Kahve Kitap

ŞEHADET GECESİNDE ANLAMLI MESAJ

SİVİL TOPLUM 29.02.2016 - 10:20, Güncelleme: 26.12.2020 - 09:55
 

ŞEHADET GECESİNDE ANLAMLI MESAJ

Asımın Nesli Kültür ve Sanat Derneğinin her yıl şubat yında gerçekleştirdiği Geleneksel Şehadet Gecesinde bu yıl, askeri hastanede zehirlenerek şehid edilen Erbilli Muhammed Esad Efendi anıldı. Gecede Şehdet ve Şahidlik üzerine bir konuşma yapan Musa Kazım Yılmaz hoca çarpıcı mesajlar verdi.

Asımın Nesli Derneği’nin Sadık Dostlar Kütüphanesi ve Bilgi Evi’nde gerçekleştirilen ve sunuculuğunu Cumali Türkmen’in yaptığı “Erbilli Esad Efendi’yi Anma ve Şehadet Gecesi” İrfan Özmen tarafından okunan Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Bakara Suresinin 151-157. Ayetleri okunurken ekranda da ayetlerin Türkçe meali yansıtıldı. Okunan Kur’an-ı Kerim’in ardından selamla konuşmasını yapmak üzere dernek başkanı Hacı Ali Doğan kürsüye davet edildi.2012 yılı itibarı ile ve geleneksel olarak her yıl şubat ayında düzenledikleri Şehadet gecesi etkinliğinin kendileri için, yılda bir defa birkaç saatliğine idrak edilen bir anma programı olmaktan ziyade, hayatı kuşatan özel bir anlamı ve manası olan böylesine önemli bir kavramın hatırlatılması olduğuna işaret eden Hacı Ali DOĞAN, Amaçlarının, fert fert aile aile, ülke ülke bütün bir insanlık âleminde şehâdet bilincinin neşv-u nema bulması olduğunu dile getirdi.Asımın Nesli Kültür ve Sanat Derneği Başkanı Hacı DOĞAN konuşmasında şunları kaydetti:“Bizler yıllardır bu geceleri idrak etmeye çalışıyoruz. Yıllardır şehadet gecelerinde bir araya geliyoruz, İslam dünyasının çeşitli coğrafyalarında hayatını şahidlik bilinci ile kuşatmış ve Rabbimizin de kendisine şehadet adında bir nimet verdiği  güzel insanları hatırlamak ve hatırlatmak maksadı ile yapmış olduğumuz bu etkinliklerle biz, şu mesajı vermeye çalışıyoruz:Yeryüzünde zalimler varsa, Yeryüzünde tuğyan varsa, yeryüzünde haksızlık varsa,  elbetteki yeryüzünde Hz.Adem’den başlamak sureti ile Hz. Musa’nın, Hz. İsa’nın ve son peygamber Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v)’in ilahi mesajını ayakta tutan yiğitler de vardır, muvahhidler de vardır ve bu uğurda canlarını feda etmeye hazır yünlerce insandan oluşan muvahhid bir asımın nesli de vardır.”Asımın Nesli derken…Konuşmasında Asımın nesli derken ırkî kaygılar taşımadıklarına vurgu yapan Doğan; “Bizler Asımın Nesli derken Ashabın Nesli demek istiyoruz. Kur’an Nesli demek istiyoruz ve biz Asımın Nesli derken Hz.Muhammed (s.a.v)’in yoluna kurban olmaya namzet muvahhid bir gençliği kastediyoruz.” Dedi.Doğan, Mehmet Akif’in ideal gençlik tasavvuru olan Asımın Nesli tamlamasındaki örnek şahsiyetin Sahabe-i kiram’dan Asım Bin Sabit (r.a) olduğunu düşündüklerini vurgulayarak, “Nasıl ki Asım b. Sabit (r.a.) bedenine müşrik eli değmesin diye dua etmiş ve duası kabul olunarak şehid olduğunda etrafını kuşatan arılar vesilesi ile müşrikler Asım’ın bedenine ilişememişlerse, bizler de merhum Akif’in dua sadedinde ifade ettiği “Rûhmun senden ilâhi şudur ancak emeli / Değmesin mabedimin göğsüne nâmahrem eli” mısralarındaki gibi, tertemiz olan coğrafyalarımıza ve mukaddesatımıza, küfrün çizmeleri bulaşmasın istiyoruz. Bunun duasını yapıyoruz ve bunun mücadelesini veriyoruz. Onun için Asımın Nesliyiz diyoruz. Ve onun için bu gecelerde, bu özel anma programlarında her daim Şehâdet diyoruz, şâhidlik diyoruz ve her zaman da demeye devam edeceğiz inşAllah.” Dedi.Asımın Nesli Derneği olarak 2012 yılından beri öne çıkardıkları şehâdet örneklerinin çoğunlukla Türkiye coğrafyasından örnekler olduğuna işaret eden Doğan; Metin Yüksel, Sedat Yenigün ve İskilipli Atıf Hoca’nın ardından şimdi de Erbilli Muhammed Esad Efendi’yi hatırlattıklarına işaret ederek, Bu coğrafyanın