytanı yaratan Allah’tan bir mesaj olmadan nasıl şeytandan korunabilecektik?
    Allah (cc) peygamberler göndererek insanları şirkten kurtarır. Cahiliyyenin karanlığından kurtarır.
    Kızını diri diri toprağa gömen Hz. Ömer’i, eli ile işaretinden dolayı bir kuşu yılanın yemesine üzülen bir insan yapmıştı. İnsanların nefislerini değiştiriyordu vahiy.
    Bir mücadele başlatan insanlar ya ezilmiştir ya zulüm görmüş ya haksızlığa uğramıştır. Ancak Hz. Peygamber (SAV) Mekke’de imtiyazlı bir aileye mensuptu. Hz. Peygamber Allah’tan kendisine verilen risalet ile bu davayı başlatmış El-Emin sıfatına sahip olmasına rağmen kendisine türlü türlü iftiralar atılmış Allah Rasulü yılmadan son nefesine kadar mücadele etmeye devam etmiştir.
    Peygamber rahmet olarak gönderildi. Fakat Rahmet peygamberi rahatını bozmayı ilk günden öğrenmişti ve mübarek başından aşağı deve işkembesi boşalttılar. Rahatını terk etmeyi öğrenmeyenler memleketlerde inkılâpları başaramazlar.
    Hz. Peygamberin rahmet olması ne demektir. İslam Allah’a teslimiyeti öğretmiş, kula kulluğu kaldırmak için gelmiştir. İnsan kula kulluk yaptığı müddetçe aşağılık bir hayat sürecektir. İslam Peygamberi Hz. Muhammed (SAV) “İnsanlar bir tarağın dişleri gibidir” buyuruyor ve bir insanın başka bir insandan üstün olamayacağını söylüyor, üstünlüğün ancak takva ile olabileceğini söylüyordu. Evs ve Hazreç kabileleri yüz yıldan fazla birbirleri ile savaşmışlardı. İslam onları barıştırdı. Ayette  “bir çukurun kenarında idiniz. Allah sizi barıştırdı” buyurmakta ve İslam ile gelen rahmetin insanların arasında kardeşliği meydana getirdiğini anlatıyordu. Hiçbir kanun bu denli bir kardeşliği gerçekleştiremez. Hiçbir kanun sevgi-kardeşlik meydana getiremez.
    Allah Rasulü Medine’ye hicret ettiğinde muhacirlerle ensardan bir kişiyi kardeş ilan etti. Medineli ensar malının yarısını muhacir kardeşine teklif ediyordu. Muhacir ise bu teklifi kabul etmiyor ve ensar kardeşinden çarşının yolunu göstermesini istiyordu. Yine bir gün Medine gümbür gümbür sallanıyor ve Abdurrahman Bin Avf’ın develeri yükleriyle beraber Medine sokaklarından geçiyordu. Allah Rasulü “Abdurrahman’ın cennete emekleye emekleye girdiğini gördüm” buyurunca Abdurrahman Bin Avf, “Yâ Rasulallah ben cennete dimdik girmek istiyorum” diyor ve yüz devesini yükü ile beraber Allah yolunda infak ediyordu.

Hocaefendi konferanslarının ardından soruları cevapladı ve program sona erdi.