Galatasaray Üniversitesi'nin ayıbı
Üniversite öğrencileri, öğretim üyeleri ve bir grup çalışan Rektörlüğe sunulmak üzere "Dini görevlerini yerine getirmek isteyen kişiler kampus dışındaki ibadethanelere gitmeye zorlanmaktadır. Bu durum namaz kılmak isteyen kişileri, dersleri/ işleri/ibadetleri arasında tercih yapmaya zorlamaktadır. Bu mağduriyetin giderilmesi için kampus içinde bir ibadethane açılması zaruri hale gelmiştir" içerikli bir dilekçe hazırladı.
Zaten Gezi'ye de katılmadılar!
Star Gazetesi'nin haberine göre; Dilekçeyle imza kampanyası başlatan ve 15 günde 200 imza toplayan öğrenciler, akıl almaz hakaretlere maruz kaldı. Nazi Almanyasını hatırlatan bir saldırı kampanyası düzenlenleyen muhalif öğrenciler, bu talebi 'AK Parti iktidarının üniversitelere hakim olma' adımı olarak değerlendirdirerek "Dilekçeyi verenler zaten Gezi'ye de katılmamıştı" suçlaması yaptı. Muhalif öğrenciler daha da ileri giderek talepte bulunanlara küfredilmesi hatta suratlarına tükürülmesi için kampanya başlattılar.
GSÜ iktidara secde eder mi?
Öğrencilerin ibadethane talebine ilk tehdit, Fikir Kulüpleri Federasyonu'ndan (FKK) geldi. İnternet sayfalarından "GSÜ iktidara secde eder mi" başlıklı bir açıklama yayınlayan FKK GSÜ adlı grup, ibadethane isteyen öğrencileri hem suçladı hem de tehdit etti. Açıklamada, okulun yangında zarar gördüğü, eğitim yapacak alan sıkıntısı çekildiği bir ortamda ibadethane için imza toplanması "AKP iktidarının işaret ettiği şekilde kamusal alanın dinselleştirilmesi" olduğu iddia edildi. Açıklama şöyle son buldu:
Gördüğünüz yerde tükürün!
"Gençlik siyasal İslam'ın ağzındaki özgürlük demagojisine aldanmayacak, Aydınlanma değerlerini savunacak, iktidarın bu çılgın projesini de engelleyecektir. İlan ediyoruz."
İbadethane isteyen öğrencilere bir diğer tehdit ve hakaret ise konunun tartışıldığı Facebook'taki sayfalarda geldi. Bir yorum bu kadar da olmaz dedirtirken, ibadethane isteyen öğrencilere yönelik şu sözlerle başlatılan saldırı kampanyası ise kan dondurdu: "Sınav zamanları ders çalışmak isteyen öğrenciler kütüphanede yer bulamazken, tiyatro topluluğunun g.t kadarcık atölye alanı da henüz sınıflaştırılmışken, öğretim görevlileri koğuş sisteminde akademi içinde var olmaya çabalarken GSÜ'de ibadethane talep etmek açıkça yüzsüzlüktür, art niyettir; bunların hiçbiri değilse beyin ve sağduyu yoksunluğudur. Bu insanları gördüğünüz yerde küfrediniz, aşağılayınız, rencide ediniz, hatta suratlarına tükürünüz; zira Rasim Ozan-Can Ataklı düzeyinde bir tartışmayı bile haketmiyor bu talep."