insanının, Allah’ın dinine şâhidlik noktasında samimi olduğunu ve samimi bir duruş ortaya koyduğunu dile getirdi. Yaşadığımız coğrafyada İslam uğurda çok büyük bedellerin  ödendiğini, başta âlimler olmak üzere koca bir neslin katledildiğini ancak tüm bunlara rağmen ulu çınarın kesildiği yerden yeniden filizlendiğini ve böylece yeni bir ashab neslinin yetiştiğini onurla ve hamd ederek müşahade ettiklerini söyleyen Doğan konuşmasını, “Onlar üflemekle Allah’ın nurunu söndürebileceklerini zannettiler. Oysa Allah’ın nurunu söndürmeye hiç kimsenin gücü yetmeyecek inşeAllah.”  diyerek tamamladı.Selamlama konuşmasının ardından katılımcılara Hz. Adem (a.s.) ‘dan günümüze İnsanlık tarihi boyunca Allah için şehid olmuş yiğitlerin özlü sözleri eşliğinde hazırlanan bir slayt gösterisi sunuldu.Mükâfâtı îdâm olan Velî: Muhammed Esad ErbilîDaha Sonra kürsüye davet edilen Yasin Bilal Erbilli Muhammed Esad Efendi’nin biyografisini ve şehadet anını anlattı. Irak’ın Erbil Şehrinde doğan Muhammed Esad Efendi’nin ilim hayatının çok küçük yaşlarda başladığını dile getiren Bilal Yasin ilim ve ahlak eğitimini birlikte aldığını ve oldukça da zeki ve başarılı bir öğrenci olduğunu dile getirdi. Hayatını münevver bir nesil yetiştirmeye adamış olan Erbilli Muhammed Esad Efendi’nin yaşının bir hayli ilerlediği bir dönemde menemende gerçekleştirilen bir kumpas ile gözaltına alınıp idama mahkûm edildiğini ancak yaş nedeni ile cezasının müebbet hapse çevrildiğini dile getiren Yasin Bilal, Erbilli Muhammed Esad Efendi’nin rahatzılanması üzerine kaldırılğı askeri hastanede önce zehirlendiğini ancak bunun zehrin sadece hastalığı arttırması üzerine sonradan damardan şırınga ile zehir enjekte edilerek şehid edildiğine işaret etti. Yasin Bilal’in anlattığı sahneler katılımcıların duygusal anlar yaşamasına neden oldu.Programda genç şahidler ve Grup Şahid’in seslendiği ezilerin yanı sıra İmam hatip öğrencisi Abdulkadir Bayanbaş’ın şehadet konulu hadis sunumu ve Muhammed Selman Özmen’in okuduğu şiir büyük beğeni topladı.Gecenin sonlarına doğru “Şehadet ve Şahidlik Bilinci” konulu konuşmasını yapmak üzere Araştırmacı Yazar Musa Kâzım Yılmaz kürsüye davet edildi.Şahidlik derken..Konuşmasına “Yeryüzüne Şâhidlik için gönderilen insanlığın hikayesinin Hz. Adem (as.) ile başlar.” Diyerek başlayan Musa Kâzım Yılmaz, İlk insan, yüce nebi, İnsanlığın atası olan Hz. Adem’in kıyamete kadar var olacak önemli bir misyon üzerine yaratıldığını. Yeryüzüne de aynı misyonu gerçekleştirmek üzere gönderildiğini dile getirdi. Hz. Âdem’in bugünlerde, adını anarken gönlümüzde umutlarımızı kaybetmiş olduğumuz, dilimizde telaffuz ettiğimizde kulakların yabancılaştığı bir yeryüzü hilafetini gerçekleştirmek üzere gönderildiğine işaret eden Musa Kazım hoca, Hz. Adem’in hem kendisinin hem de neslinin şeytana uymayanlar şeytanın iğvasına karşı duranlar, yeryüzünde adalet üzere duran bir yeryüzü hilafetini tesis edecekler olarak, Yeryüzünde Allah’ın kelimelerini hakim kılacaklarını, Allah’ın yüce adalet sıfatını gerçekleştireceklerini, O’nun rububiyetinin, onun uluhiyetinin yeryüzünde gerçekleşmesinin, yeryüzünde tecelli etmesinin sebepleri olacaklarını vurguladı. “Atamız Adem a.s. bu gaye ile yaratıldı. Bu maksatla yaratıldı. Onun yolundan devam eden her bir insan da,  Onun yolu üzerinde olan her bir mü’min de bu gayenin gerçekleşmesinin şahidleri olmak üzere, bu gayenin gerçekleşmesinin şehidleri olmak üzere ahd-u peyman eylediler. Allah’a ahidlerini sundular, kıyamet gününe kadar Allah’a olan ahdimizde durmak hususunda da ahdettiler/ahdettik.” diyen Musa Kazım Yılmaz hoca konuşmasına devamla “Elest bezmindeki “BEL” haykırışlarımız, yeryüzü hilafetinin kabulünü, yeryüzü hilafeti hususundaki vazgeçilmez kararlılığımızın birer ilanı idi. Bugün de aynı haykırış ile haykırıyor,  Allah’an başka Rabler Kabul etmeyeceğimizi,  tek bir Allah’ı kabul edeceğimizi söylüyor, o günki ikrarımızı bugün de dillendiriyoruz. Allah’tan başka ilah yoktur. Allah’tan başka RAB kabul etmeyeceğiz.” Dedi.İlmin ve Âlimlerin EhemmiyetiKonuşmasının uzunca bir bölümünde ilmin ve âlimlerin değeri üzerinde duran Musa Kazım Yılmaz hoca bu bağlamda özetle; “Siz bir Salih amel ile uğraşıyorsanız, bu yolun sonu Şehadettir. İster öldürülmek şeklinde bir şehadet, ister de şahidlik şeklinde bir şehadet olur. Ancak kesinlikle Allah’ın ulûhiyetinin şahitleri olursunuz. Eğer yaptığınız amel daima Salih amel ise..” dedi.“MUTLAK KÂFİRLER İLE SAVAŞIN KIYÂSÎ KÂFİRLER İLE DEĞİL!”Musa Kâzım Yılmaz Hoca konuşmasının sonlarına doğru dikkat çekici mesajlar vermeyi de ihmal etmedi.  “Kıtal hususunda da ben ısrarla talepte bulunuyorum.” diyen Musa Hoca bu anlamda kıyâsî olmayan kâfirlere karşı cehd ve gayret içerisinde olunmasına, yani kişisel içtihatlar ile kâfir dediklerimize değil, Allah’ın Kur’an’da açıkça kâfir dediklerine karşı cehd ve gayret içinde olunması gerektiğine işaret etti.Musa Kâzım Yılmaz Hocanın bu husustaki açıklamasını tam metin olarak ve yorum yapmadan okurlarımızın dikkatine sunuyoruz:Kıtalin Şehidlerine Gelince..“Asli kâfirlerle,  müşriklerle ve ehli kitab’ın size düşman olanları ile savaşın. Savaşacaksanız düşman çok. Mekân çok. Savaşacaksanız, savaşın imkanları da tonla.. Özgür iradenizle, hiç kimsenin taşeronu olmadan, hiç kimsenin vesayetinde bulunmadan, özgürce, Allah’ın açık aleni şeksiz şüphesiz düşmanları ile savaşın. Dağlar, meydanlar, kıtal sahaları bomboş bugün. Gidin oralarda olun. Arzu ediyorsanız oraları doldurun. Şanla şerefle tüm Müslüman grupların sizin hakkınızda olumlu şahidlikte bulunacakları bir savaşın paydası olun. Herkesin belki mümkün değildir ama en azından genelin size olumlu şahidlikte bulunacağı bir yerde durun. Siz hiç halid El-İslambuli’nin şehidliğinden veya Hattab’ın şehidliğinden sorunla bahseden bir kişi ile karşılaştınız mı? Kitlesel olarak. Buyurun, evet bir hattab gibi, evet bir Şamil Basayev gibi, Abdullah Azzam gibi, şeksiz şüphesiz topraklarımızı işgal etmiş olan, şeksiz ve şüphesiz islam’a ve müslümanlara düşmanlık eden, dillerinde bizim sloganlarımızın olmadığı, kıbleleri bizim kıblemiz olmayan, okudukları kitapları bizim kitaplarımız olmayan kâfirlere doğrultun silahlarınızı. O zaman size bir kurşun isabet ederse, tüm Müslümanlar da sizin şehidliğinize şahidlik eder,  Umarız ki Allah da sizin şehidliğinize şahidlik eder. Müslümanların sizin hakkınızda ihtilafa düşmesine müsaade etmeyin. Siz Müslümanlar hakkında ihtilafa düşenlerden olmayın. Müslümanların da sizin hakkınızda ihtilafa düşmesine müsaade etmeyin. Siz varlığınızla aslî kâfirlere korku salan, varlığınızla islam’ın bütün renklerinin, İslam’ın bütün tonlarının beğenini almış, şahidliğini almış, biz onlardan razıyız dediği adamlar haline dönüşün. Böyle yaparsak,  şahidliklerimiz bir kıymete ulaşır. Bizler de kendi şahidliğimizin gerçekliği hususunda hiçbir şüphe taşımayız.”Asımın Nesli Kültür ve Sanat Derneği’nin “Erbilli Esad Efendi’yi Anma ve Geleneksel Şehadet Gecesi” adlı etkinliği Musa Kâzım Yılmaz hoca’nın konuşması ile sona erdi.Musa Kazım yılmaz Hoca’nın Şehadet ve Şahidlik üzerine önemli mesajlar verdiği dikkat çekici konuşmanın videosu ve diğer görseller kısa zamanda eklenecektir.
Asımın Nesli Kültür ve Sanat Derneğinin her yıl şubat yında gerçekleştirdiği Geleneksel Şehadet Gecesinde bu yıl, askeri hastanede zehirlenerek şehid edilen Erbilli Muhammed Esad Efendi anıldı. Gecede Şehdet ve Şahidlik üzerine bir konuşma yapan Musa Kazım Yılmaz hoca çarpıcı mesajlar verdi.

Asımın Nesli Derneği’nin Sadık Dostlar Kütüphanesi ve Bilgi Evi’nde gerçekleştirilen ve sunuculuğunu Cumali Türkmen’in yaptığı “Erbilli Esad Efendi’yi Anma ve Şehadet Gecesi” İrfan Özmen tarafından okunan Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Bakara Suresinin 151-157. Ayetleri okunurken ekranda da ayetlerin Türkçe meali yansıtıldı.


Okunan Kur’an-ı Kerim’in ardından selamla konuşmasını yapmak üzere dernek başkanı Hacı Ali Doğan kürsüye davet edildi.

2012 yılı itibarı ile ve geleneksel olarak her yıl şubat ayında düzenledikleri Şehadet gecesi etkinliğinin kendileri için, yılda bir defa birkaç saatliğine idrak edilen bir anma programı olmaktan ziyade, hayatı kuşatan özel bir anlamı ve manası olan böylesine önemli bir kavramın hatırlatılması olduğuna işaret eden Hacı Ali DOĞAN, Amaçlarının, fert fert aile aile, ülke ülke bütün bir insanlık âleminde şehâdet bilincinin neşv-u nema bulması olduğunu dile getirdi.
Asımın Nesli Kültür ve Sanat Derneği Başkanı Hacı DOĞAN konuşmasında şunları kaydetti:
“Bizler yıllardır bu geceleri idrak etmeye çalışıyoruz. Yıllardır şehadet gecelerinde bir araya geliyoruz, İslam dünyasının çeşitli coğrafyalarında hayatını şahidlik bilinci ile kuşatmış ve Rabbimizin de kendisine şehadet adında bir nimet verdiği  güzel insanları hatırlamak ve hatırlatmak maksadı ile yapmış olduğumuz bu etkinliklerle biz, şu mesajı vermeye çalışıyoruz:

Yeryüzünde zalimler varsa, Yeryüzünde tuğyan varsa, yeryüzünde haksızlık varsa,  elbetteki yeryüzünde Hz.Adem’den başlamak sureti ile Hz. Musa’nın, Hz. İsa’nın ve son peygamber Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v)’in ilahi mesajını ayakta tutan yiğitler de vardır, muvahhidler de vardır ve bu uğurda canlarını feda etmeye hazır yünlerce insandan oluşan muvahhid bir asımın nesli de vardır.”

Asımın Nesli derken…

Konuşmasında Asımın nesli derken ırkî kaygılar taşımadıklarına vurgu yapan Doğan; “Bizler Asımın Nesli derken Ashabın Nesli demek istiyoruz. Kur’an Nesli demek istiyoruz ve biz Asımın Nesli derken Hz.Muhammed (s.a.v)’in yoluna kurban olmaya namzet muvahhid bir gençliği kastediyoruz.” Dedi.

Doğan, Mehmet Akif’in ideal gençlik tasavvuru olan Asımın Nesli tamlamasındaki örnek şahsiyetin Sahabe-i kiram’dan Asım Bin Sabit (r.a) olduğunu düşündüklerini vurgulayarak, “Nasıl ki Asım b. Sabit (r.a.) bedenine müşrik eli değmesin diye dua etmiş ve duası kabul olunarak şehid olduğunda etrafını kuşatan arılar vesilesi ile müşrikler Asım’ın bedenine ilişememişlerse, bizler de merhum Akif’in dua sadedinde ifade ettiği “Rûhmun senden ilâhi şudur ancak emeli / Değmesin mabedimin göğsüne nâmahrem eli” mısralarındaki gibi, tertemiz olan coğrafyalarımıza ve mukaddesatımıza, küfrün çizmeleri bulaşmasın istiyoruz. Bunun duasını yapıyoruz ve bunun mücadelesini veriyoruz. Onun için Asımın Nesliyiz diyoruz. Ve onun için bu gecelerde, bu özel anma programlarında her daim Şehâdet diyoruz, şâhidlik diyoruz ve her zaman da demeye devam edeceğiz inşAllah.” Dedi.
Asımın Nesli Derneği olarak 2012 yılından beri öne çıkardıkları şehâdet örneklerinin çoğunlukla Türkiye coğrafyasından örnekler olduğuna işaret eden Doğan; Metin Yüksel, Sedat Yenigün ve İskilipli Atıf Hoca’nın ardından şimdi de Erbilli Muhammed Esad Efendi’yi hatırlattıklarına işaret ederek, Bu coğrafyanın insanının, Allah’ın dinine şâhidlik noktasında samimi olduğunu ve samimi bir duruş ortaya koyduğunu dile getirdi. Yaşadığımız coğrafyada İslam uğurda çok büyük bedellerin  ödendiğini, başta âlimler olmak üzere koca bir neslin katledildiğini ancak tüm bunlara rağmen ulu çınarın kesildiği yerden yeniden filizlendiğini ve böylece yeni bir ashab neslinin yetiştiğini onurla ve hamd ederek müşahade ettiklerini söyleyen Doğan konuşmasını, “Onlar üflemekle Allah’ın nurunu söndürebileceklerini zannettiler. Oysa Allah’ın nurunu söndürmeye hiç kimsenin gücü yetmeyecek inşeAllah.”  diyerek tamamladı.



Selamlama konuşmasının ardından katılımcılara Hz. Adem (a.s.) ‘dan günümüze İnsanlık tarihi boyunca Allah için şehid olmuş yiğitlerin özlü sözleri eşliğinde hazırlanan bir slayt gösterisi sunuldu.


Mükâfâtı îdâm olan Velî: Muhammed Esad Erbilî

Daha Sonra kürsüye davet edilen Yasin Bilal Erbilli Muhammed Esad Efendi’nin biyografisini ve şehadet anını anlattı. Irak’ın Erbil Şehrinde doğan Muhammed Esad Efendi’nin ilim hayatının çok küçük yaşlarda başladığını dile getiren Bilal Yasin ilim ve ahlak eğitimini birlikte aldığını ve oldukça da zeki ve başarılı bir öğrenci olduğunu dile getirdi. Hayatını münevver bir nesil yetiştirmeye adamış olan Erbilli Muhammed Esad Efendi’nin yaşının bir hayli ilerlediği bir dönemde menemende gerçekleştirilen bir kumpas ile gözaltına alınıp idama mahkûm edildiğini ancak yaş nedeni ile cezasının müebbet hapse çevrildiğini dile getiren Yasin Bilal, Erbilli Muhammed Esad Efendi’nin rahatzılanması üzerine kaldırılğı askeri hastanede önce zehirlendiğini ancak bunun zehrin sadece hastalığı arttırması üzerine sonradan damardan şırınga ile zehir enjekte edilerek şehid edildiğine işaret etti. Yasin Bilal’in anlattığı sahneler katılımcıların duygusal anlar yaşamasına neden oldu.
Programda genç şahidler ve Grup Şahid’in seslendiği ezilerin yanı sıra İmam hatip öğrencisi Abdulkadir Bayanbaş’ın şehadet konulu hadis sunumu ve Muhammed Selman Özmen’in okuduğu şiir büyük beğeni topladı.

Gecenin sonlarına doğru “Şehadet ve Şahidlik Bilinci” konulu konuşmasını yapmak üzere Araştırmacı Yazar Musa Kâzım Yılmaz kürsüye davet edildi.

Şahidlik derken..

Konuşmasına “Yeryüzüne Şâhidlik için gönderilen insanlığın hikayesinin Hz. Adem (as.) ile başlar.” Diyerek başlayan Musa Kâzım Yılmaz, İlk insan, yüce nebi, İnsanlığın atası olan Hz. Adem’in kıyamete kadar var olacak önemli bir misyon üzerine yaratıldığını. Yeryüzüne de aynı misyonu gerçekleştirmek üzere gönderildiğini dile getirdi. Hz. Âdem’in bugünlerde, adını anarken gönlümüzde umutlarımızı kaybetmiş olduğumuz, dilimizde telaffuz ettiğimizde kulakların yabancılaştığı bir yeryüzü hilafetini gerçekleştirmek üzere gönderildiğine işaret eden Musa Kazım hoca, Hz. Adem’in hem kendisinin hem de neslinin şeytana uymayanlar şeytanın iğvasına karşı duranlar, yeryüzünde adalet üzere duran bir yeryüzü hilafetini tesis edecekler olarak, Yeryüzünde Allah’ın kelimelerini hakim kılacaklarını, Allah’ın yüce adalet sıfatını gerçekleştireceklerini, O’nun rububiyetinin, onun uluhiyetinin yeryüzünde gerçekleşmesinin, yeryüzünde tecelli etmesinin sebepleri olacaklarını vurguladı. “Atamız Adem a.s. bu gaye ile yaratıldı. Bu maksatla yaratıldı. Onun yolundan devam eden her bir insan da,  Onun yolu üzerinde olan her bir mü’min de bu gayenin gerçekleşmesinin şahidleri olmak üzere, bu gayenin gerçekleşmesinin şehidleri olmak üzere ahd-u peyman eylediler. Allah’a ahidlerini sundular, kıyamet gününe kadar Allah’a olan ahdimizde durmak hususunda da ahdettiler/ahdettik.” diyen Musa Kazım Yılmaz hoca konuşmasına devamla “Elest bezmindeki “BEL” haykırışlarımız, yeryüzü hilafetinin kabulünü, yeryüzü hilafeti hususundaki vazgeçilmez kararlılığımızın birer ilanı idi. Bugün de aynı haykırış ile haykırıyor,  Allah’an başka Rabler Kabul etmeyeceğimizi,  tek bir Allah’ı kabul edeceğimizi söylüyor, o günki ikrarımızı bugün de dillendiriyoruz. Allah’tan başka ilah yoktur. Allah’tan başka RAB kabul etmeyeceğiz.” Dedi.

İlmin ve Âlimlerin Ehemmiyeti

Konuşmasının uzunca bir bölümünde ilmin ve âlimlerin değeri üzerinde duran Musa Kazım Yılmaz hoca bu bağlamda özetle; “Siz bir Salih amel ile uğraşıyorsanız, bu yolun sonu Şehadettir. İster öldürülmek şeklinde bir şehadet, ister de şahidlik şeklinde bir şehadet olur. Ancak kesinlikle Allah’ın ulûhiyetinin şahitleri olursunuz. Eğer yaptığınız amel daima Salih amel ise..” dedi.

“MUTLAK KÂFİRLER İLE SAVAŞIN KIYÂSÎ KÂFİRLER İLE DEĞİL!”

Musa Kâzım Yılmaz Hoca konuşmasının sonlarına doğru dikkat çekici mesajlar vermeyi de ihmal etmedi.  “Kıtal hususunda da ben ısrarla talepte bulunuyorum.” diyen Musa Hoca bu anlamda kıyâsî olmayan kâfirlere karşı cehd ve gayret içerisinde olunmasına, yani kişisel içtihatlar ile kâfir dediklerimize değil, Allah’ın Kur’an’da açıkça kâfir dediklerine karşı cehd ve gayret içinde olunması gerektiğine işaret etti.

Musa Kâzım Yılmaz Hocanın bu husustaki açıklamasını tam metin olarak ve yorum yapmadan okurlarımızın dikkatine sunuyoruz:

Kıtalin Şehidlerine Gelince..

“Asli kâfirlerle,  müşriklerle ve ehli kitab’ın size düşman olanları ile savaşın. Savaşacaksanız düşman çok. Mekân çok. Savaşacaksanız, savaşın imkanları da tonla.. Özgür iradenizle, hiç kimsenin taşeronu olmadan, hiç kimsenin vesayetinde bulunmadan, özgürce, Allah’ın açık aleni şeksiz şüphesiz düşmanları ile savaşın. Dağlar, meydanlar, kıtal sahaları bomboş bugün. Gidin oralarda olun. Arzu ediyorsanız oraları doldurun. Şanla şerefle tüm Müslüman grupların sizin hakkınızda olumlu şahidlikte bulunacakları bir savaşın paydası olun. Herkesin belki mümkün değildir ama en azından genelin size olumlu şahidlikte bulunacağı bir yerde durun. Siz hiç halid El-İslambuli’nin şehidliğinden veya Hattab’ın şehidliğinden sorunla bahseden bir kişi ile karşılaştınız mı? Kitlesel olarak. Buyurun, evet bir hattab gibi, evet bir Şamil Basayev gibi, Abdullah Azzam gibi, şeksiz şüphesiz topraklarımızı işgal etmiş olan, şeksiz ve şüphesiz islam’a ve müslümanlara düşmanlık eden, dillerinde bizim sloganlarımızın olmadığı, kıbleleri bizim kıblemiz olmayan, okudukları kitapları bizim kitaplarımız olmayan kâfirlere doğrultun silahlarınızı. O zaman size bir kurşun isabet ederse, tüm Müslümanlar da sizin şehidliğinize şahidlik eder,  Umarız ki Allah da sizin şehidliğinize şahidlik eder. Müslümanların sizin hakkınızda ihtilafa düşmesine müsaade etmeyin. Siz Müslümanlar hakkında ihtilafa düşenlerden olmayın. Müslümanların da sizin hakkınızda ihtilafa düşmesine müsaade etmeyin. Siz varlığınızla aslî kâfirlere korku salan, varlığınızla islam’ın bütün renklerinin, İslam’ın bütün tonlarının beğenini almış, şahidliğini almış, biz onlardan razıyız dediği adamlar haline dönüşün. Böyle yaparsak,  şahidliklerimiz bir kıymete ulaşır. Bizler de kendi şahidliğimizin gerçekliği hususunda hiçbir şüphe taşımayız.”

Asımın Nesli Kültür ve Sanat Derneği’nin “Erbilli Esad Efendi’yi Anma ve Geleneksel Şehadet Gecesi” adlı etkinliği Musa Kâzım Yılmaz hoca’nın konuşması ile sona erdi.

Musa Kazım yılmaz Hoca’nın Şehadet ve Şahidlik üzerine önemli mesajlar verdiği dikkat çekici konuşmanın videosu ve diğer görseller kısa zamanda eklenecektir.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve adanagundemi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2023 acotr.org bonus veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2023 casino siteleri